Michael, Luke, Ashton ve Calum ile aynı masada shot atarken birden konu aynı evde yaşamamıza geldi. Michael hafif ayık kafasını sallayarak masaya ellerini koydu. "Bir kadınla yaşamak, bıçak altında kalmak gibi."
Gözlerimi devirdi. "Abartıyor. Henüz evde boxer ile dolaşmasına karışmıyorum."
Michael parmağı ile beni işaret etti. "Gördünüz mü? Henüz dedi! Vücudun her yerine sıçrayan bir kanser gibi!"
Ona orta parmağımı gösterdim ve Ashton gülerek araya girdi. "Michael oldukça şanslısın. Evde oldukça eğleniyor olmalısınız."
İkimizde aynı anda kafamızı salladık. "Hayır."
Calum gülmeye başladı. Hepimiz içkinin etkisinde olduğunu biliyorduk. Michael saçlarını karıştırdı. "Çok ciddi."
"Çok umursamaz."
Bana doğru döndü. "Ne yapabilirim? Lola'nın elinden tutup, onu rahibe olarak yetişmesi için kiliseye mi götüreyim?"
Gözlerimi kıstım. "Ya da sadece Lola'nın saçlarını gökkuşağı gibi yapmaktan vazgeç. Hafta sonu terapist var ve biz ne diyeceğiz?"
Dikleştim ve ona baktım. "Saçlarını kazıtalım?"
Luke içtiği içkiyi dışarı püskürttüğünde ona sadece baktım. "Tıp okuyan bir arkadaşım var, beyin naklinin mümkün olup olmadığını soracağım."
Gözlerini devirerek içeceğinden bir yudum daha aldı. "Psikoloji ile uğraşan biriyle beraber olmayın. Çok konuşuyorlar."
Gülerek dediği sözler eşliğinde onun yaptığı gibi içeceğimi yudumladım. Bana yavaşça döndü. "Eve taksi ile dön tamam mı?"
Kafamı salladım.
&
Onlar popüler bir gruptu doğal olarak kapıda sürü ile kameraman ve röportajcı geldi. Barın görevlileri izdihamdan dolayı kapıyı açamadı. Onların arkasında ne olup bittiğini anlamaya çalışıyordum. Kapı açıldığı anda onlar dışarı fırladı. Çaresizce etrafa bakındım. Sonuçta benim gibi normal insanlar her gün böyle şeyler yaşamıyordu. Biraz bekledikten sonra arkadan fırladım fakat magazinciler benden daha zeki çıkmıştı. Benim içeride olduğumu biliyor gibiydiler.
Yüzümde flaş patlattılar. Yüzüme doğru tutulan ses kayıt cihazlardan söz etmiyorum bile. Sadece bir dakika içinde bir sürü soru sordular. Öylece kalmıştım. Hareket edemiyordum.
"Michael Clifford ile ilişkiniz mi var?"
"Aynı evde yaşadığınız doğru mu?"
"Michael'dan bir çocuğun olduğu doğru mu?"
Sorulan sorulara karşılık sadece yüzüme tutulan ışıklara baktım. Kollarımın arasında duran montu düşürmek üzereydim.
Birden Michael kalabalığın arasına girdi ve beni tek hamlede çekti. Elimi o kadar sert tutuyordu ki, sadece arkasından sürükleniyordum. Adımlarımın hızını artırıp, Michael'a yetişmeyi hedefliyordum. Arkamızdan sürüyle gazeteci gelirken bir an olsun Michael elimi bırakmadı. Siyah Jeep'in yanına geldiğimizde, gözlerini bana dikti ve elimi bıraktı. Ön koltuğa binerken, gözlerimi açıp kapıyordum. Michael kızgın bir şekilde arabayı çalıştırdı. Onunda benden farklı olmadığını biliyordum. Sinirle radyoyu açtı.
"Anasta gerçekten başıma gelen en büyük belasın."
Arkama hızla yaslandım. Bacaklarımı açarak ellerimi göğsümde birleştirdim. "Sanki ben bundan mutluymuşum gibi davranıyorsun! Mutlu değilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
married,young and child
FanfictionTerapist bize baktı. "Michael önce sen başla." "Tam bir deli! Michael çoraplarını yerden al, Michael Lola'ya alfabeyi öğret, Michael çorbaya tuz at, Michael çatıyı onar, Michael uzaya çık!" Ona baktım. "Uzaya çık demedim."