▶Baha◀

245 15 0
                                    

- özlüyor musun ?

- it gibi dediğimde gülümsedi ve karşısına baktı merdivenlerden inerken arkamdan "asansör var merdivenlerden inmene gerek yok" demişti adı Baha'ydı iyi anlaşmıştık ona Rüzgardan bahsetmiştim içimi dökmeye ihtiyacım vardı ve oda buna izin vermişti.

Sahil kenarındaydık altımdaki kot shortun üzerine askılı siyah bluz giymiştim ayaklarımda ise convers vardı. Önüme gelen saçımı kulağımın arkasına attığımda buruk bir gülümseme yapmıştım az önce gözümden akan yaşlardan dolayı göz altlarımın kızardığına emindim.

- yürüyelim mi dediğinde evet anlamında kafa salladım onu sevmiştim iyi biriydi ilk arkadaşımdı, izmirdeki ilk arkadaşım.

Yürümeye başladığımızda konuştum

- ee biraz da sen anlat

- aslında anlatacak pek fazla bişey yok ben doğduğumdan beri buradayım ve İzmir benim herşeyim dedikten sonra duraksadı ve dimdik karşıya bakmaya başladı

- nereye bakıyosun dediğimde kulağıma yaklaştı

- şuradaki kızı görüyor musun dediğinde parmağımla göstererek

- şu kız mı dediğim gibi havada olan koluma vurarak indirdi

- parmakla gösterme

- tamam derken gülümsedim

- işte o kız, İzmiri sevmemin tek nedeni

- aa sevgilin mi tanıştırsana bizi dediğimde yüzü düştü

- bu biraz zor çünkü o beni tanımıyor bile derken hala oraya bakıyordu ardından tekrar konuştu

- şu yanındaki piç kurusunu görüyor musun işte o benim en yakın arkadaşım, biliyordu onu çok sevdiğimi gitti kızla yattı dediğinde gözlerimi büyüttüm

- şimdi de evlenecekler dedi gözleri dolmuştu bile ona bakarken benim de gözlerim dolmuştu

- hayat çok acımasız o kızı sen hakediyordun dediğimde sağına bakarak tekrar önüne döndü

- siktir et.

***

Herkesin gözü üzerimdeydi diyemem çünkü herkesin gözü üzerimde değildi okul koridorunda yürürken aklıma diğer okuldaki ilk günüm gelmişti o zamanda bu derece nefretle yürüyordum ama bir fark vardı beni okula getiren kişi Rüzgar'dı.

Lanet olası telefonumu neden istanbulda unutmuştum ki babamlar telefonumu bulmuşlar mıydı acaba müdürün odasını bulduğumda içeriye girdim

- merhaba ben yeni öğrenci

- ah unutmuşum biraz beklersen bakabilirim dediğinde gülümseyerek

- tabiki dedim bi süre elindeki dosyaları karıştırdıktan sonra konuştu

- 11/K uslu dur hakkında şikayet istemiyorum dediğinde sahte gülümsememi yaptım ve koridorda sınıfımı bulmak için ilerledim birine çarptığımı hissettiğimde durdum,

- dikkat etsene be diyen sese döndüğümde çakma sarışın civcivle yan yana koysanız ayırt edemeyeceğiniz derecede çakma sarışın, gri eteğinin üzerine adını yazmış tavşanlı kabı olan telefonuna sıkıca sarılmış pembe ojeli pembe tüylü hırkalı ve yine pembe olan tozluk giymişti eyelinerını kulaklarına kadar çekmiş ve ayakkabıları mor conversdi bu haliyle kendini çok güzel sandığı mimiklerinden ve konuşma tarzından yeterince belli oluyordu aslında insanları giyiniş tarzlarına göre yargılamam ama gerçekten Bülent Ersoyun kayıp ikizi gibi görünüyordu bide okulun erkeklerinin bu kızın peşinden koştuğunu öğrenirsem kalp krizi geçirebilirdim cevap vermeyerek ilerlerken koridoru inceliyordum bana bakan bir kaç göz dışında başka bir şey göremiyordum herkes yeterince normaldi.

Sınıfımı bulduğumda içeriye girmek yerine geç kalmayı tercih ettim bu yüzden lavobaya giderek kendime baktım gri okul eteğimin üzerinde beyaz gömleğim ve kravat vardı salaş örgü siyah hırkamıda üzerine giymiştim siyah nike'lerimi de ayağıma geçirmiştim bi süre lavobanın boy aynasına baktıktan sonra çıktım ve sınıfıma doğru ilerledim.

Kapıya geldiğimde tıklayarak içeriye girdim kendini tanıtma gibi klasik şeyler olduktan sonra cam tarafı arka tarafa geçtim ilk günümdü ve ders dinlemeye niyetim yoktu kafamı sıraya gömmüştüm.

- hey kalksana sesini duyunca kafamı kaldırdım

- orası benim yerim yaylan demişti sesi tanıdık geliyordu ve hoştu bunu daha kibar söyleyebilirdi ne demek "yaylan" önüme gelen saçları arkama attıktan sonra bunu bana söyleyen özürlüye baktım.

- Rüzgar

( multimedia Baha )
Arkadaşlar vote atmayı unutmayın.

Siyah PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin