Michael
Lola'ya kırmızı boya kalemini uzattım. Lola, uçlarında sarı kalmış saçlarını elledi ve çizgileri taşırarak öylesine boyadı. Gülerek kağıdı boyarken onun fotoğrafını çektim.
Dünya'nın en güzel anı.
Yazarak onun fotoğrafını Twitter'da paylaştım. Onun elini öperek hafif bir şekilde ısırdım. Gülerek elini benden çekti. Gözlerini yukarı doğru kaldırarak şaşkınca baktı. Kaşlarımı çattım.
"Ne oldu?" dedim. Lola birden gülümsedi ve el çırptı. Onun baktığı yöne bakmak için arkamı döndüm. Anasta dar siyah kalem eteği ve büstiyeri ile uzun topukluları ile aşağıya iniyordu.
O bir kadınmış.
Ağzım açık bir şekilde onu izledim. Merdivenden inerken belirleşen tüm hatlarını izledim. Bir kalçası yoktu fakat vücudu oldukça kıvrımlıydı. Anasta başını kaldırıp çantasını omzuna taktı.
"Evet, ne düşünüyorsun?"
Lola alkış yaptı ve ayağa kalktı. Ben ise ona baktım. "Bacaklarını yeni tıraşladığını."
Anasta gözlerini devirerek bana baktı. "Michael."
Dedi uyarıcı bir tonda. Dudaklarımı yaladım ve kendimi toparladım. "Ben pek beğenmedim. İlk randevu için biraz fazla."
"Hayır, buradaki pahalı restoranttan birine götürüyor."
Gözlerimi devirdim. "Gösteriş meraklısı."
Anasta saçlarını savurdu ve dudağındaki koyu kırmızı rujunu gördüm. "Tanrım, geç kalıyorum."
Paltosunu giyerken o topuklularla ne kadar zorlandığını gördüm. "Michael, pizza yok. Erotik diziler yok. Küfür yok. Lola'nın kafasını yeni bir saç boyası eklemek yok. Lola'yı çamaşır makinesine sokmaya çalışmak yok. Ayrı-"
Birden bağırdım. "Lanet kadın git artık!"
Durdu. Kafasını salladı. "Evet haklısın gidiyorum."
Gülümsedi ve kapıyı açtı. "Seni seviyorum Lola, seni değil Michael."
Kapıyı kapattı ve gitti. "Sürtük."
Dedim fısıldayarak. Birden telefonum çaldı. Anasta arıyordu. Hızlıca telefonu açtım. "Sana küfür yok dedim."
Birden etrafıma baktım. O kaçık donuma bile ses kayıt cihazı koyabilirdi. Kendimden şüphe ettim. "Bunu nerden biliyorsun?"
"Demek doğru?"
Ele verdim. Zekiydi. "Git şu aptal herifin suratına yapış. Bizi rahat bırak."
"Hayır öyle bir şey olmayacak."
"Adamın ismi Klarck! Ne bekliyorsun?"
"O iyi biri."
Gözlerimi devirdim. Salonun camından ses geldi. Lola'nın yanından kalkıp cama koştum. Kaçık, cama taş atmıştı. Perdeyi tamamen açıp ona orta parmağımı gösterdim. "Defol haydi."
O da bana orta parmağını gösterip telefonu yüzüme kapattı. Sinirle perdeyi örttüm ve Lola'ya baktım. Yüzünü pastel boya ile boyamaya çalışıyordu. Ellerimi belime koydum. Klarck denen herif, Anasta'yı alıyordu.
"Lola," dedim gür bir sesle. Lola hemen kafasını kaldırdı. "Bugün bir ajan oluyoruz. Hemen hazırlan."
Benim adım Michael ise ben bu randevuyu bozarım. Hızlıca merdivenlere yürürken, daha tuvalet eğitimi almayan çocuğun koşacağına inanmıştım. Arkamı döndüm. "Lola seni almayı unuttum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
married,young and child
FanfictionTerapist bize baktı. "Michael önce sen başla." "Tam bir deli! Michael çoraplarını yerden al, Michael Lola'ya alfabeyi öğret, Michael çorbaya tuz at, Michael çatıyı onar, Michael uzaya çık!" Ona baktım. "Uzaya çık demedim."