Bölüm Altı
Korkmak güçsüz olduğumuzu gösterirdi. Ve ben uzun yıllar sonra ilk kez korkuyordum. Kaybetmekten. Benim olmayan birini nasıl kaybederdim? Onu bile bilmiyordum... Ne acı bir histi bu? Gözlerime derin anlamlarla baktığında, hızla atan kalbim miydi bana sevgiyi hissettiren? Sevişirken, sonraki gün yanımda olmamasından korkmak mıydı? Kaybolmak mıydı düşünceler denizinde? Bilmiyordum. Sevmek konusunda da, sevilmek kadar amatördüm o sıralar...
Sabah ışıkları yanımdaki kadının çıplak omuzlarına yansırken, derin uykusundaki huysuzluğunu izledim. Kaşlarını çatışını, anlamsız kelimeler mırıldanışını izledim. Uykudayken bile güzel görünen bir kadındı o... Onca kusuruna rağmen, kusursuz görebildiğimdi. Karmaşık duygular yaşatandı bana... Seneler önce kaybettiğim insanlara karşı olan derin sevgimi içimde uyandırandı. Beni hüzünlendiren, üzen ve her hafta terk edip, sonra geri dönendi.
"Kaybetmeyeceğimi bilsem seni de severdim..." dedim.
Belki pişman olmam gereken bir cümle kurmuştum, belki erken konuşmuştum bilmiyorum. Beni pişman edebilecek kadın, göz kapaklarını hafifçe araladıktan sonra narin parmaklarıyla yüzüme dokundu.
"Beni de sever misin?"
Gözleri yarı açıkken ve dudakları aralıkken, uykulu bakışlarıyla daha da çok sevdim onu. Sanki onca zamandır onun iznini bekliyormuşçasına, tekrardan, en baştan sevdim. Kalbimin derinliklerine, gömdüğüm insanların üzerine bir mabet inşa ettim ona. Kimsenin ulaşamayacağı bir yere gizledim. Yüzümde gezinen parmaklarını tek tek öptüm. Onun için her şeyden vazgeçmeye hazırdım. Ruhumu temizlemek için yeni bir adım bile atabilirdim.
Ve ben amacı kirlenen ruhunu, cehenneme götürmek olan bir kadın için canımı bile feda edebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Ruh
Short Story"Sonra bir şarkı mırıldanmaya başladı. Duyduğum en güzel melodiydi sesi. Dünya durdu o an... Rüzgâr yüzünü yalayıp saçlarını savururken, kusursuz güzelliğini izledim. Dudaklarından dökülen kelimeler okyanusu beni sararken sevdim onu... Haberi yokken...