En az 1 hafta sonra düğünleri oldu öyle şatafatlı bişey yapmadılar aile üyeleri gelmişti sadece herkes dans edince neriman ablanin yaptığı göz isaretleriyle rüzgarla dans etmiştik onunla dans etmek güzeldi en azından bence, düğün dönüşü rüzgarla biz son bi gece diye bizim evde kaldik. Neriman ablayla da babam mercimeği fırına veriyorlardi herhalde bilemicem.
Rüzgâri salonda yatırmıştim fakat gece lambami diğer eve götürdüklerinden yanına inmiştim, onunla uyumustuk, sonuçta kardeş sayılırdık rüzgâr sürekli kardeşim diyordu zaten sinir ediyodu, sanki onu sevdiğimi bilmiyormuş gibi davraniyordu. Sabah olduğunda rüzgarı koltuktan yere atmıştım yumurta kırdım yemeğimizi yedikten sonra okula gittik okul çıkışı uyiyakalmisim rüzgârin.
- ece kalksana eve geç kalıyoruz ece demesiyle uyandım çıkış için aşağıya indik ama bi sorun vardı KAPILAR KAPANMİSTİ ve işin kotusu bahçede hocalar falan da yoktu
- ece çıkışta uyulur mu kızım ceren niye uyandirmiyo seni
- ceren okula gelmemişti
- heh okulda kaldik şimdi mutlu musun dedi
- telefonun yanında değil mi
- arabada senin ki nerde çıkar birilerini arayalım
- şey ..
- okula getirmadin dimi
- getirdim
- ee cikarsana
- şey birazcık hoca almış olabilir
- hoca niye alıyo senin telefonunu
- derste cenk arayinca bende sessize almayı unutmuşum- seni cenk mi aradi ne ara verdin sen telefonunu ona
- ben vermedim deniz vermiş
- deniz kim oda mi erkek
- sürekli erkeklerle takiliyomusum gibi davranma derin bi nefes çekti sonra sinirle yukarıya çıktı yarım saat falan tek başıma kapınin dibinde oturarak bekledim rüzgâr gelmeyince çıkıp bi bakiyim dedim.
Bütün okulu aradim taradım hiçbir yerde yoktu erkekler tuvaletine kadar her yere baktım hava kararmak uzereydi karanliktan korkuyordum rüzgâr diye bağırdım ses yoktu belki de okulda bi katil vardı ya da cinler öldürmüştü rüzgarı bunları düşünürken yeterince korkmuştum arkamdan gelip bağırınca rüzgâr, daha çok korkmuştum mal bu çocuk harbi mal okulda kalmışız şurda hala korkutma derdinde sonra elimden tutarak beni bi yere götürdü ELİMDEN TUTARAK - E L İ M D E N T U T A R A K neyse kendimdeyim müdür odasındaki telefonun yanına gelince bak ne buldum dedi
- e neyi bekliyoruz arayalım ışte gelsinler bizi almaya dedim sonra dalga geçer gibi güldü telefonu elime alıp babamı aramaya çalıştım ama hocalar giderken telefonu kapatmıştı rüzgâr da kahkaha atmaya başladı ne içti bu çocuk gerçekten müdürler odada içki falan saklıyorlardi da bulup onu mi içti salak
- ha ha ha komik mısın sen ha espri üstüne espri dedim
- sende herşeye inaniyosun ama dedi gülerken sözüne devam etti telefon çalışsa seni mi getirirdim buraya kendim arardim heralde dediGözlerimi devirdim hava soğuktu usumeye baslamistim giderken kapatmislar kaloriferleri, rüzgâr çıkartıp hırkasını verdi istemedigimi söyledim ama ısrar etti ardından yanıma oturdu
- rüzgâr biliyo musun aslında erkekler kızlara göre daha çok üşürmuş yani suan hirkayi senin alman gerekiyor yanlış hatirlamıyorsam oyleydi
- gerek yok uşumuyorum dedi ama belliydi usuyordu hirkanin tek kolunu çıkardım bi tarafı senin bi tarafı benim olsun dedim hırka boldu ve açılıyordu kolunu soktu bi tarafına bende elimi koluna soktum iç iceydik ama ısınıyorduk uykum gelince kafamı omzuna yasladim oda cama yaşlanmışti
***
Gözümü araladığımda içeriye güneş girmişti alarmim hep bu saatte çalardı hocalar daha ben yeni uyandığımda okulda oluyorlarmis demek, ne hocalar mi gözümü tam açtığımda okul müdürü tam karsidaydi müdür yardımcısı da bizi uyandirmaya çalışıyordu okulda hiç öğrenci yoktu ve bu işime gelmişti hemen kalktım ben kalkarken hirkadan dolayı oda sarsılmıştı hemen hirkanin bi kolunu çıkarıp rüzgârin kulağına egildim
- ya şimdi kalk ya da ölü taklidi yap dedim rüzgâr ne diyo bu mal der gibi gözlerini araladı hocaları görünce hemen ayağa kalkıp hırkasını düzeltti sonra da
- hocam dün akşam okulda kaldik sizde kapıyı kapatmissiniz yukarıdaki telefonda calismiyor kaloriferlerde kapanmış donduk burda dedi, hoca
- toz olun gormiyim bi daha sizi burda dedi aslında disipline falan gitmeyi planlaniyordum, rüzgârla uyumaya alismistim onunla uyuduğumde hiç korkmuyordum etraf zifiri karanlık olsa bile onun varlığını bilmek rahatlatıyordu.Okuldan çıkıp direk eve gittik ama kendi evime değil bu evi bir tek düğünde görmüştüm yabancı bir evdi ama alışacaktim ev çok büyüktü girişte durup eve uzun süre baktım ne yani şimdi babam iç guveysi mi gelmişti buraya ? ulan kaç kişi babasinin düğününe gitmiştir ki rüzgâr
- daha kaç saat bakacaksın dedi bende ilerlemeye başladım eve girdiğimde ev çok güzeldi ben artık bu evde rüzgâr ile birlikte yasicaktim, tabi neriman teyze ve babamı saymazsak.
O gün okula gitmedik okulda uyuyamamistik ve evde rahat rahat uyumustuk şimdi düşününce ceren okulda olmadığı için akşama kadar uyumustum sonra rüzgarla sabaha kadar uyumustum şimdi de akşama kadar uyuyorum bence en çok uyuma rekoru benim olmalıydı.
Uyandığımda karanlık olmuştu ama biri gece lambami açmıştı her kimse Allah razı olsun yoksa şimdi ayaklarım götume vura vura dışarıya kaçıyo olacaktım yüzümü yıkayıp üstüme düzgünce bişeyler giydim neriman ablaya ilk günden ayıp olmasın aşağı indiğimde yemek yiyorlardi yanlısıkla ama gerçekten yanlışlıkla
- Gunaaydin dedim aptalin tekiyim sonra hepsi birden gulmeye başladı babam sürekli prensesim derdi sanırım ben uyuyan güzel falan oluyorum.
Onlarla birlikte güldüm ve masaya oturdum ayaklarımi bağdaş yapmak istiyorum ama yapamam hayır yemekten sonra babamlar yatmaya gitti hiç ama hiç uykum yoktu belki biraz zorlasam uyuyabilirdim ama uyumaktan yorulmuştum bi süre sonra rüzgâr elimdeki kumandayi aldı gerçi yayılmış bos boş kanalları geziyordum ama olsun almaması gerekirdi kumandayi alıp ntv sporu açtı kafayı yicem ya koltuğun üstünde ayağa kalkıp
- bıktım ya of maç izlemek istemiyorum ben dedim tabi sallamadi o zaman dışarıya çıkıyorum bay bay dedim ciktım telefonum hala okuldaydi şarkı dinlemek istiyordum ilerlerken evden kapı acilma sesi geldi sonra da onun rüzgârın
- eceee
- nee
- nereyee
- geziyorum dedim koşarak yanıma geldi
- seni ilk gördügum günde de geziyordun ama ben olmasam suan ölmüş olabilirdin dedi hiç takmadim harbi rüzgâr bana hiç babasından bahsetmemişti- rüzgâr senin baban nerde yüzü dusmustu yuruyorduk
- öldü dedi buruk bi şekilde
- öldü mü ya özür dilerim bilmiyordum annenle baban boşanmıştır bizimkiler gibi dedim sonra önüme dönüp devam ettim- gerçi annemin ölüden pek bi farkı yok haftalardır görmüyorum ve gelmicek bir daha buraya öyle dedi arada gelirim dedi ama biliyorum gelmicek
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Papatya
Roman pour Adolescents" Ecenin o sıradan hayatını babasının evli olmasına rağmen başka birine aşık olması değiştirdi. Peki Ece alışabilecek mi yeni hayatına ? Annesinden uzakta yaşamaya, yeni okuluna, yeni arkadaşlarına, yeni evlerine, üvey annesine ve üvey abisi Rüzgâr'...