-BUNU ANCAK RÜYANDA GÖRÜRSÜN-

14 4 0
                                    

Deniz duvara yumruk atıyodu. Emir'de onu sakinleştirmeye çalışıyodu. Açelya,
"Git ve sakinleştir onu"
"İyi de"
"O seni seviyo"
"Biliyorum"
"O zaman hadisene"dedi ve beni itmeye başladı. Kalktım ve Deniz'in yanına gittim. Kolundan tuttum onu bi kenara çektim ve,
"Bi daha böyle bi delilik yaparsan bunu ancak rüyanda görürsün"dedim ve dudaklarına bi öpücük kondurdum. Deniz'in gözleri kocaman olmuştu. Hiç beklemediği anda öpmüştüm onu.
"Bana deli diyene bak"dedi.
"Dediğim gibi Deniz bey"dedim ve Açelya'nın yanına gittim.
"Kenara çektiğine göre bişey yaptın ona"dedi gülmeye çalışarak.
"İlk olarak ağlamayı bırak ve ikinci olarak evet bişey yaptım"dedim gülümseyerek.
"İki tahminim var. Biri ona tokat attın, ikinci de onu öptün"
"İkincisi"
"Kendimi çılgın zannederdim."diyip gülmeye başladı.
"O kadar emin olma"diyip onu ittirdim.
Bi doktor yanımıza gelip,
"Ziyaret edebilirsiniz. 1'er veya 2'şer fazlası yok."dedi ve gitti.
Açelya,
"Ben Emir'le giriyim sen de Deniz'le"
"Tamam iyi olur"dedim.
Açelya kalkıp Emir'i aldı ve odaya girdiler. Deniz gelip yanıma oturdu ve,
"Sen böyle sürizlerle dolu muydun ya?"dedi.
"Evet ama unutmuşsun galiba"
"Küçükken-"
"Bana bi kolye yapmıştın."dedim ve kolyeyi dışıma çıkardım. Kolye Deniz kabuklarındandı.
"Hala taktığına inanmıyorum."
"Niye takmıyım ki"
"Ben seninkini kırmıştım."
"Benim yaptığım bilekliği mi!?"
"Evet"
"Aferin. Nasıl becerdin?"
"Anneme sinirlendim elime de ilk o geçti farkında bile değilim ve onu duvara fırlattım."
"Senin anneni allah düşmanıma vermesin zaten"
"Evet haklısın"
"Hayret"dedim gülerek.
"Ne haksızsın annem öyle biri değil dünyanın en iyi annesi mi diyim!? Beni bu hale getiren o!"
"Deniz sana ne dedim."dedim ve duvara atıcağı yumruğunu tuttum.
Deniz bana dönüp,
"Reflekslerin çok iyi"
"Sayenizde Deniz bey"
"Saolun bu güzel iltifat için"
"Önemli değil"dedim ve Deniz gülmeye başladı.
"Dengesizsin Deniz sen"dedim.
"Evet öyleyim"
"Ama ben o dengeyi düzeltcem merak etme"dedim ve Deniz'in sol kaşı havaya kalktı. Açelya yanımıza geldi ve,
"Aşk böcekleri sıra sizde"dedi ellerini ikimizin omzuna koyarak.
Kalktık ve odaya gittik. Burak bi beni bi de Açelya'yı sayıklayıp duruyodu.
Deniz yumruğunu sıktı.
"Deniz!"dedim ve yumruğunu gevşetti.
Burak bana döndü,
"Açelya iyi demi?"
"Dademin geçdi ya"
"Görmedim sadece sesini duydum."
"Evet iyi. Sen iyi misin?"
"İyiyim."
"Geçmiş olsun"dedi Deniz. Gözümün önünde birden küçükken huzur evine gittiğimizde yaşlılara dediği zaman ki hali canlandı. Hep o cümleyi kurarken gözleri dolardı ve yine dolmuştu.
"Saol Deniz"dedi Burak ve kulağıma yaklaşarak,
"O şerfsizi niye getirdin"dedi.
