Bölüm On Beş

441 52 7
                                    

Bölüm On Beş

Bir kış sabahı, yanımda onunla uyandım yine... Çalıntı bir arabanın içinde, birbirimizle ısınarak uyumuşuz. Soğuk rüzgârlar cama çarparken yavaşça doğruldum. Yerdeki bira şişelerinden birini aldım. Kalan içkiyi, onu izlerken feda ettim. Sırtına yaptırdığı dövmeye baktım sessizce... İki siyah kanat, kırılmış ve gölgeli... Altına küçük bir yazı ekletmiş yine... 'Ruhuma ithafen...'

"Beğendin mi?" diye mırıldandı parmaklarım teninde gezinirken.

Bir şey söylemedim bir süre... Bakışlarımı sırtındaki izlere odakladım. Meraklı gözleri beni bulduğunda, bende ona baktım. Gülümseyişi onu daha da mükemmel kılarken, bende dudaklarımı kıvırdım yavaşça.

"Neden kendine bu denli eziyet ediyorsun?"

Ve ilk defa o an açtı bana kalbini. Tüm gelişlerinden daha da güzel konuştu benimle. Gözlerini ayırmadan, elimi bırakmadan, çekip gitmeden...

"Hatalarımı acı telafi eder..." diye mırıldandı.

"Kendini cehennemle cezalandırmak için bana geldiğine göre büyük bir hata yapmış olmalısın." dedim.

Sıcak bir gülümsemeyle ödüllendirdi beni. Sanki yıllardır ona hasretmişim gibi hissediyordum. İçimdeki büyük eksikliği o dolduruyordu sanki... Düşünceleriyle sevdiriyordu kendini.

"Bir gün yaptığımız hataları paylaşacak kadar iyi dost olabilir miyiz?" diye sordu.

Bu sefer ben çektim bakışlarımı ondan. Güzel gözlerini geride bırakarak arabanın tavanına baktım. Cevap vermem için beklediğini biliyordum. Meraklı bakışları üzerimdeydi. Ama sessiz kalmayı tercih ettim. Onunla iyi dost olup olmamam gerektiği konusunda bir fikrim yoktu. Aslında bir dostum olabileceğine inanmıyor gibiydim...

Ondan daha büyük hatalar işlediğime emindim ve ruhu ne kadar kirli olursa olsun, onu benimle dost olacak kadar alçaltmayacaktım.


Kirli RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin