Bölüm On Beş
Kadın, tanıdık odanın kapısını sertçe birkaç kez çaldığında, ardındaki sessizlik iliklerine kadar ürkütmüştü onu. Derin bir nefes aldı, cesaretini topladı ve nazik parmaklarını kapıya götürerek bekledi.
"İçeri geliyorum..." diye seslendi yavaşça.
Daha önce izin almadan, düşünmeden açtığı kapıyı bu sefer tedirginlikle aradı. Küçük adımlarla odaya girdiğinde kapının sağında kalan boş mutfağa baktı. Yavaşça diğer odaya girdiğinde, beklediği saniyeler, saatler kadar uzun sürmüştü. Bacakları, onu taşımayı reddedip de, dudakları kuruduğunda yutkundu.
Elindeki çanta parmaklarının arasından sıyrılıp yeri bulduğunda, yavaşça yatağın kenarına eğildi. Bembeyaz örtüler, acı bir kırmızıya boyanmıştı. Dokunduğu her yerden parmakları yaralanıyordu. Zihni kana bulanırken, gözünden birkaç damla yaş istemsizce döküldü.
Örtülerdeki kan henüz kurumamış olmasına rağmen, sevdiği adamın dudakları ölümün rengine kavuşmaya başlamıştı bile. Yüzü solmuş, bedeni soğumuştu. Adamın yüzünde küçük bir gülümseme kalmıştı.
Kadın hiç tereddüt etmeden yüzünü adama yaklaştırdı. Gözyaşları onun soğuk tenini ıslatırken dudaklarını son kez öptü yavaşça. Yataktan düşmüş koluna öylece baktı. Yeri kana bulayan derin kesiği es geçerek adamın elini tuttu sıkıca. Sanki her an, tanıdık bakışları, elinde onun baskısıyla hissedecekti...
"Benim için atmıyor mu?" dedi başını adamın göğsüne yaslarken.
Sessizliğin cevabı onu hüzne boğarken, boğazında düğümlenen kelimeleri zorla geri yuttu. Yatağın boş tarafına gidip, adamın yanına uzandıktan sonra her zaman yaptığı gibi, yüzünü onun boynuna gizledi. Ve ta ki onun kokusunu alana kadar sessizce bekledi. Sonra saatler boyu, bir eli adamın kalbinde yaşamasını bekledi. Hıçkırarak ağladı, soluksuz kalana kadar bağırdı. Ve ilk defa sevdiği adamın yokluğu ona tadabileceği en büyük acıyı tattırdı.
Aradan geçen onca zaman sonunda, adamın ellerini son kez sıkıca tuttu. Son kez ona doya doya baktı. Saçlarını okşadı, boynunu kokladı ve ona cevap vermesini umut ederek son kez konuştu onunla.
"İyileşmeyenin artık bir arkadaşı var." diye mırıldandı kolundaki derin kesiğe bakarken ve ekledi "Ama benim artık bir dostum bile yok."
Ve adamın onu yokluğuyla cezalandıracağı yılları yaşamayı kabul etti. Hatalarını yaşamı boyunca acı çekerek ödeyeceğine yemin etti. Adamın kapalı gözkapaklarına bakarak ona söz verdi. Ona ulaşana kadar mutlu olmayacaktı.
Finale son 3 bölüm, yorumlarınız oldukça önemli, lütfen atlamayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Ruh
Historia Corta"Sonra bir şarkı mırıldanmaya başladı. Duyduğum en güzel melodiydi sesi. Dünya durdu o an... Rüzgâr yüzünü yalayıp saçlarını savururken, kusursuz güzelliğini izledim. Dudaklarından dökülen kelimeler okyanusu beni sararken sevdim onu... Haberi yokken...