Bölüm On Altı
Arabanın camı narin parmaklar tarafından tıklatılırken, gökyüzünün karla kaplı olduğu bir sabaha uyandım. Kapalı kapının ardından gülümseyerek bakan kadını izledim kısa bir an. Sonra parmaklarım benden izinsiz araladı kapıyı. Dışarıdaki tüm soğukla birlikte içeri girdiğinde titredim. Soğuk muydu beni titreten, yoksa onun varlığı mıydı? Bilmiyordum.
"Saçlarım güzel olmuş mu?"
Siyah şapkasını hızla çıkardığında gülümsedim. Kısalan mavi saçlara bir süre baktıktan sonra yavaşça uzanarak yumuşacık tenine dokundum. Boynundaki parmaklarımı nazikçe tuttuktan sonra bir şeyler söylemem için gözlerime baktı.
"Beğenmedin mi yoksa?"
Dudaklarımdan dökülecek her bir kelime benden müsaade beklerken. Hafifçe gülümsedim.
"Beğendim."
Sanki benim düşüncelerim çok önemliymiş gibi karşımda gülümserken, arkama yaslandım. Bana anlattığı küçük şeyleri ilgisizce dinledim. Kalbimin, onun varlığıyla hızlandığı her gün, cehenneme bir adım yaklaşıyordum. Onun karanlığı, benim bilinmeyenimdi. Peşinden ne kadar koşsam da, ulaşamayacağımdı. Sevdiğim, seveceğimdi... Ama en önemlisi, bana onu sevmemi söylerken bile, beni sevmediğini bildiğimdi...
"Seni gerçekten sevmemi ister misin?" dedim hafifçe kaşlarımı çatarak.
Acı bir gülümseme gönderdi bana önce. Söyleyeceklerinin ağırlığını hafifletmek adına ellerime uzandı.
"Tanısan sevmezsin beni..." dedi küçük bir fısıltıyla.
Gözleri sessizliğime meydan okurken, bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Tanımadığımız insanlar sevilmez miydi? Öğrenilmez miydi hiçbir zaman? Bana fırsat verdiğinde, adımlarım ona yaklaşmaz mıydı? Kalbim onun için atmaz mıydı sanki?
"O zaman seni tanımama fırsat ver." dedim küçük bir umutla.
Onu tanıdığımda sevmeyeceğime inanırsam eğer, belki kalbimi kontrol edebilirdim. Düşüncelerim, ona kaymazdı her yalnız kalışımda. Gidişinin ardından saatlerce içmezdim belki... Onsuz da olabilirdim, yokluğunda.
"Kendimi tanımama fırsatım yokken, seni nasıl tanıştırabilirim ki?" dedi.
Kederli yüzünü göğsüme yasladı. Narin kolları belime dolandığında, içimden geçen onca ses susuverdi bir an. Aramızda bir adımlık bile fark yokken, tanıyamadığım bir kadına aşkımı itiraf ettim içimde. Sevmeme müsaade eden kadına hislerim katlanırken sıkıca sardım onu.
"O zaman seni, seninle tanıştırmama müsaade et."
*Her bölüm için düşüncelerinizi paylaşırsanız çok mutlu olurum, teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kirli Ruh
Short Story"Sonra bir şarkı mırıldanmaya başladı. Duyduğum en güzel melodiydi sesi. Dünya durdu o an... Rüzgâr yüzünü yalayıp saçlarını savururken, kusursuz güzelliğini izledim. Dudaklarından dökülen kelimeler okyanusu beni sararken sevdim onu... Haberi yokken...