Evden çıktıktan sonra otobüse bindim kulaklığımı taktım ve şarkı dinlemeye başladım neden hayatıma burnunu sokup duruyo ben neden kendi kararlarımı kendim alamıyorum.
Okula gelince kulaklığımı çıkardım okula şöyle bi bakınca fark ettim de aslında gerçekten çok fazla serseri vardı ama o serserilerden bazıları benim arkadaşımdı tamam önceden bende değiştirmek istiyodum ama ciddi ciddi konuşulunca artık istemediğimi fark ettim .
Okula girdim ve sırama oturdum okulda serbest kıyafete izin vardı öğrenciler sürekli dersi kaynatıyordu ve hocalar kalmamamız için bize sürekli fazladan not veriyordu bence okulumuz harikaydı. Deniz yanıma gelerek
- Ece noldu böyle bi moralin bozuk sanki
- ya deniz babam okulumu değişiceğimizi söyledi
- ne hayır ece sakın gitme çok özlerim seni ben
biz konuşurken Ahmet de konuştuklarımızı duymuş hemen geldi
- ece nereye ya gidemezsin hiç bir yere dedi
ahmet plotoniğimdir hergün hiç bıkmadan yavşayabilme yeteneğine sahip iyi çocuk seviyorum ama ona karşı bi hoşlantı beslemiyorum.
- bide git babama söyle bunları
bu konudan sıkılmıştım ve lavobaya gittim aynada biraz kendime baktım ve lavobadan çıktım çıktığımda çocuğun biri yanıma gelip
- önemli değil dedi
boş boş suratına bakarken devam etti
- dün çıkışta çarptın pardon dedin ama acalen vardı sanırım dedi
- otobüsü kaçırıyodum kusura bakma ya dedim
- önemi değil dedi ve gülümsedi ben karidorda ilerlerken korkunç bakışlara maruz kalmıştım sanırım bunun sebebi az önce konuştuğum çocuğun okulun en yakışıklı çocuğu olmasıydı ohaaaa ben az önce onla mı konuştum ne demek ben - yakışıklı-okul-konuşmak .
Çıkışta otobüs beklerken yakışıklı yanıma geldi neydi bunun adı neydi neydi neydi heh cenk
cenk yanıma geldi
- biraz yürüyelim mi dedi bu çocuk bana mı yürüyo
- olur dedim ve yürümeye başladık
- okuldan gidiyomuşsun dedi
- nerden biliyosun
- bilirim ben dedi ve gülümsedi aslında o kadar da yakışıklı olmadığını fark ettim dün akşam ki yakışıklıdan sonra bana tipsiz gelmeye başlamıştı
- ee hangi okula gidiyosun peki
- bilmiyorum ki babam yolluyo işte bi yere ama sanırım özel okul
- oo gene iyisin dedi sadece gülümsedim
biraz yürüdükten sonra bi durakta durdum burdan binsem iyi olucak babam merak eder dedim
- peki sen bilirsin sonra görüşürüz dedi
otobüs geldiği gibi bindim ve eve gittim eve girince babamın evde olmadığını fark ettim ve odama çıktım annemi aradım aslında daha önce aramam gerekirdi aptalın tekiyim annem telefonu açınca
- nerdesin anne yanına gelicem dedim
- kızım bi kaç gün orda kal babanla yarın boşanıyoruz
- anne ben bugün gelmek istiyorum
- lütfen kızım kendimi biraz toparlamam için bana zaman ver dedi
- peki anne dedim ve yatağıma yattım zaman böyle geçmiyordu ve ben çok sıkılmıştım en iyisi dışarıya çıkıyım dedim çıktım ve parkta falan yürüdüm öyle boş boş eve geldiğimde babam kayıdımı yaptırdığını söyledi yarından itibaren o okula gideceğimi ve beni de rüzgarın bırakacağını söyledi bi saniye rüzgar kim
- rüzgar kim baba
- seni bırakan çocuk arkadaşlarının isimlerini bilmiyo musun kızım dedi
- biliyorum baba da o niye bırakıyo ben kendim gidemez miyim
- gidersin de bi kaç gün öğren diye yarın saat 9 da hazır ol dedi
- kıyafet serbest dimi
- ah az kalsın unutuyordum forma var ben senin bedeninden aldım giy bakalım oluyo mu dedi odama çıktım ve giyindim etek miniydi üstüne gömlek ve fıravat vardı en azından yelek falan yoktu istediğimiz tarzda hırka ve ayakkabı giyebiliyorduk.
Ertesi gün saat 8 de kalktım formayı giydim ve altına kravatla aynı renk konvers giydim üzerime hırka giymedim zaten havalar yeterince sıcaktı saçlarımı açtım ve düzleştirdim rimelimi sürdüm çantamı aldım, aşağı indim ve kahvaltımı yapmaya başladım kahvaltımı yaparken kapı çaldı rüzgar olduğuna emindim ayağı kalktım ve eteğimi düzelttim çantamı alarak kapıyı açtım
- gidebiliriiz dedim
hiçbişey demedi ve yürümeye başladı arkasından yürüdüm
- okul güzel mi
- yaa çok güzel
- babama çok övmüşsün öyle dedi
- özel okul tabi güzel olcak ne bekliyosun
- çevre olarak güzel mi
- güzel güzel
sonra siyah bi araba önümüzde durdu
- bırakiyim sizi ben dedi içeride bi kız vardı rüzgar- gerek yok kendimiz gidebiliriz dedi sonra araba gitti
- neden binmedik böyle yürücek miyim okula kadar, otobüs falan gitmiyo mu oraya dedim
- ileride arabam var onla gidicez dedi
- madem araban var neden kapıya kadar getirmedin yürütüyosun beni dedim
- kusura bakma ya küçük hanım akıl edemedim dedi
cevap vermedim az ileride bi arabanın şöför kapısını açtı bi yandan arabaya binerken
- atla demeyi ihmal etmedi. Arabaya bindiğimde Rüzgara dönerek konuşmaya başladım
- ehliyetin var mı ? yaşın kaç senin ? polis yakalarsa görürsün o zaman dedim cevap vermedi, takmıyo beni. Okula geldiğimizde arabayı bi yere park etti ve indik okul baya güzelmiş
- müdürün odası nerde biliyo musun dedim
- yukarıda kolidorun sonunda dedi
- tamam saol dedim yukarıya çıkarken insanları incelemeye başladım kızların etekleri çok fazla kısaydı tamam benim ki de kısaydı ama onların ki baya kısaydı yani hiç etek giymelerine gerek yokmuş azıcık eğilseler altları görünücek erkeklerse abaza değildi yanı eski okuldaki gibi kızların altına bakmaya falan çalışmıyolardı müdürün odasını buldum ve sınıfımı sordum hoca
- 11/C dedi ilkokulda da c sınıfına gidiyordum
- Teşekkürler peki kaçıncı katta efendim dedim efendim dedim ben efendim bi an bi kibarlaşma geldi.
- hatice hoca seni götürücek dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Papatya
Teen Fiction" Ecenin o sıradan hayatını babasının evli olmasına rağmen başka birine aşık olması değiştirdi. Peki Ece alışabilecek mi yeni hayatına ? Annesinden uzakta yaşamaya, yeni okuluna, yeni arkadaşlarına, yeni evlerine, üvey annesine ve üvey abisi Rüzgâr'...