5 AY SONRAGün geçtikçe Jamie'm ile birbirimize
daha da fazla bağlanıyorduk.Onsuz ya
şayamaz olmuştum,o da bensiz..
Bana mobilyacının karşısındaki cafe
de bir iş bulmuştu.Hemen her günü
müz birlikte geçiyordu.Tabi onu seven o kız hala vazgeçmemiş,devam
lı Jey'i arayıp duruyordu..Bir gün telefon çaldı.Arayan babam
John Arlen'dı.Beni merak etmiş (!)..
Merak ettiğine göre çoktan araması gerekmezmiydi ? Eminim küçük kızı ile ilgilenmekten bana fırsat bulamamıştır.
"Kardeşin yarın yanına gelecek sevgili
kızım."
Ne ?! Şaka olmalıydı.Kızkardeş im Jeremy benden nefret ederdi..
"Alo ba-baba.."
Telefon kapanmıştı.Ertesi gün Jamie'ye herşeyi anlattığımda gözlerini kocaman açıp
bana
"Sen John Arlen'ın kızımısın ?!" dedi.
Neden böyle bir tepki verdiğini bilmi
yordum.Sadece kafamı salladım.Az sonra kapı çaldı.
Jeremy'nin gelebileceği ihtimalini unutup bayan Blood'un geleceğini düşünüyordum.Jamie yanıma geldi
"Kapıyı açma sevgilim,sakın açma !"
"Neden ? Sadece bayan Blood.."
Engel olmaya çalışsa da kapıyı açtım. Jeremy valizleriyle karşımdaydı.
Öz kardeşim Jeremy... ayrı büyümüştük.Annelerimiz aynı değildi ama öz kardeşti işte.Kendini hep benden üstün görürdü.Ne zaman ona yaklaşmaya çalışsam bana küçümser gibi bakardı.Babam da annemle boşandığı için beni değil de üvey annemle olan kızı Jeremy'yi daha çok severdi hep.Bu açıkca belliydi.
Jeremy karşımdaydı ama yüzüme bakmıyordu.Gözleri hep Jamie'nin üzerindeydi.Bir kaç dakika göz göze kaldılar.Sonra Jeremy dudaklarını büzüştürüp bana döndü
"Ahh canım çok özlemişim.."mırç mırç
Evime tiksinir gibi baktı yine dudaklarını büzdü
"O çok yazık burada mı yaşıyorsun ?"
"Evet."
Kızkardeşimdi.Ne olursa olsun kardeşimdi.Saygısızlık yapmak istemediğimden ona güleryüzle davranmaya çalıştım..
Bir ara içeri kahve yapmaya gittim.Dönmeden içeride konuştuklarını duydum.Onları gizlice gözlemeye başladım.
Jamie uzak durmaya çalışsa da Jeremy onun kollarına atlıyor,dudaklarına yapışıyordu
"Neden buraya geldin Jeremy ?
"Jey,ah yapma tatlım tabiki de seni özlemiştim.."
"Ben seni özlemedim git burdan !"
"Bu kadar kırıcı olma aşkım.."
"Ne aşkı be !"
Jeremy Jamie'ye iyice sokuluyordu,onu etkilemeye çalışır gibi tavırları vardı.
Fısıldadığını sanıyordu seslice
"Ablamın yanında ne işi var ?"
"Love benim sevgilim !"
Jey,Jeremy'nin kollarını üzerinden attı.Jeremy sinirlendi
"Ablamdan ayrılmazsan herşeyi anlatırım"
"Jeremy,neden böyle yapıyorsun o senin ablan !"
"Umrumda değil."
Yine Jamie'nin dudaklarına yapışmıştı
Jamie ona tokat attı.Jeremy yanağını tuttu.Pis pis sırıttı.
"Ne olursa olsun,sen benim olacaksın !"
Olanlar karşısında neredeyse ağlamak üzereydim.Kahveleri içeri götürdüm.
Jeremy yalandan bir sırıtışla bana bakarken Jamie utanıyor gibiydi.
Yaşlar gözlerimden birer birer dökülmeye başlamıştı.Ağzımı bıçak açmıyordu.Jamie kolumdan tuttu.Jeremy'ye döndü
"Biz biraz hava alacağız.."
Jeremy gözlerini kısarak bize baktıktan sonra kahvesini yudumlamaya devam etti.
Arabaya bindik.Yine Zestvılle'ye sürmeye başladı.
Geldiğimizde arabadan indi.İnmek istemediğimi görünce kapıyı açtı,kolumdan tuttu ve zorla çıkardı.
Hala ağlıyordum.
"Sorun ne Love neden ağlıyorsun söylermisin bana !"
Burnumu çektim
"Herşeyi gördüm Jey.."
Beni her an kaybedebilirmiş gibi sımsıkı sarıldı...