Pazartesi günü gelmişti rüzgâr beni okula bıraktığında bahçede cerenle sohbet ediyorduk ceren adını sürekli unuttuğum çocuktan bahsediyordu suan üzerimde okul kıyafetlerim var sahneye bu kıyafetlerle cikicam sadece okuldaki öğrenciler sesimi beğenecek mi diye böyle aptalca bişey yapmışlar okulda gözümü gezdirirken rüzgarı gördüm canım çok yanmıştı ve gözlerim dolmuştu sorun rüzgarı gormem değildi sorun rüzgarı ezgiyle öpüşürken görmemdi neden canım yakıyordu oturduğum banktan kalkıp yürümeye başladım ceren arkamdan nereye diye bağırınca
- kanka yalnız kalmak istiyorum parktayim gösteri başlamadan önce beni ara geliyim dedim okulun en yakınındaki parka gittim ve salıncaga oturdum neden bu kadar kötüydü ben niye onu hayal ediyordum o ezgiyi seviyordu onunla mutluydu onu unutup önüme bakmaliydim geleceğime can çok yakışıklı biriydi ayrıca neşeliydi de rüzgârdan daha iyiydi herkes rüzgârdan daha iyiydi cenk de harika biriydi her kızın hayalini kurabileceği bi erkekti neden onlar varken rüzgarı istiyim ki diye düşünürken bir başka iç sesim ona laf soktu ulan erkeklerle görünce ağzına siciyo adam akıllı giyinemiyosun bile nereye önüne bakıyon dedi haklıydı RÜZGÂR KISMETİMİ KAPATIYORDU sonra da kendi orda burda ezgiyle öpüşuyordu bunu göz yummayi kesecektim rüzgârdan başkası da olabilirdi telefonum çalınca dusuncelerime ara verdim ceren ariyordu bi yandan telefonu açarken bi yandan da okula yürümeye başladım
- ece kos kos deyince telefonu yüzüne kapatıp hızla koşmaya başladım okula geldiğimde rüzgâr sahnedeydi gitarını hazırlıyordu hemen koşarak sahneye ciktim ve nefesimi kontrol ettim arkadan müzik verilince bende özgür kurum - gözlerimi kapatsam şarkısını söylemeye başladım şarkıyı söylerken rüzgarda birden eşlik etmeye başlayınca bi an dönüp baktım bana bakiyordu diğer herkesi geçtim rüzgârın gözlerini üzerimde hissetmek avuç iclerimin terlemesine sebep oluyordu sesi çok güzeldi seslerimiz birbirine karışınca harika oluyordu şarkı bitince herkes alkislamaya başladı belli ki çok beğenmişlerdi fakat ezgi için aynısını soyleyemicem bana çok kötü bakiyordu tedirgin olmuştum sanırım yarın okula yüzüm gözüm patlamış bi şekilde gelicektim rüzgarla seslerimiz birbiri için vardı sanki onun sesi bensiz benim sesim onsuz olamazdı.
Akşam eve gelirken rüzgârin konuşmaya niyeti yoktu sırf sinir olduğum için
- yarın çıkışta beni beklemene gerek yok canla kafede oturucaz ardından beni eve o bırakıcak dedim sinirlenmişti gömleğinin kolları yukarı çekiliydi ve kollarından damarları çıkmıştı direksiyonu sıkarak
- Gitmiyosun hiçbir yere seni ben alicam
- çok düşüncelisin rüzgârcim ama buna gerek yok teşekkür ederim dedim
- seni beni alicam dedim dimi hiç kimseyle kafeye falan gitmiyosun
- sana fikrini sormadım dedim kendine güvenen ses tonumla
- eğer yarın can denilen yavsakla kafeye gidersen seni o kafede rezil ederim dedi hayır yani beni tehtid ettiği şeye bak
- daha önce de yaptın rüzgâr deneyimliyim yani sıkıntı tinne
- sadece kafede rezil etmekle kalmam tüm okulun önünde de rezil ederim o çocukla kafeye gittiğine pisman olursun dedi ama bozar mi sandın acılar sanırım yürek yedim zaten ezgi beni düşman listesine aldı bide üstüne rüzgâr çıktı kaldiramam gerçekten ama boyun eğmeyi planlamiyorum bu gidişle o ezgile evlenicek çocukları torunlari olacak bende yalnız başıma yaslanıp kedi beslicektim
- dene istersen rüzgâr senden korkmuyorum dedim ve camdan bakmaya başladım arabayı çok hızlı sürüyordu normalden çok daha hızlı
- yavaşla diye bağırdım umursadi daha yüksek sesle
- yavaşla diye bağırdım arabayı aniden durdurunca öne doğru savruldum
- ece sana zarar vermek istemiyorum beni kızdırma dedi
- ya niye sürekli kısmetimi kapatiyosun senin yüzünden herkes mezun olup çocukları olduğunda evde kalan kız ben olucam deyince kahkaha atmaya başladı sonra
- merak etme sen evde kalmazsin dedi
- eğer beni daha çok boğarsan evden kacarim başka şehire gider özgürce yaşarım dedim harbi arada mala bağlıyorum sanırım
- merak etme ben bulurum seni
- bulmazsin dedim atarli girl gibi sadece güldü tamam biraz salak olabilirim sonra yoluna baktı eve geldigimizde benle beraber eve ilerledi
- sen nereye
- annem burda beni de buraya çağırdılar dedi eve girince
- hosgeldin neriman abla dedim abla mi dedim ben neriman hanım ne zaman neriman abla olmuştu neriman ablalar gerçekten çok zengindi hani sağlam yere taş atmış derler ya yada onun gibi biseydi ışte tam olarak babamda öyle yapmıştı odama çıktım ve annemi aradim biraz konuştuktan sonra kapattık üstümü değişmek için dolabimi actim ve kapı açılıp rüzgâr içeri girdi
- insan kapıyı tiklatir üzerimi değişiyo olabilirdim dedim hiç sallamadan yatağıma yayilip selfie çekilmeye başladı neyin kafasıydi bende yüksek bi ses tonuyla
- üzerimi degisicem çıkar mısın ?
- değişme bugünde azicik öyle dursan ölür musun ?
- odamı terket rüzgâr
- siz bizim eve geldiğinizde burnundan getiricem bunları derken kapıya doğru ilerledi kapıyı açmıştı ki kapatıp başımı havaya kaldırdım ona bakmak için
- bizim eve geldiğinizde derken ?
- ah doğru ya baban sana söylememiz gerektiğini söylemişti ağzımdan kaçırdım kusura bakma dedi kapıyı açmaya çalışırken kapıya yaslandim
- biz size mi taşınıcaz rüzgâr bana doğru eğilip
- evet babamla annem evleniyo canım kardeşim dedi sesimi kontrol edemeyip "ne" diye bağırdım sonra telefonunu cebinden çıkarıp
- kardeşimle bi fotoğraf çekilelim dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Papatya
Teen Fiction" Ecenin o sıradan hayatını babasının evli olmasına rağmen başka birine aşık olması değiştirdi. Peki Ece alışabilecek mi yeni hayatına ? Annesinden uzakta yaşamaya, yeni okuluna, yeni arkadaşlarına, yeni evlerine, üvey annesine ve üvey abisi Rüzgâr'...