Lola uyumamakta direndiği için gecenin üçünde gözlerim yarı kapalı bir şekilde onu kucağıma aldım. Michael altında sadece eşofman ile içeri geldi.
"Tamam haydi gidelim."
Onu uyarma planım yoktu. Yani üstsüz oluşunu. Lola'nın ağlamasını ikinizde çekiyorduk. Onun sırtını ovaladım. "Haydi ama Lola, lütfen."
Michael sinirlenerek bana döndü. "Niye susmuyor?"
"Bilmiyorum! Sanırım gazı var."
Arkama geçerek Lola'nın yüzüne baktı. Dilini dudaklarının arasına koyarak 'pırt' sesi çıkarttı. "Haydi Lola bunu yap."
"Ne yapıyorsun?"
"Sesin ona bir şey çağrıştırmasını sağlıyorum."
Ona arkadan tekme attım. Michael sendeledi. Sinirli bir şekilde kapıyı açtım. İkimizde sinirli, uykulu ve rahatsızdık. Lola neredeyse 1 saattir ağlıyordu. Hastahaneye gitmekte yarar vardı. Dışarıya çıkıp arabaya bindim. Pusete Lola'yı oturttum. "Haydi ama Lola inatçı olma ve uyu."
Michael direksiyonun başına geçti. "Eğer ilerde bir çocuk yaparsam susturma düğmesi taktıracağım."
"Kes ve sür."
Gözlerini devirdi. Kırmızı saçlarını karıştırdı ve arabayı çalıştırdı. Lola ağlamaktan kızarmaya başladı.
"Tanrım Lola'nın kafası patlayacak!"
Diye bağırdığımda Michael aniden arabayı durdurdu. Ön koltuğa bir böcek gibi yapıştım. "Gerizekalı!"
Diye mırıldandım. Michael arakaya döndü. "Bak bana böyle şeyler söyleme ben panik yapıyorum."
"Tamam haydi hemen hastahaneye gidelim."
Düzelerek pusette olan Lola'ya baktım. Michael yeniden arabayı sürmeye başladığında Lola'nın sesi gittikçe kısıldı. Küçük burnunu çekti. Ellerim ile kızaran suratını sildim. Yaşlı göz kapaklarını kırpıştırarak bana sanki en mükemmel şeymişim gibi baktı. Gülümseyerek onun minik ellerine serçe parmağımı sıkıştırdım. Büyük dudaklarını hareket ettirdi ve gözlerini ağır bir şekilde açıp kapadı. Ve birden nefesi düzelip uyumaya başladı.
"Michael!"
Diye fısıldadım. Michael kahkaha attı. "Aman Tanrım uyudu!"
"Sanırım bazı bebekler gibi o da arabayı seviyor."
Michael mutlu bir şekilde eve geri döndü. Hastahanelik bir işimizin olmayışına sevinmiştim. Onun küçük ellerini öperek kafasını pusetin kenarına koyuşunu izledim. Dudakları açıktı. Tıpkı Michael gibi yatıyordu. Dakikalar sonra Michael evin girişine geldiğinde arabayı durdurdu. Lola yeniden ağlamaya başladı. İkimizde aynı anda bağırdık.
"Sikeyim benim gitar falan çalmam gerekiyordu!"
"Michael birkaç tur daha atalım."
Sertçe nefes verdi yeniden arabayı çalıştırdı. Lola'nın sesi kesildiğinde Michael geveledi. "Bu araba yolculuğun ücreti 1 hafta boyunca bez değiştirmemek."
Elimi kaldırdım. "Anlaştık."
&
Birden kafamı kaldırdım. Etrafa baktım. Pusetin yanında uyuya kalmıştım. Pusette Lola yoktu. Arabada Michael yoktu. Gözlerimi açarak camdan dışarı baktım. Lanet olsun sabah olmuştu. Lanet herif beni arabada bırakmıştı. Kapıyı açmak için uzandığımda kilitli olduğunu fark ettim. Arka kapıya çocuk kilidi yapmıştı. En azından nefes almam için bıraktığı aralık bir cam vardı. Kolumu sokarak dıştan kapıyı açmaya çalıştım. Kafam arabanın üstüne değiyordu. Dizlerimin üzerine çıkmış kapıyı açamayı ümit ediyordum ve birden cam yukarı çıktı. Kolumu çekmeye çalıştım ama camdan benden daha hızlı davrandı. Kafamı eğerek eve baktım. Michael ellerini eşofmana koymuş araba anahtarı ile bana el sallıyordu. Ona orta parmağımı gösterdim. Oda bana iki elini de orta parmak yaparak gösterdi ve sonra gülerek jaluziyi kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
married,young and child
FanfictionTerapist bize baktı. "Michael önce sen başla." "Tam bir deli! Michael çoraplarını yerden al, Michael Lola'ya alfabeyi öğret, Michael çorbaya tuz at, Michael çatıyı onar, Michael uzaya çık!" Ona baktım. "Uzaya çık demedim."