"Aa yeter ya siz niye birbirinizden bu kadar nefret ediyosunuz anlamıyorum ki!"diye bağırdım.
İkisi de,
"Piç olduğu için"dedi aynı anda.
Dolmuş gözlerimle 'hıh'diye güldüm ve ordan çıktım. Açelya,
"Kızım deli misin?"
"Yaşıyo musun diye sor"
"Yaşamıyosun."
"Evet ölye sanırım."
"Noldu?"
"Bıktım artık bunlardan ve ayrıca Emir, Deniz eğer Burak'a zarar verirse, ikinizi de gebertirim!"dedim parmağımla hızla bi odayı işaret edip bi de Emir'i işaret ederk.
"Neyle?"dedi Emir.
"Sivri uçlu herhangi bişeyle"dedim. Açelya bana ok verdi.
"Bu da olur"dedim Emir'e göstererek.
"Tamam ama yanlış kişiyi koruyosun"
"Beni bırakıp gitmeyen yanlış oluyo demi!"
"Alakası yok Deniz seni bırakmak istememiştir bundan eminim yoksa ortaokulda niye seni sayıklasın deli mi bu!?"
"Bence evet Deli."dedim ve koltuğa oturup arkama yaslandım. İçerden bağırışma sesleri geliyodu.
Açelya,
"Allahım sen koru"diye mırıldanıp duruyodu.
Emir ayağını yere vuruyodu. En sonunda kapı açıldı ve Deniz çıktı burnu kıpkırmızı olmuştu gözleri dolmuştu ve dişlerini sıkıyodu. Kalktım ve yanına yürüdüm.
"Noldu?"
"Boşver"
"Seni üzen bişey demiş Deniz! Ne dedi!"
"Hani dedim ya bi doktor vardı ailemi hep o öldürdü."
"Ee"
"O da onun yiğeni"
"Demek bu yüzden birbirinizden bu kadar nefret ediyosunuz. Peki o sana ne dedi?"
"Senin baban ölse ne hissedersin anne acısı ne biliyo musun?"
" Aileni onun amcası veya dayısı her neyiyse onun öldürdüğünü bilmiyo mu?"
"Hayır"
"Sen de kazayı hatırladın"
"Evet"
"İyi de sen kolay kolay böylee burnu patlıcan gözü dolu olmazsın. Başka şeyler de söylemiş o sana"
"Boşver ne dediğini"
"Deniz madem boşvericem kız gibi ağlamayı şu anda bırak!"
"Ağlamıyorum"
"Deniz 5 yaşındaki bi çocuk gibi davranıyosun şu anda. Kendine gel lütfen"
"Ben san göre hep öyleyim zaten. Ben seni bırakmak istemedim. Bırakmak isteseydim yıllar boyunca adını niye sayıklıyım ki? Deli miyim ben?"
"Tamam. Kapatalım konuyu. Şimdi. Yüzün normale dönene kadar gelme"
"Tamam"dedi ve arkasını dönüp duvara bi yumruk attı. Ne istiyodu bu duvarlardan. Duvarların dili olsa kim bilir neeleer anlatır. Kim kime ne yapmış? Kim kimi öldürmüş? Hepsini. Ama duvar işte. Düz beyaz veya herhangi bi renk.
Emir'in yanına gidip,
"Duvarlarla derdi ne bunun?"
"Sana zarar vermek yerine duvara vuruyo."
"Ha bana zarar vercek yani duvar olmasa"
"Yok yani nası desem...içinde biriken hırsı falan filan hepsini boşaltıyo."dedi Emir. Açelya,
"Bence bişey kırmak istiyo ama kıyamıyo"dedi.
"O şey bensem beni zaten öğütmek için hazırda tutuyo."dedim.
Açelya,
"Sen de olabilirsin ama cam bi eşya da olabilir veya ailesinden kalma bişey, onları unutmak için"dedi tırnağını inceleyerk. Deniz geldi ve,
"Hadi gidelim"dedi. Açelya,
"Ben burda kalıyım"
"Kızım salak mısın yarın okul var"
"Ne zaman okulu bu kadar umurunda oldu?"
