-YILBAŞI PARTİSİ-

27 4 1
                                    

3 hafta sonra

Yılbaşı geliyodu. Hatta gelmişti bu gece yılbaşıydı bizim evde büyük bi telaş vardı. Annem akşam için yemek hazırlıyodu, babam hediye almaya çıkmıştı. Bu yıl başını akrabalarımızla kutlıycaktık. Ben masayı kurarken telefonum çaldı. Arayan Deniz'di.
"Alo? "
"Akşam seni alıcam fıstık"
"Deniz olmaz. Bugün olmaz"
"İyi ben size gelirim o zaman"
"Anneme sormam lazım. Kapatma bekle 2 dakika"dedim ve annemin yanına gittim.
"Anne"
"Efendim Derincim"
"Deniz bu akşam bize gelebilir mi yazık tek başına-"
"Tabiki. Ben de şimdi sana Deniz'i çağırsana diycektim. Hatta ara şimdi gelsin yardım etsin bize"
"Anne ne anlar o masa hazırlamaktan"
"Aaa olur mu? Bak çağır görürsün"
"Ay çocuğun bi garson olmadığı kalmıştı."
"Hadi kızım"
"Tamam"dedim ve Deniz'e,
"Deniz annem seni acil istiyo bize gel ve masayı hazırla"
"Bi garson olmadığım kalmıştı."
"Dimii ya. Neyse gel yoksa annem beni kesicek"
"Tamam geldim kapıdayım"
"Deniz çüüş!"
"Açsana kızım kapıyı"dedi ve zil çaldı. Kapıyı açtım Deniz'di.
"Kaçla geldin Deniz?"
"100'le"
"Çüş Deniz ya kaza yapsaydın
yerler bu-"diyemeden Deniz işaret parmağını dudağımın üstüne koydu ve bana baktı.
"Amacın ne Deniz?"
"Şu melek yüzünü bi kere daha göriyim dedim. Fazla konuştuğunda o melek yüzün göte dönüyo"
"Deniiz"dedim.
"Tamam tamam içeri giriyim istersen"
"Aa unutmuşum"
"Sarı sakar"
"Yine başa döndük demi?"
"Sana yakışıyo"
"Şu koca kafan taş gibi sert olmasaydı elimdeki kepçeyi kafana indirirdim."dedim ve annemin içeriden sesi geldi.
"Kıızım kim o?"
"Deniz anne"
"Hah tamam. Açelya'yıve Burak'ı da çağır kızım"dedi annem. Ven tam ağzımı açmışken Deniz bi dakika işareti yaptı ve
"Derya teyze bi arkadaşım bana dört davetiye vermişti biyerde yılbaşı partisi varmış oraya gidelim biz hem sizin için daha iyi olur eve kalabalık yapmayız"dedi.
"Gerçekten mi?"dedim fısıldayarak. Deniz,
"Evet bak"dedi ve davetiyeleri gösterdi.
"Nerdeymiş bu parti"dedi annem.
"Arkadaşla gidicez ben de bilmiyorum"
"Tamam. Derin kızım ayrılma Deniz'in yanından"
"İyi tamam anne"dedim. Deniz,
"Hadi hazırlan ben bekliyorum salonda"
"Sen böyle mi gidicen"
"Ne varmış halimde"
"Beynini mi yedin sen"
"Hayır"
"Yaa bi de hayır diyo. Doğru düzgün kravatını takım elbiseni giy"
"İyi giyerim"
"Deniz lütfen ya"
"Saçımı da bayram çocukları gibi yapıyım mı?"
"Deniz lütfen dedim"
"Tamam peki"
"Hadi ben hazırlanıyım o zaman"dedim ve odama gittim. Mavi ve gümüş rengi olan elbisemi alıp giydim. Saçlarımı yaptım ve odadan çıktım. Deniz beni görünce,
"Tamam takım elbiseyi giyicem"
"Hahah ben ce de giy"
"Çok güzel olmuşsun gerçi zaten hep güzelsin"
"Ay saol"dedim kokoş hanımların taklitini yaparak. Deniz güldü.
"Burak'la Açelya'yı ara hadi. Açelya anca hazırlanır"
"Aynen öyle ve ben odamda hazırlanırken aradım. Birazdan ikisi de burda olucak."
"İyi bekleyelim o zaman."
"Sen..."
"Ben eve gidip değişçem üstümü"
"Tamam onlar gelsin beraber geçeriz"
"İyi"dedi ve zil çaldı. Burak ve Açelya yan yana çok tatlı oluyolardı.
"Yirim sizi"dedim ve yanaklarını sıktım. Açelya,
"60 yaş büyüdün herhalde Derin"
"Haha evet"
"Belli"
"Hadi bakalım bana geçiyoruz ordanda Berkant bizi alıcak"dedi Deniz. Açelya,
"Pııf yine mi Berkant"
"Sen istersen yürüyerek ve donarak gel prenses"dedi Deniz ve Deniz'e dirsek attım.
"Yuh derin kemiğin ne kadar-"
"Siviri ve sert biliyorum. O yüzden şu öküzlükten vaz geç yoksa bu dirseği başka yerlerine yersin."
"Mesela?"
"Karnına hem de boşluk"
"Tamam fıstık."dedi. Anneme seslenerek,
"Anne biz çıktık"dedim abnem koşa koşa mutfak önlüğüyle kapıya geldi ve hepimizi tek tek öptü ve dışarı çıktık. Dışarı çıktığımız an ben,
"Bişey unuttuğumu biliyodum"dedim ve titremeye başladım.
"Al"dedi Deniz ve ceketini sırtıma attı.
"Sen üşiycen"
"Bışver zaten üstümü değişicem"
"Hadi binin bi zahmet"dedi Burak. Arabaya bindik ve Deniz'in evine gittik. Deniz yukarı çıktı.
"Derin gel!"dedi bağırarak. Yukarı çıktım. Denize elinde iki takım elbise tutmuştu.
"Hangisi?"
"Bana konuşana bak"
"Hangisi?"
"Sağdaki siyah olan"
"Ben de öyle düşünmüştüm"dedi ve aşağıya indim. Açelya,
"Bize konuşana bak"dedi koltuğa yayılıp kollarını göğüsünün altında birleştirerek. Burak,
"Gelir birazdan"dedi.
"A-a hayırdır Burak ne oldu o nefretine?"dedim
"Kafama direksiyon girince kendime geldim."
"Hakkaten sana ne olmuştu... haa tamam"
"Ne olmuştu bana?"
"Boşver uzun hikaye"dedim ve feniz aşağya indi.
"Hadi Berkant kapıda"dedi kapıdan çıktık ve Berkant denen tanımadığım Deniz'in arkadaşının arabasına bindik. Deniz öne oturdu biz de arkada dört kişi sıkıştık. Berkant'ın çıktığı kız da vardı. Kız bana baktı ve,
"Merhaba ben Damla"dedi elini uzatmaya çalışarak.
"Ben de Derin"dedim.
"Seni okulda görmüştüm ama yanına gelmeye biraz çekindim sonuçta Deniz'in-"
"Merak etme onun gibi değilim. Ama gerekince oluyorum"
"Hımm"
"Ben seni hiç görmemiştim sen Deniz'in çetesinde değil misin yoksa?"
"Hayır onlardan değilim ben karşı çetedenim"
"Nasıl yani?"
"Onlara düşman olan çete"
"O zaman siz Berkant'la gizli çıkıyosunuz"
"Evet eskiden öyleydi ama Deniz bizi yakaladığı günden beri sadece benim olduğum çeteden gizliyoruz"
"Yakaladı derken"
"Akşam yemeğine çıkmıştık"dedi gülerek.
"Tamam"diyip güldüm ben de. Berkant,
"Damla'yla anlaşmış gözükyosunuz Derin"dedi.
"Kızların tanışması sizin gibi değil Berkantcım. İki laf ederiz ortak nokta bulunca anlaşırız"dedi Damla.
"Hımm peki"dedi Berkant. Damla gerçekten iyi bi kızdı ama karşı gurup derken iyi gurup demek istiyodu herhalde. Çünkü bu guruptan daha piskopat bi gurup olabilceğini düşünmüyorum.

Partinin olduğu yere geldiğimizde Deniz kolunu uzatarak,
"Buyrun matmazel"dedi gülmeye başladım ve sonra koluna girdim.
Bu partiyi yapan her kimse babası milyoner filan olmalıydı. Bi kız yanımıza gelip,
"Hoş geldiniz ben Zeynep. Seninle tanışmıştık zaten Derincim."dedi. Oha o kız çüüş!
"Baban ne iş yapıyo senin?"
"Holding sahibi"
"Ya ne güzel"dedim benim öyle bi babam olsa hayatta inek gibi giyinmezdim.

Saat 23:57'yi gösteriyodu. Deniz,
"Son 2 dakika fıstık"dedi.
"İyi güzel"dedim. Biran önce 2015'e girelim de ne oluyosa olsun benim için önemli olan yeni yılımın nasıl geçiceğiydi. Tamam yine salak salak konuşmaya başladım.
Saat, 23:59'u gösterince 10'dan geriye saymaya başladık. Saat, 00:00 olunca Deniz'e sarıldım ama istemeden yani bi tür refleks diyelim;) Deniz beni yanağımdan öptü sonra
"Ohh be"dedi.
"Bakıyorum daha tatlılar gelmeden sen yedin"dedim
"Kalabalık ortamda olmasak çikolata da yerdim ama görmesinler beni çikolata yerken"derken dudağından öpcektim diyodu. Anlamışsınızdır zaten.
"Kilo alırsın yemene gerek yok"dedim.
"Utanırım diyosun"
"Aynen öyle ben yanımda dombili buu bi insan istemem benim yanımdaki adam gibi olcak beni korıycak"
"Korurum fıstım"dedi ve müzik çalmaya başladı. Deniz yine fransız havalarına girerek,
"Bu dansı bana lütfeder misiniz matmazel"dedi eğilip elini uzatarak.
"Tabiki"dedim ve elini tuttum. Burak çoktan Açelya'yı dansa kaldırmış belinden tutuyodu. Açelya'yla göz göze geldiğimizde ona 'hayırlı olsun'bakışları attım ve Açelya bana güldü. Deniz,
"Dans etmeyi biliyomuşsun işte"
"Bilmiyorum demedim ki"
"Rüyanda kınuşurken diyodun"
"Bi dakika sen benim uyuduğum odaya mı geldin?"
"Hayır bardak dayayıp dinledim. Tabiki de geldim Derin"
"Allah bilir yanıma da yatıp saçımı okşamışsındır"
"Doğru biliyo"
"Deniz ya"
"Efendim"
"Öküzsün sen"
"Biliyorum sen de o öküzün yediği fıstıksın"
"Sapık şey"
"Aa olmadı ama"
"Ağzını düzelt o zaman yoksa ben düzeltmesini çok iyi biliyorum ve babamın takım çantasında gerekli malzemeler var"
"Emriniz olur matmazel"
"Emir niye gelmedi"
"Niye sordun"
"Merak ettim bi arkadaş sonuçta"
"Emir yurt dışına kaçtı"
"A-a niye?"
"Babasından kurtulmak için. Bu sıralar alkolü daha çok alıp onu daha çok dövüyomuş"
"Emir'e de acıyorum"
"Acı"
"Noldu kıskandın mı?"
"Evet Derin kıskandım"
"Kıskanma nöküzüm benim"
"Saat kaç"
"Bi dakika bakıyım"dedim ve yüzüğümün kapağını açıp saate baktım.
"Gizli ajanların aletleri gibi aynı."dedi Deniz.
"Saat 00:57'yi gösteriyo"
"Oo o kadar zaman geçmiş mi ya"
"Geçmiş yaa"
"Eve gidelim artık bence"
"Hayır ya burda kalalım"
"Peki nasıl isterseniz"
"Tabiki yani"diyip güldüm.
"Derin"dedi Deniz.
"Efendim"
"Sen melek misin?"
"Niye sordun"
"Bana ilaç gibi geliyosun"
"Ne içtin Deniz ben de istiyorum"
"Bişey içmem gerekmiyo hanımefendi."
"Evet belki de öyleyimdir ama bilmiyorumdur"
"Bence meleksin"
"Nasul derseniz"dedim.
"Sen hep gülsen hiç kızmasan"
"Sen de hep böyle sakin olsan öküzleşmesen"
"Çok güzel olucak"dedik aynı anda. Deniz 'hıh'diye güldü.
"Şu inci dişlerini görsem"dedim
"Gözlerinin içindeki renk değişimlerini görsem"dedi
"seninkiler kadar renk değiştirmez"
"Diyosun"
"Evey diyorum Deniz bey"dedim ve Açelya beni kolumdan çekiştirerek. "Biraz kadınsız kalsınlar da değerimizi anlasınlar"dedi. Sinirlenmişti.
"Burak ne yaptı"
"Boşver"
"Dur şimdi ben ona gösteririm" diyip kalktım.
Burak'ın yanına gidip,
"Kızın aklını aldığın yetmiyomuş gibi bi de kalbini mi kırıyosun Burak"
"Ne yaptım ya ben"
"Onu sen bilceksin"
"Ya dedim ki piskopat okçular gibi dolaşmasan ne güzel olcak dedim sinirlendi"
"Al işte"dedim ve devam ederek,
"Olum kıza herkes öyle diyo kalbinin ayarlarını bozmuşsın işte"dedim.
"Tornavida ver tamir ediyim"
"Tornavida sensin işte allahım bi insan neden bu kadar öküz olur"
"Tamam"
"Şimdi yanına gidersen seni deler deşer 8 parçaya ayırır o yüzden sakinleşmesini bekle bak ellerine ellerini kıtırdatıyo."
"Tamam"dedi ve oturdu.

