- Hangi renk istersiniz ? diye sordu kibar çıkarmaya çalıştığı sesiyle bakımlı olmak isterken abartı yapmıştı makyajını saçları ise kahverengiydi tepeden topuz yapmıştı belli ki günün yorgunluğuyla saçları onu daraltmıştı, sanki içimdeki acıyı biliyormuş gibi yağmur da yağmıştı açık olan kapıdan burnuma toprak kokusu geliyordu arada gözlerim dolsa da insanların içinde ağladığımda aciz göründüğümü düşünürdüm bu yüzden her gözlerimin doluşunda gözyaşlarımı geri yollasamda göz altlarım hâlâ kırmızıydı.
Kuaför saçlarımı düzene sokmayı başardığında boyatmak istediğimi söylemiştim sorduğu soruda bir süre durakladıktan sonra orta okulda okuduğum mavi saçlı kız gelmişti aklıma aynadan kadının gözlerinin içine bakarak konuştum
- mavi istiyorum.
***
Eve gelip bir duş aldıktan sonra çıktım her yeri Rüzgar kokuyordu bu şehrin, nasıl gidebilirdi hâlâ aklım almıyordu, deniz kenarına geldiğimde banka oturmak yerine denizin kenarındaki taşa oturarak ayaklarımı sarkıttım denize bakarken parmaklarımı saçlarımdan geçirdim gözlerim tekrar dolmaya başlamıştı herşeyimdi o adam benim be, gidemezdi.
Şuan okulun olduğu geldi aklıma belki kafa dağıtmak için iyi olabilirdi yerimden kalkarak yoldan geçen taksilerden birini durdurdum.
***
Cerenle Ezgi bankta oturuyordu onları görünce buruk bir tebessüm yaptım ceren gözlerini devirerek ilerlerken ezgi eskiden olduğu gibi gıcık bir şekilde arkasından ilerlemeye başladı okula girdiklerinde arkalarından aptal aptal bakıyordum etrafımdaki sesler dikkatimi çektiğimde dinlemeye başladım,
- Rüzgar onun yüzünden ölmüş
- herşeyin sorumlusu o
- saçları da iğrenç olmuş zaten
- onun saçlarını tek tek yolmak istiyorum
- bence onu tutuklamalılar
- ondan nefret ediyorumSesleri dinlerken gözlerim dolmuştu, böyle mi düşünüyorlardı gerçekten ? Peki Ceren inanmış mıydı onlara ? Rüzgarın arkadaşlarından biriyle göz göze geldiğimde bana doğru yaklaştı etrafımdakiler hiç durmadan söylenirken yanıma geldiğinde oda başlamıştı,
- Ne yüzle geldin. Ha söylesene. Rüzgarı öldürdün şimdi de başkalarını öldürmek için mi burdasın ? Sandığım kadar iyi değilmişsin. Demişti mutsuzdu Rüzgara değer veriyordu belli ki, okuldaki insanlar başımıza toplanmıştı bile yine konuşmaya başlamışlardı
- git okulumuzdan
- defol git dediklerinde gözümden bi damla yaş akmıştı gözümdeki yaşı silerek başımı kaldırdım suçum yoktu ve onların da beni suçlamaya hakkı yoktu,- Rüzgarı ben öldürdüm öyle mi ? Ulan hepinizden daha çok seviyordum ben onu be. İster miydim böyle olsun ? Ben... ben onun için canımı bile verebilirim. Siz ne yaparsınız ha! Söylesene ne yaparsın ? Bana katil demek dışında tabi. Şimdi hepiniz toplanmışsınız belki içinizden bir çoğu bile onunla konuşmamıştır. Lan varya kardeş dediğim kız gözlerini devirip gitti az önce. Ben öldüm. Bakın yemin ederim öldüm. Bakmayın dik duruşuma, ruhen geberdim. Ama kardeş dediğim kız yanımda yoktu. Biri kalkıp götünden " rüzgarı o öldü " dedi ve hepiniz beni suçladı. Biriniz bile kalkıp sormadı bana. Hepiniz "katil" damgasını yapıştırdınız üstüme. Rüzgarın benim yüzümdem öldüğü doğru. Benim yanıma gelirken trafik kazası geçirmiş, ama onu ben öldürmedim. Gerçi kime ne anlatıyorum be. Hepiniz siktirin gidin.
Dedikten sonra arkama bile bakmadan ilerledim. Üzerimde siyah dar paça beyaz kazak ve siyah deri ceket vardı ayakkabı olarak da siyah gizli topuk giymiştim siyah-beyaz kıyafetimdeki tek renk mavi saçlarımdı, hızlı bir şekilde yürürken kısa saçlarım yüzümü bi ara kapatsa da çekmedim zaten bir süre sonra arkaya gitmeye başladı yerler ıslaktı.
Kulaklığımı takıp Duman - Haberin yok ölüyorum şarkısını dinlemeye başladım, yürüyebildiğim kadar uzun yürüdüm sürekli ağlıyordum, gözyaşlarımı durduramıyordum, ben... ben her ne olursa olsun yanımda olur sanmıştım. Gitmez sandım. Bilemezdim. Ben Cerenin yaptığını yapmazdım. Ceren gerçekten berki öldürseydi ben yinede onun yanında olurdum, asla inanmazdım, "Ceren Berki seviyor, ona zarar vermez" derdim. Rüzgarı çok özlüyorum. Şimdi burada olup bana sarılmasına o kadar çok ihtiyacım var ki. Neden herşey üst üste geliyor ki. Neden herkesi aynı anda kaybediyorum. Ben bunları hak etmedim. Ben böyle bi hayatı hak etmedim. Mutluluğu hak ettim ben.
Sezen aksu - farkındayım şarkısı çalmaya başladığında boş yola çıkarak bağırarak şarkıyı söylemeye başladım.
Ne yapsam olmuyor gözüm,terk etmiyor bizi hüzün.
Hem ağlıyor hem şarkıyı söylüyordum. Canım çok yanıyordu. Arkadan korna sesleri gelse de umursamadan söylemeye devam ettim. Kaldırımdakiler anormal anormal baksada umursamadan devam ettim. Kimi videoya alıyor, kimi eşlik ediyor, kimi de sadece izliyordu.
Ne gemiler yaktım, ne gemiler yaktım o kadar yandı ki canım sanada karşıdan baktım.
Çok içten söylüyordu. Dibine kadar yaşıyordum acıyı.
Kendini seçemiyorsun , bırakıp kaçamıyorsun, yazmadığın bir hikayede uzun ya da kısa vadede az biraz keşfediyorsun, öteki olabilmeyi, yerine koyabilmeyi, geride durabilmeyi öğreniyorsun.
Derken sesim kısılmıştı gözlerimden yaşlar akıyordu, Sezen abla devam ediyordu ama, benim devam edecek gücüm yoktu. Olduğum yere çökerek hıçkırarak ağlıyordum, Sezen Aksu da sesini biraz daha kısarak son yerleri söyledikten sonra şarkı bitti ve diğer şarkıya geçti, bu şarkıda sezen aksuya aitti geri dön'ü söylerken etrafıma bakındım, kornaya basan arabaların sahipleri inmiş bana acıyarak bakarken kaldırımdakiler de bana aynı şekilde bakıyordu.
Gözlerimdeki yaşları silerek ayağa kalktım, yaptığım aptalcaydı, belki çok önemli işleri vardı, kalkmış şarkı söylüyordum yolun ortasında, yerden destek alarak ayağa kalktım ve tam arkamdaki arabanın sahibine bakarak konuştum,
- kusura bakma abi dedim adam acıyarak bakarken karşı şeritteki arabaları fark ettim durmuş ve beni izliyorlardı kimi arabadan inmişti kimi arabanın içinden izliyordu.
Tam arkamdaki arabanın sahibi bana doğru gelerek sıkıca sarıldı ona karşılık vererek bende sarıldım, sarıldığında ağlamam hızlanmıştı bu adam çok samimiydi ya da yalandı, cerenin yaptığı gibi ama umursamadan ağlamaya devam etmiştim, ayrıldığımızda adam gözyaşlarımı silerek konuştu,
- ağla kızım ağla dedi kötü niyetli biri değildi, belli ki üzülmüştü halime, hem " kızım " demişti ne kadar kötü biri olabilirdi ki etraftaki insanlar yanıma gelmeye başlamışlardı o kadar çoklardı ki toplu bir şekilde gelerek konuştu içlerinden bir kadın,
- ağla biz yanındayız tamam mı ablacım ? dediğinde konuşmuştum,
- kusura bakmayın lütfen diyip yutkundum ve ardından devam ettim
- kim bilir ne kadar önemli işleriniz vardır, özür dilerim. Dediğimde gülümsedi- önemli değil dedi tebessüm yaptım buruk bir tebessüm
- hadi gidin işleriniz vardır onları halledin diyerek kaldırıma ilerledim insanlar dağılmaya başlamıştı.
Arkadaşlar bu bölümü yazarken çok zorlandım hatta bir ara iyice duyguya girebilmek için Sezen Aksu açıp dinledim tam böyle duygulandım birden Sezen Aksu - kaçın kurası başladı tüm havam dağıldı falan umarım beğenirsiniz. Vote ve yorum atın lütfen. Aklınızda güzel fikirler varsa mesaj olarak veya yorumla söyleyebilirsiniz. Birde sizce final yapmalı mıyım ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Papatya
Teen Fiction" Ecenin o sıradan hayatını babasının evli olmasına rağmen başka birine aşık olması değiştirdi. Peki Ece alışabilecek mi yeni hayatına ? Annesinden uzakta yaşamaya, yeni okuluna, yeni arkadaşlarına, yeni evlerine, üvey annesine ve üvey abisi Rüzgâr'...