Koltuğa oturmuş bir adam tabancasının namlusunu koltuğa doğrultup, anladığım kadarıyla otur demişti.
Ikiletmeden adamın gösterdiği yere oturdum. Yani zorlansamda bu dördünü öldürürdüm ama polisler anında damlardı buraya. Sadece dediklerini yapmak kalıyordu bana. Koltuğa oturan adam yaslandığı yerden doğrulup gözlerini kısarak bana baktı. Ben ise odadaki 4 adamda gözlerimi gezdiriyordum.
Içimde hiç korku yoktu. Sadece başımın belaya girmesini istemiyordum.
"Bizi arıyormuşsun delikanlı!" Tam bir mafya babasına layık ses tonu ile koltuğa oturan adam konuşmuştu.
Sesi gerçekten filmlerdeki ağır abiler gibiydi. Şuan adama doğru söyleyip söylememek arasında gidip geldim.
Doğruyu söylersem ne yapacakları açık ortadaydı. Ama bu benim umrumda değildi, nede olsa yaralarım iyileşiyordu.
"Evet sizi arıyordum! Intikam almak için." Ciddileşerek adama cevap verdim.
Karşımdaki adam dürüstlüğüm yüzünden şaşırmış olacaktı ki suratı değişmişti.
Herhalde geri vites yapacağımı düşünmüştü. Bilmediği tek şey kaybedicek hiç birşeyimin olmamasıydı.
"Bak delikanlı, sana açık konuşucam eğer bizim peşimizi bırakmazsan kız ölür! He eğer biz senin peşimizi bıraktığını anlarsak kızı tekrar serbest bırakırız... anlaşılmayan birşey yoktur umarım.!" Adamın konuşması tamamen sakin ve sessizde bu ne kadar sinirimi bozsada şuan aklıma kız takılmıştı kimi kaçırmışlardı ki. Benimle alakası olan kız yoktu ki.
"Ne kızı benim hiç kız arkadaşım yok ki?" Adamın bana daha fazla bilgi vermesi ümidi ile kızın kim olduğunu sormakta fayda olduğunu düşündüm.
"Kızıl saçlı kız delikanlı! Geldiğimizde bu evdeydi. Kandırmaya kalkma bizi." Adamın kızıl saçlı kızdiye hitap ettiği kızın kim olduğu hemen gözümün önünde canlanmıştı.
Isabell'i kaçırmışlardı. Öfke ile oturduğum yerden kalkmak için koltuğun süngerlerinden destek aldım. Tam ayağa kalkıyordum ki, koruma olarak düşündüğüm bir adam beni omuzumdan tutarak tekrar yerime oturttu.
Şiddetli basınca direnemeden direk kalktığım yere tekrar oturtulmuştum. Adam tek eli ile bu kadar giçlü sıkıyorsa bunlarla başa çıkmam imkansızdı. Koltukta oturan adam ayağa kalkıp evden çıkmak için harekete geçti. Tam salon kapısının önünde durup tekrar arkasını döndü "kızı seviyorsan peşimizi bırak evlat!" Dedi ve tekrar yoluna drvam etti.
Adamlar evden çıkınca aklıma polisi aramak geldi. Telefona elimi atıp kilidini açtığım anda aklıma polislere ne diyeceğimi düşündüm.
Polislere bu dünyada yaratıklar var bende onlardan biriyim. Ve ailem bunları bildiği için öldürüldü, bende intikam almak için peşlerine düştüm, sonrada kız arkadaşımı mı kaçırdılar diyecektim.
Beni direk hapse atarlardı. Polisi meşgul etmekten. Beynim durmuştu resmen. Aklıma bir tek polisler geliyordu. Kime gitmeliydim bilmiyorum.
Evin içinde deliler gibi tur atmaya başlamıştım. Bir çıkar yol bulmam lazımdı. Isabell kim bilir ne kadsr korkmuştur şimdi. Onu kurtarmam lazımdı.
Aklıma birden Sasha geldi. Belki o yardım edebilir. Yani kesin ederdi. Iz bulmakta üstüne yoktu onun. Cebime koyduğum telefonu hızlıca tekrar çıkartıp telefon rehberinde Sasha'yı bulup hemen aradım. Sağolsun çok bekletmeden hemen açtı ve bir sorun mu var diye cevapladı.
"Kendime bir not bu kız zihin okuyor!" Zihnimde direk oluşan düşünceyi yok edip, bütün olayı anlattım Sasha'ya. Yola çıktığını söyledi ve telefonu suratıma kapattı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Alfa
LobisomemFilmlere konu olan bir hayata sürüklendim. Yaşadıklarımı normal bir insana anlatsam kesinlikle hastaneye kaldırılırdım.bu yüzden sustum. Normal geçen hayatımın bir gün değişeceğini nerden bile bilirdimki. Fantastik filmlerden fırlayıp gelmiş bin b...