"Seni ilgilendirmez"dedi beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı.
Kolumu çekip,
"Sen de iyice alıştın beni evcil köpeğin gibi sürüklemeye"dedim.
"O zaman yetiş hızıma"dedi. Ve yürümeye devam etti. Ben de koşmaya başladım. Emir yanıma gelip,
"Noldu ona?"
"Boşver. Önemi yok"
"Onun gibi konuşmaya başlamışsın"
"Hayır."
"Evet öyle"
"Hayır dedim."
"Peki"dedi ve beni geçti. Bunlar ne yiyodu ya?
Arabaya bindik. Deniz,
"Bu gece eve gitme"
"Deniz deli misin? Babam beni keser!"
"Açelya'da kalcağını söyle"
"Babam Açelya'yı tanımıyo"
"Arkadaşım dersin"dedi ve telefonum çaldı. Babam arıyodu.
"Deniz babam arıyo arabayı bi kenara çek"
"Tamam"dedi ve kenara çekti. Telefonu açtım.
"Alo"
"Kızım nerdesin saat 12 oldu."
"Baba Açelya'lara geçtim."
"O kim?"
"Yeni edindiğim arkadaşım"
"Tamam sabah onunla mı gitçen?"
"Evet"
"Tamam kızım ksndine dikkat et"dedi ve kapattı.
Deniz,
"Ben ne demiştim"
"Evet haklısın Deniz"
"Ben çok yaptım bunu"
"Sen erkeksin Deniz kimse sana ne yapacağını sormaz"
"Annem sorardı."
"Tamam heneyse konuyu kapatalım"
"İyi olur"dedi ve arabayı çalıştırdı.
Eve geldiğimizde Emir koltuğu çekti ve yatak şekilini verdi. K
Salondaki yastıklardan bi tanesini alıp kafasının altına aldı ve yattı. Deniz,
"Sen gel Derin"dedi ve merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. Odaya girdi ve
"Otur"dedi. Oturcak yer yoktu ben de yatağın üstüne oturdum.
"Sen burda uyu"
"Sen nerde uyıcaksın"
"Yerde"
"Hayır efendim senin evin senin odan ve sen yatcaksın burda"
"Öyle olsun"dedi ve yanıma oturdu. Yanağımı öptü ve,
"Hala pamuk gibi"dedi.
"Sen de hala o huyundan vaz geçememişsin"
"Neymiş?"
"Beni öpme huyun. Her fırsatta öpüyodun"diyip gülmeye başladım.
"Vaz geçemem geçmem de"dedi sonra yatağa yatıp boş tavana bakmaya başladı.
"Ne var da bakıyosun o tavana"
"Işığı kapa"dedi. Bi işler çeviriyodu ama....
"Deniz salak değilim biliyosun demi?"dedim ışığı kapatırken.
"Biliyorum."dedi. Işığı kapattım ve tavan parladı. Duvarlarda parladı. Heryer resimler yazılar imzalarla doluydu.
"Deniz?"dedim.
"Evet?"
"Çok güzel çizmişsin"
"Saol"dedi ve işaret parmağıyla tavanı işaret ederek.
"Şunu görüyo musun?"
"Evet"
"O senin şimdiki halin yani seni görmeden önce şimdiki halini tahmin etmeye çalışmıştım"
"Ama olmamış"diyip gülmeye başladım Deniz gülmüyodu.
"Deniz? Senin kafana bişey takılmış"
"Yok"
"İyi öyle olsun bakalım"dedim ve yatağa oturdum.
"Yatsana"
"Deniz salak değilim"
"Düşündüğün şeyi hayatta yapmam"
"Ne düşündüğümü nerden biliyosun"
"Çok belli ediyosun"
"Tamam. Yemin et"
"Yemin ederim"
"Tamam"dedim ve yattım.

DENİZİN DERİNLİKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin