4 MELEK- 1.BÖLÜM

298 43 14
                                    


  /DÜZENLENDİ./  

                /BELKİ KABULLENİŞ.

İstanbul, şimdi içinde bir gizem daha besleyecekti. Zaten İstanbul gizem şehriydi. Her şeyiyle, öyküleri ile sokaklarıyla. Çok şey yaşanırdı o sokaklarda. Bazen mutluluk, bazen hüzün. Ama sır gibi saklardı İstanbul. Yaşanan her şeyi, belki o yüzden bu kadar kalabalıktı.

Lidya, Alina ve Erkin ilk adımlarını atmış olsalar da istanbula. Korhan gelmemek için direniyordu. Gelecekte! Ona isteyip, istememesi sorulmamıştı çünkü. Geçmişinin hapishanesine gelecekti.

Her biri istanbula ilk adımlarını attıklarında... Aslında yeni bir hayatta başladıklarını hissetmiştiler. İstanbul onlara iyi mi gelecekti, yoksa kötü mü? Bilinmezdi. Araf da kalacaklar, onlara seçenek sunulmayacaktı ama onlar inadına seçenek arayacaktılar. Bu yolda en çok umut edecektiler. Çok uzun zaman önce kaybettikleri şeyi.

Lidya... Ailesi ile taksiye binmiş ve yeni evlerine doğru yol almıştı çoktan. Siyah kol çantasından dün akşam kapının önünde bulduğu siyah kartın üstüne beyaz bir yazıyla yazılı 'Cebrail' yazılı olan kartı çıkardı. Küçük ve kemikli eliyle. Daha sonra dün akşam kapıda bulduğunda aklına düşen düşünceler düşmeye başladı tekrar. Umursamak istemedi önemsiz olduğunu düşünmek istedi... Ama aklı ona oyunlar oynuyordu adeta. Bulanık ve karışık kafası daha fazla karışmaya başlamıştı. Sorular... Ona göre değildi. Hele cevabını bilmediği sorular hiç ona göre değildi. Yine düşünceleri arasında kaybolurken yeni evlerine gelmiştiler.

Lidyaların İstanbul'da ki evi Ankara'da ki evlerine göre biraz daha küçük olsa da yinede iki katlı küçük ve ufak bahçesi olan bir evdi. Babası taksiden bavulları çıkarırken o da yeni hayatında ki yaşayacağı eve ilk adımlarını atmıştı. Karanlığın gizeminde boğulmaya başlayacaktılar ve onları Kurtalan yine birbirleri olacaktı.

Lidya tekrar geçmiş gibi olay yaşamak istemese dahi, yaşayacaktı... Ve bu yolun her bir adımında biraz daha geçmişini düşünecekti en sonun da ortaya dökülen o geçmişi arkasında bırakacaktı.

Alina... Çoktan havaalanından ailesi ile çıkmış, yeni evlerine doğru gidiyordular. Yeni bir hayatının başlangıcı olan eve giderken o içinde ki sıkıntıda gittikçe büyüyordu ve onu daha dibe itiyordu. Bu içinde ki sıkıntının en büyük kaynağı, sabah İzmir'deki evinden son kez çıkarken kapının önünde bulduğu 'Mikail' yazılı kartı. Sabah acelesi olduğu için çok fazla dikkatli bakamasa da, onun aklında sorular yaratmasına neden olmuştu.

Yeni evlerinin önünde duran arabadan inmiş ve bagajdan valizleri indiren babasına yardımcı oluyordu. O sırada annesi' de yeni evlerinin kapısını açarken, Alina yeni evlerini aslında merak etmediğini anlamıştı. O İstanbul'u da merak etmezdi. Kendi dünyasını kurmuştu o, başka bir yere ihtiyacı yoktu. O her şeyi dengeli yaşardı. Ama yinede bir araya geldiklerinde onun o gruba doğallığıyla farkını gösterdiğini göreceksiniz. Öyle ki artık kendi dünyasından çıkıp gerçek dünyaya dönme vakti olduğunu da anlayacak.

Erkin... Öğle saatlerine doğru daha yeni yeni istanbula ilk adımlarını atıyordu. İlk adımlarında dahi düşünceleri onu boğmaya başlamıştı adeta. Sessiz adımlara ailesinin yolladığı arabaya ilerlemeye başlamıştı. Arka koltuğa oturduğunda sevgili! Ailesinin yanına gitmesi için araba çalışmış ve süratle evin yolun tutmuştu.

Araba evlerinin önünde durduğunda hızlı bir şekilde inmiş ve aynı hızla evlerine doğru ilerlemişti. Gösterişli evlerin kapısına geldiğinde zille basması ile dakikalar içinde açılmış kapıdan içeri girmişti. Evleri gibi gösterişli olan koltukta oturan anne ve babasının karşısında durup, umursamaz ve sert sesi ile konuşmaya başlamıştı.

4 MELEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin