Uyandığımda bay ve bayan Blood'un evlerinde kaldığım odadaydım.Sabah
olmuştu.Derken az önce yaşadıklarım
aklıma geldi,maalesef hepsi rüya olma
lıydı.
Zaten saçma bir şey olduğunu düşün
düm.İlk görüşte aşka zaten hiç inan
mamıştım.Ama o gördüklerim..
Neyse,sonuçta sadece bir rüyaydı.Öy
lesine saçma sapan.Bilinç altımın ba
na oynadığı bir oyundu işte..
Acaba gerçekten adı Jey'miydi ? Jey..
Bir kısaltma gibi.Son söyledikleri de
beni fazla etkiler gibiydi "Tesadüf de
ğil,kader !"
Ben bunları düşünürken birden kapı çaldı.
"Girin.."
Gelen bayan Blood'du
"Günaydın tatlım,sana bir sürprizim var hadi gel !"
Bayan Blood beni elimden tuttuğu gi
bi pijamalarımla üst kata çıkarmıştı
"Bayan Blood ne yapı..."
Dairemin kapısının önünde durdum.
Karşımda Jey vardı.Yani tabi adı Jey ise..
Elimi tuttu.Evin kapısını açtı.Birlikte
içeri girdik.
Şuanda gözlerime inanamıyordum.
Bütün eşyalar buradaydı.Koltuk,masa,
televizyon...
"Senin seçtiklerine param yetmesede
elimden bunlar geldi.Bunları aldım.."
Yan tarafta duran 3 arkadaşını gösterdi.
"Adam,Brad ve Leon da bana yardım etti tabii."
Gülümseyen yüzü biraz söndü.
"Eşyaları beğenmediysen paramı birik
tirdikten sonra senin beğendiklerini ge
tirebilirim.Ama bir kaç ay beklemen ge
rekir."
Hala en şaşkın ifademle ona bakıyordum.
"Beğenmedin mi ?"
"Beğenmek mi ? Bu hayatımın en güzel
sürprizi Jey !"
Onun kollarına atladım sıkıca sarıldık
tan sonra bana döndü
"Adımın kısaltmasını nereden biliyor
sun ?"
O sırada telefon çaldı.Ona sarıldığım kollarımı bırakıp içeri gitti.Üzüldüğü
mü gören bayan Blood beni mutlu et
mem için diğer odalara da bakmayı te
klif etti.Zaten merak ettiğimden kabul
ettim.
Ev tam anlamıyla mükemmel olmasa
da genç bir kadın için idealdi.Zaten mükemmelliyeti de hiç bir zaman sev
memiştim.
Bir kaç dakika sonra telefonla konuş
ması bitti.Yanımıza geldi.Bayan Blood
onu sevmiş olmalıydı ki konuşmaya
başladı
"İstersen bizimle kahvaltı et evlat.."
"Çok isterdim bayan.Ancak halletmem
gereken işler var."
"Peki."
Onun gelmesini en çok ben isterdim.
Hele dün gece gördüğüm rüyadan son
ra..
İçimden bir ses boşver diyor,daha bir
kere gördüğün adamı nasıl sevebilir
sin ki ?
Ama bir taraftan da ondan çok etkile
niyorum sanırım.Gözleri,elleri,dudak
ları her şeyiyle o kadar mükemmel bi
adam ki ! Sevdiğim tek mükemmellik
bu galiba...
Arkadaşları hala buradaydı.Onlarla birlikte kahvaltı ettik ; tabi bir yandan
da sohbet etme fırsatı buldum.Ve Jey
hakkında önemli bilgiler edindim..
Tam adı Jamie Thomas Billson.28 yaş
ında.Annesini küçükken kaybettiği iç
in onu üvey annesi büyütmüş.Babası
da üvey annesi de zalim ve tembel in
sanlarmış.Çalışmamışlar ve çalışma
dıkları gibi Jamie'yi de okuluna gön
dermemişler.
Yıllar sonra onları kaybettiğinde Jam
ie Graceley'deki mobilyacı da iş bula
bilmiş.Ama hala çok fakirmiş.Yaşlı am
cası bay Billson'un yanında kalıyormu
ş.
Bunları konuştuktan sonra arkadaşla
rı gitmişti.Ama ben sadece bunları öğ
renmek istemiyordum..
En sevdiği yemek ne ? Kahvesini nasıl
içer ? Çayına şeker atar mı ? Annesi
nin ölüm nedeni ne ? Nasıl kadınlar
dan hoşlanır ? Bir adam bu kadar çok
nasıl akılda kalabilir ?..
Sanırım biraz kafamı toparlamalıy
dım.bayan Blood'ların evinde bir duş
aldıktan sonra valizlerimi alıp üst kat
a çıktım.Bayan Blood kapıdan çıkar
ken biraz duygulandı.
"Sanki evladım ayrı eve çıkıyormuş gibi hissediyorum tatlım."
Gülümseyip ona sarıldım.Ağlıyordu
"Bende sizin evladınız sayılırım."
Ağlamaya devam ederek
"Love,gitmesen olmaz mı ?"
Gülmeye devam ettim
"Yaptığınız her şey için size ve bay Blo
od'a minnettarım,ama artık gitsem iyi
olacak.Zaten uzak bir yer değil ki,üst
kat !."
Bay Blood geldi
"Teressa,kızı artık bırak da evine gitsin
!."
Artık evimdeydim.Kendime bir kah
ve yapıp koltuğa uzandım.Televizyon
izlemeye başladım.Nerereyse her ka
nalda saçma sapan diziler vardı.Son
unda bir tane yabancı film bulabilmiş
tim.İzlemeye başladım..