"GERÇEKLER..."

238 42 7
                                    

Ezgi ile geri mi barışacakmış neden ki? Neden barışıyor şimdi onunla? O adam diye bahsettiği adam kim? Neden arıyor onu? Sorular sorular yine sorular ve yine sorular. Beynim hata verdi.

-Kapattım.

dedi sert bir tonda... Sonra bakışları benim olduğum tarafa çevrildi. Bana bakıyor galiba!

***

Kalbim deli gibi atmaya başlarken o bu tarafa doğru yürüyordu. Burak beni görmüş müydü? Yanıma mı geliyordu? Kaçmalı mıydım? Ben ne yapmalıydım? Önüme düşen beyaz bir kağıt ve yanımdan hızla geçen bir Ezgi. Gözlerimi kağıttan kaldırdığımda gitmişlerdi. Kağıdı elime aldım. Açıp içindekileri okuyup sinirleri mi bozmalı mıydım? Direk götürüp çöpe atmaya karar verdim. Tam çöpe atacağım sırada merakıma yenik düşüp üst üste katlanmış kağıdın köşelerini ayırdım. 

-Azracım fazla merak iyi değildir. Her işe burnunu sokma özellikle de ilişkimize! Unutma sahte bir sevgililik numarası başka bir şey değil! Sırf yaptığı pisliği temizlemek için yapıyor. Yoksa seni sevebileceği aklının ucundan bile geçmesin.-

İşte aynen böyle yazıyordu o kağıtta. Bu kız cidden iğrenç biri. Ama söyledikleri gerçek miydi? Benim yaptığım bir şey yoktu ki. Özellikle de ilişkilerine burnumu filan sokmuyordum. Tamam haklıydı sahte bir sevgililik numarasıydı. Zaten en başından beri böyle bir şeyin saçma olduğunu da kendime sürekli belirtiyordum. Peki ya son cümleleri "Sırf yaptığı pisliği temizlemek için yapıyor. Yoksa seni sevebileceği aklının ucundan bile geçmesin.". Ciddi ciddi acaba olabilir mi? Yani o gece seni seviyorum demesi kopya olayında yaptığı pislik yüzünden miydi? O beni sevmiyordu öyle mi? Ama böyle pislik temizlenmez ki pislik yapılır. Kağıdı parça pinçik yaptıktan sonra hızlı adımlarla tuvalete doğru yürüdüm. Kabinlerden birine girip klozetin üstüne oturdum. Neden canım yanmıştı ki? Neden kendimi berbat hissediyordum? Ben şu an neden ağlıyorum! 'Hadi itiraf et! Hadi Azra!' Ellerimin tersi ile göz yaşlarımı sildim. Tamam iç ses itiraf ediyorum. Derin bir nefes alıp burnumu çektim. EVET BURAK'IN YANIMDA OLMASI BENİ MUTLU EDİYOR! EVET O VARKEN HARİKA VAKİT GEÇİRİYORUM! EVET ONU SEVİYORUM! Ney? Ben biraz önce ne dedim? Tabi ki Burak'ı sevmiyorum. O-o yanlış oldu. 'Gerçekleri söyledin. Hiç toplamaya çalışma Azra Hanım!' İç ses haklı. Galiba onu seviyorum. Seviyor muyum?  Ben ciddi miyim? Yok artık! 

-Azra burada mısın?

Asu'nun sesiydi bu. Kabinin kapısını açıp dışarı çıktım. Asu beni görünce manyak gibi çığlık attı. Aynaya baktığımda çığlık atmamak için bende kendimi zor tuttum. Ellerimle yüzüme su çarparken Asu kollarını birleştirmiş yanımda duruyordu. Sıkılmış gibi bir hali vardı.

-Sıkıldıysan yanımda durmak zorunda değilsin.

dedim duygusuz bir şekilde. Asu hafifçe güldü.

-Ama yanında olmalıyım.

-Neden?

-En yakın arkadaşın seni bıraktı da ondan.

dedi alaycıl bir şekilde. Bakışlarımı yere indirip yerdeki taşlarda gezdirdim. En yakın arkadaşın mı demişti? İpek'ten bahsediyordu. İpek en yakın arkadaşım. Beraber ağlar beraber gülerdik. Neler oluyor ona böyle. Bunların hepsi Batu'nun suçu öyle değil mi? 'Unutma Azra sevmek hiç bir zaman suç olmadı!' Sevmek suç değildi belki ama en yakın arkadaşım onun yüzünden benimle bozuşup duruyordu. En yakın iki arkadaşı ayırmak kesinlikle suç! Kafamı kaldırıp başım dik bir şekilde Asu'ya sordum.

-Bundan sana ne?

-Bak Ezgi çok kötülük dolu bir kız. Ona dikkat et. Canını yakmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır.

KOPYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin