Deniz'e sarıldım ve odun diye fısıldadım. O da bana Sarı sakar dedi.
"Deniz"
"Efendim? "
"Ben yokken hiç sevgilin oldu mu?"
"Klasik kız sorusu"diye homurdandı ve
"Hayır olmadı"dedi.
"Peki arkadaşlarınla tanışturmıycak mısın beni?"
"Belki"
"Evet-hayır"
"Belki dedim Derin."
"Tamam"
"Zaten kulüpte bi çoğuyla tanışcaksın."
"Ama hiç kız yok mu yahu"
"1 tane var. O da piskopat bi okçu"
"Hep silah kullananlar mı var?"
"Hayır bn kullanmıyorum."
"Niye"
"Ellerim yetiyo. Silah güçsüzler içindir."
"Sana da silah gerekmiycek ben eğittikten sonra."
"Sen mi?"
"Evet"
"O zaman işin zor Deniz"
"Senin ki de öyle"
"Görürüz"
"Görürüz"dedi ve bana sarılmayı bırakıp hızla yürümeye başladı.
"Deniz!"
"Efendim?"
"Noldu?"
"Yok bişey. Derse geç gelicem"
"Neden?"
"Bilmen gerekmiyo."
"Deniz!"
"Sus!"dedi ve gitti. Beni o tehlikeli okulun ortasında bırakıp gitmişti. Zil çaldı. Ders programına baktım. Kulüp dersiydi. Deniz'in dediğini yaptım. Kulüpteki diğer oğlanlar bana garip garip bakıyodu. Bi tanesi yanıma geldi. Sabahki öküzdü.
"Git başımdan"dedim.
"Aa yapma ama güzel saçlar bak"dedi ve saçlarımla oynamaya başladı. Elimde olmadan yani refleks olarak ona sert bi yumruk geçirdim. Saçımla yabancıların oynamadına çok kıl olurum çünkü. Çocupun burnu kanamaya başladı. Bana bakıp,
"Sarışının içinden kurt çıktı"dedi ve gitti. Diğer hepsi bana daha da garip ve şaşkın bakmaya başladı. Birisi yanıma geldi ve
"Deniz'e mi aitsin?"dedi.
"Sayılır"
"Ben Emir. Deniz'in sağ kolu diğelim."
"Ben de Derin"
"Sen o musun?"
"Kim miyim?"
"Deniz seni bana anlatıyodu ama ortaokuldayken"
"Evet anlatmasına rağmen unutmuş"
"Çok şey yaşadı normal"
"Ne yaşadı ki"
"Ailesini kaybetti."
"Gerçekten mi?"
"Evet. En başta o sarstı onu. Ardından Deren'i kaybetti."
"Deren kim?"
"Onun ablası"
"Ablası mı? Aaa tamam şimdi hatırladım."
"Böyle"
"Ben yokken benim yerimi almışsın. Saol"
"Önemli değil"dedi ve gözleriyle birini işaret ederek,
"Geliyo"dedi. Arkamı dönüp baktım ve Deniz'i kanlar içinde gördüm.
"Deniz?"
"İyiyim bana bişey olmadı."
"İyi de"
"Elimi yıkıycam"
"Deniz ben..."dedim veDeniz
Derin'in kan görünce bayıldığını tamamen unutmuştum. Emir kafası yere vurmadan onu tutmayı başarmıştı. Bana bakıp,
"Noldu şimdi?"dedi.
"Kan görünce bayılıyodu."
"Kendine ne zaman gelir?"
"Bilmiyorum. Spor salonunda minderlerin üstüne yatırırız."
"Ne kadar rahatsın Deniz!"
"Sen niye endişeleniyosun ki?"
"Bi kişi daha mı kaybetmek istiyosun?"dediği an bir anda kaza gözümün önünde canlandı. Başım döndü kendime geldim sonra.
"Elimi yıkayıp gelicem burda bekleyin"dedim ve tuvalete gidip yıkadım. Geri dönüp Derin'i kucağıma aldım. Spor salonuna indik. Onu minderlerin üstüne yatırdım. Ve
"Derin, hadi"diye fısıldadım.
"Deniz..."
"Derin? Burdayım"
"Deniz..."dedi ve boğazını gösterdi. Yorgan iğnesi gibi büyük bi iğne vardı.
"Derin!!" Emir'e seeslendim Derin'i alıp hastahaneye götürdük. Gittiğimiz an yoğun bakıma aldılar. Yaklaşık 15 dakika sonra bi doktor yanımıza gelip,
"Sadece boğazında değil"dedi.
"Nasıl yani?"
"Kalbine gelebilirmiş ama allah onu korumuş. Omzuna gelmiş"
"Kalbine değil demi?"
"Değil merak etmeyin. Yaklaşık yarım saate uyanır."
"Teşekkürler"dedim ilk defa.
Emir,
"Şanslı kızmış"
"Evet"
"Artık yanından hiç ayrılmıycan"
"Ben yoksam sen onun dibinde olucan"
"Tamam"dedi. Ve arkasına yaslandı. Düşünebildiğim tek şey Derin'di.Yarım saat sonra bi doktor yanımıza gelip,
"Uyandı"dedi. Ben yerimden fırlayıp koşarak gittim Emir de koşuyodu. Odaya girdim ve
"Derin iyi misin?"
"Evet"
"Eminsin demi?"
"Korktun demi?"
"Niye korkiyim ki?"dediğimde Emir bana dirsek attı.
"Tamam korktum"
"Korkma bi daha"
"Emredersiniz"dedim. Derin gülmeye başladığında doktor,
"Aman dikkat bi kaç hafta boğazını ve omzunu zorlamasın."
"Tamam"dedim. Deri bana kahka atan gözlerle gülümsedi.
"Şu bi kaç hafta geçsin görürsün gününü"dedim. Derin bana,
"Sen görürsün esas beni bu hallere sokmayı."
"Tamam fıstık"dediğimde bana gülümsedi.
"Sen fazla fıstık demeye başladın adımı unutucaksın sonra"dedi.
"Senin adını unutan ölsün Derin fıstıklım."dedim
"Akıl olmayınca o kadar oluyo işte"dedi. Doktor yine araya girip,
"Ayrıca az konuşsun"dediği zaman sinirkerim iyice bozuldu ve
"Yeter lan sende her boka nane oluyosun!"diye atarlı ergenlik yapıp ayağa kalktığımda Emir beni tuttu. Doktor,
"Güvenlik!"diye ciyakladı. Güvenlikler içeri girip beni çıkardılar. Emir'e içeride kalmasını işaret ettim.Derin
"Sen niye gitmedin?"
"Deniz burda kalmamı söyledi."
"İyi de"
"Deniz bişey diyosa nedeni vardır Derin. Boş boşuna bişey yapmaz veya söylemez."
"Hah bana mı anlatıyosun onu?"
"Evet çünkü liseye geçince baya bi değişti."
"Tamammm"dedim daha fazla uzatmamak için ve doktora dönüp,
"Ne zaman çıkıcam?"
"Şimdi çıkabilirsiniz"dedi ve beni kaldırdı. Emir'le dışarı çıktık. Deniz bi banka oturmuş kafasını yukarı kaldırmış güneşe yüzünü vermişti. Yanına gidip ona sarıldım. Deniz gözünü açıp baktı ve beni kendinden yzaklaştırıp bana bakınca beni yine kendine çekti ve sarılıp,
"Sarı sakar"dedi.
"Odun"dedim ve güldü sonra bana,
"Seni korumak da ne zor olacak. Çok güzelsin"dedi.
"Korumana gerek yok ki sen yanımda ol yeter o bana odunum"dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENİZİN DERİNLİKLERİ
Romanceİkisi de büyük zorluklar atlatıyo. Özellikle Sakar, Cesur ve biraz da Korkak olan kızımız çok göz yaşı döküyor. Agrasif beyefendimizin buzdan kalbi bu kızımızın kalbinde yanan ateşle eriyor. "DENİZİN DERİNLİKLERİNE HOŞGELDİN"dedi kafamı öperek...