New York 1. Gün
Lola ile şarkıyı son ses açtık. Lola'da Michael gibi Ariana Grande dinliyordu. Lola o güzel götünü kaldırıp dans ederken, telefonumu çıkartıp onu çekmeye başladım. Gülerek kendi etrafında dönüyordu. Yere düşüyor yuvarlanıyor sonra hiçbir şey olmamış gibi kalkıp tekrar dans ediyordu. Kahkahalar atarken, ben de hareket etmeye başladım. Yerimde zıpladım ve Lola'yı coşturmak için 'huhu' diye bağırdım.Şarkının sonuna doğru kapı açıldı ve Lola heyecanla bağırdı. "Paba!"
Michael yüzündeki yorgunluğu gizlemeye çalıştı. "Merhaba meleğim."
Telefonu hızlıca kapattım ve Michael'a doğru yürüdüm. Michael, Lola'yı kucağına aldı ve Lola'nın yüzünün her yerini öpmeye başladı. Lola kıkırdarken diğer eli ile pantolonumun kenarını tutarak beni kendine çekti.
"Günün sanırım en güzel kısmı bu."
Gülerek çıkmaya başlamış olan sakallarının arasına öpücük bıraktım. "Nasıl geçti."
Derin nefes aldı. "Yorucu. Şarkı kaydettim ve neredeyse tüm gün ayaktaydım."
Lola birden lafı kesti. "Oyun! Oyun!"
Lola'yı almaya çalıştım. "Amcacişko bugün çok yorgun Lola."
Michael kafasını 'hayır' anlamında salladı. "Hayır, amacacişko seninle oynayacak."
Michael'a baktım. "Michael git yat ben Lola ile ilgilenirim."
Michael gerçekten ciddi bir şekilde bana baktı. "Evdeyim ve iş ile ilgili her şeyi kapının arkasında bıraktım. Lola'yı gerçekten özledim."
Gülümsedim. O gerçekten ilgili biriydi. Lola'ya olan hasasiyeti ve sevgisi hiçbir baba ile yarışamazdı.
"Pekala o zaman. Size yiyecek bir şeyler hazırlayayım."
Michael kafasını salladı ve Lola'yı havaya kaldırdı. "Haydi saklambaç oynayalım."
Mutfağa giderken Lola ve Michael'ın kahkahlarını arkamda bıraktım.
10 dakika gibi süre sonra salona geldiğimde Lola deli gibi salonda koşuyordu. "Ne oldu, bulamadın mı?"
Gülerken, Lola masumca bana baktı. "Bulmamak."
Gülümsedim ve yemek masasına tepsiyi bıraktım. "Hasi gel biraz hile yapalım. Sen şuraya bak."
Lola'ya diğer tarafı gösterdim. Salona girdim ve koltukların altına baktım. Perdeleri kontrol ettim fakat Michae gerçekten yoktu. Salondan çıktım ve merdivenin yanında duran büyük dolaba baktım. Ayakaba dolabımızdı. Gözlerimi kıstım yavaşça yürüdüm.
Adımlarımı sessizce attım daha sonrasında dolabın kuplarını tuttuğum gibi hızlıca açtım.
"İşte seni bul-"
Birden sesimi kestim. Michael bükülmüş bir şekilde otururken, şemsiyeyi tutuyordu. Ama asıl komik olan bu halde uyuya kalmış olmasıydı. Gülümseyerek yüksek sesle konuştum. "Lola, uykucu amcayı buldum!"
Lola'nın ayak sesleri geldiğinde, Michael'ın elinde tuttuğu şemsiyeyi alıp saçlarını okşadım. "Hayatım gel, burası yatağın değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
married,young and child
FanfictionTerapist bize baktı. "Michael önce sen başla." "Tam bir deli! Michael çoraplarını yerden al, Michael Lola'ya alfabeyi öğret, Michael çorbaya tuz at, Michael çatıyı onar, Michael uzaya çık!" Ona baktım. "Uzaya çık demedim."