Bu bölümü multideki şarkıyla okuyalım lütfen :)
Bir de arkada oturan kişileri tahmin edin .Emin olun tahmin edemezsiniz. Belki birincisini tahmin ediyorsunuzdur ama ikincisi aklınızın ucundan bile geçmez bence. Çünkü ben hala inanamıyorum. Ezgi ve onun yanında kahkalar atan bir adet İpek! İşte bugün yaşadığım en büyük ŞOK. Asu, Ezgi ve İpek mi? Lütfen bana rüyada olduğumu söyleyin...
----
Ağzım açık bir şekilde önüme döndüm. İpek o gıcık olduğumuz kişilerle nasıl kahkaha atabiliyordu ki? O da en az benim kadar gıcık oluyordu onlara...
-Emniyet kemerini unutma Azracım.
Emniyet kemeriymiş ben daha sana göstereceğim zaten pislik çucuk bekle sen. Ya ben hala inanamıyorum İpek nasıl? Ya ben- nasıl İpek nasıl ya? Acil konuşmamız lazım. Ya sadece bir gün uyudum ne değişmiş olabilirdi ki? Emniyet kemerimi takıp Burak'a baktım. Yüzünün yarısını kaplayan bir sırıtışla bana bakıyordu. Önce hafifçe sırıttım sonra elimle hafifçe yanağına vurdum. Niye hafif diye sormayın. Sakın!Sakın dedim!
-Pislik seni! Nereye gidiyoruz yolumuz uzun mu?
-Bizim yazlığa gidiyoruz.
-Arkadaki arabada bizimle geliyor öyle değil mi?
-Hayır!
-Nasıl-
Arkamı dönmemle arkadaki arabanın artık arkamızda olmadığını gördüm. Bir dakika! Yok artık! İyice bir yutkundum.
-Şimdi biz ikimiz yani sen ve ben mi? Yazlık evde tek başımıza mı?
-Evet!
dedi e-leri uzatarak. Ay ben bu pisliğin pislik işlerinden bıktım artık. Gülerek arabayı çalıştırdı gaza yüklendi. Şimdi biz baş başa tatile gidiyoruz değil mi? Yok ben hayatta gitmem bununla baş başa tatile. Birileri bir şey yapsın. Ya da ben yapayım.
-Burak durdur şu arabayı!
dedim ciddi ve sert ses tonumla. Yüzünü bana döndürüp şaşkın bir şekilde baktı. Arabayı da durdurmuyor bu.
-Şu arabayı durdur .
dedim tekrardan, her kelimenin üstüne basa basa... Arabayı durduğunda hızla arabadan indim. Kapıyı çarpıp yürümeye başladım. Bende aksiyon arıyorum resmen yani. Yaptığım saçmalığa bakar mısınız? Arkamdan kapatılan bir kapı sesi daha duydum. Koşarak arkamdan geliyordu. Tabi ki de arkama bakmadım.Belki küçük bir bakış atmış olabilirim küçücük ya küçük. Nefes nefese kolumdan tutup kendine çevirdi beni. Yine mi kol? Yani bu insanlar bu kola neden bu kadar takmışlar anlamıyorum. Kol çok özel bir organ. Öyle gelen giden tutuyor olmuyor ama böyle.
-Azra!
-Ne var?
Bu da pek bir çok sevdi adımı söylemeyi ya!
-Nereye?
Saçmaladık iyice biz.
-Eve canım geliyor musun?
Geri zekalı! Kolumu ellerinin arasından çektim. Bakışlarını kollarımda gezdirip yüzüme çıkardı. Benim baktığım ciddiyetle bana bakıyordu. Ciddi bakıyordu hayret. Ellerimi çiçek yapıp ona bakmaya devam ettim. Bir müddet sonra anladım ki bu oyun böyle gider arkamı döndüm gidiyordum ki tekrardan tuttu kollarımdan. Kendine doğru çektiğinde birbirimize yapıştırılmıştık resmen. İşte yine oluyordu gözlerimiz birbirine kenetlenmiş bir şekilde birbirimize bakıyorduk.O bana hala aynı ciddilikle bakarken ben gözlerimi büyütmüş ona bakıyordum.Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Evet o kadar yakındık ki onun nefesini ben soluyordum. Doldurdu içime karbondioksiti... Hayır normal karbondioksite neyse diyeceğim de pis pis bana kendi karbondioksitini solutuyor pislik şey. Gözlerini geri açtığında dudaklarıma baktı. Ya ben hala çözemedim bu işi birinci kol ikinci dudak ne istiyorlar benim organlarımdan. Resmen mafyalar, organ mafyaları ne olacak. Bana doğru hafifçe yaklaştığında başımı geri çekip
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOPYA
ChickLitAzra,hayatında hiç bir erkeği sevmemiş kendi halinde bir kız... Batu,aşık olduğu Azra'dan karşılık görebilecek mi? Burak, yeni yeni sevdiği Azra'yı engelleri yok sayarak kendine bağlayabilecek mi? Tek bir kopya kağıdının her şeyi altüst etmesi inanı...