Profesörün söylediği her kelimeyi not almaya devam ettim. Herkes odaklanmış bir şekilde dinliyordu. Bay Polarge acımasızdı. Not verirken ve ders anlatırken. Onu dinlemek için maraton koşmak gerekirdi. Nefes almak için kafamı yukarı kaldırdığım da Lola'nın kafası sınıf kapımızın camında yapışmış bir şekilde duruyordu. Birden Lola'nın kafası aşağıya doğru çekildi. Kafamı sınıfta gezdirdim. Herkes kafasını gömmüş not alıyordu. Profesör kürsüsünde kitabı sesli okuyordu.
Michael ve Lola cam kısmından balık taklidi yaparak geçtiler. Korku içinde yaptıklarına baktım. Michael Lola'nın suratını elleri ile şekilden şekile sokarken Lola birden hapşırarak cama salya bıraktı. Gülmemek için ağzımı kapattım ve Michael Lola'yı alarak koşmaya başladı. Profesör adımı bağırdı. "Bayan Rough yeni hafta ve yeni bir dikkat dağınıklığı."
Utanarak kafamı çevirdim. Profesör derin bir nefes aldı. "Pekala, bugün ki ders bitmiştir."
Kafamı sallayarak çantamı ve kağıtlarımı hızlıca aldım. Kapıya doğru koşarken Lola'nın cama bıraktığı iğrenç salyayı görüp gözlerimi devirdim. Koridora baktığımda Michael, Lola'nın bebek arabasını hızlı sürerek bir koridordan diğer koridora gidiyordu.
"Aa, bu aptal."
Koşarak onlara yetişmeye çalıştım. Herkes Michael'ın sürdüğü arabayı görünce geri çekiliyordu. Lola'nın kahkahalarını duyabiliyordum.
"Michael!"
Diye bağırdığımda Michael arabayla bana döndü. Lola gülerek bana baktı. Koridorun sonunda olan Michael bebek arabasının tutacaklarını sıkıca ellerinin içine aldı.
"F1 korkusuz Lola ve Amcocişko geliyo!"
Kaşlarımı çattım. Bebek arabasını birden üzerime sürmeye başladı. Kısık gözlerle ona baktım. Micael hiç hızını düşürmedi. Ellerimi göğsümde birleştirdim. Michael araba ile aramızda 25 santim bıraktığında durdu.
"Lola henüz sana kötü bir şey yapamaz ama benim hayati tehlikem var."
Gözlerimi devirdim. "Okulda ne arıyorsunuz?"
"Lola seni özlediğini söyledi."
"Agu dedi ve sende bunu anladın mı?"
"Ben iyi bir çevirmenim."
Gözlerimi yine devirdim ve bebek arabasının altında olan pusete çantamı ve kitaplarımı koydum. İnsanlar bize bakıyordu.
"Harika senin sayende artık farklı anılıyor olacağım."
Michael kafasını telefondan çekti ve bana baktı. "Nasıl yani?"
"Çocuklu gibi?"
Güldü. "Sen hiç Lola'ya baktın mı? Öyle bir çocuk doğurman için benimle sevişmen bile yetmez."
Onu kenara ittirdim. Okuldan en sonunda çıktığımız kapının önüne arabayı park eden Michael'a baktım. "Otopark terimi yeni bir şey değil."
"Vale yokmuş."
O an intihar etmek istedim. Lola'yı kucağıma alıp arka koltukta ki koltuğuna oturturken Michael bebek arabasını bile kapatamıyordu.
"Anne ve babaların neden sinirli olduğunu anlayabiliyorum."
&
Lola'yı hekime götürürken Michael'a baktım. "Bayan Melanda Orlan sağ tarafta."
Michael kafasını salladı ve odaya doğru yürüdü. Bende doktor kontrolü için başka bir odaya girdim. Diğer çocuklar oyun oynuyorlardı.
Doktorun yanına geldiğimde masadan kalktı. Çocuk oyun alanında olan bir tedavi idi. "Merhabalar doktor,"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
married,young and child
FanfictionTerapist bize baktı. "Michael önce sen başla." "Tam bir deli! Michael çoraplarını yerden al, Michael Lola'ya alfabeyi öğret, Michael çorbaya tuz at, Michael çatıyı onar, Michael uzaya çık!" Ona baktım. "Uzaya çık demedim."