Yine Berkant'ın arabasına doluştuk Deniz deli gibi birsürü içki içmişti geri kalan hepimizin aklı başındaydı. Berkant,
"Derin bence Deniz'i evde tek bırakma"
"Ben onunla kalırsam da başıma kötü şeyler gelebilir"
"O da var o zaman ben sizi senin evine bırakıyım baban filan varken bişey yapamaz"
"İyi olur"
"Adresi alıyım"
"****sokağı,****** apartmanı"
"Tamam"dedi ve sürmeyr devam etti. Burak ve Açelya Burak'ın evine gitti. Biz de Deniz le benim evime gittik. Damla ile vedalaştık. Ve eve girdik. Deniz'i sırtımda taşırken sanki 10.000 ton taşıyo gibi oluyodum. Merdivenlerden yukarı çıkmaya başladık. En sonunda eve çıktığımızda kan ter içinde kalmıştım. Babam kapıyı açınca,
"Kızım bu ne hal"
"Of baba hiç sorma"
"Deniz niye geldi"
"Aklı yerinde değil"
"Fazla mı kaçırdı"
"Evet hem de baya fazla"
"Dur kızım sen bırak ben içeri sokarım onu."dedi ve Deniz'i alıp kanepeye yatırdı. Deniz'in yanaklarını mıncıklamak istiyodum ama aklı başına gelince yapıcaktım bunu. Odama gittim ve pijamalarımı giyip yatağıma yattım.

DENİZİN DERİNLİKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin