Herkese tekrar ve tekrar merhabalar efendim :) Sabah uyanır uyanmaz gelen yorumları ve mesajları okudum gerçekten bazılarına çook fazla güldüm ve eğlendim, dün gece biraz erken yattım ve bu sabah da geç kalınca haliyle de mesajlarınızı geç gördüm :) Bazılarınız doğru tahminlerde bulunmuş ve benim için yazar uyuyor falan yazmış :) Umarım beğeniyle okursunuz, finale için yazıyorum şuanda 35. bölüm yani diğer bölüm final olacak. Bir senedir sürekli yazdığım bir hikayeyi bitirmenin verdiği heyecan ve üzüntü eşiğindeyim. Eyvah benim sevgilim mafya bir son değil, aksine Atos serisinin ilk hikayesi, diğer hikayeleri de zamanla sizlerle paylaşacağım. Önümüzde daha Chistian ve Hilal Niko ve mavi saçlı kızımız ve tabi ki de Jessica ve Pedromuz var :) Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum canlarım, finali olabildiğince uzun tutacağım belki iki kısma bölerim yada özel bölümler bile yazabilirim belli olmaz :) Son olarak multimedya da Niko Atos var :)Öpüldünüz canlar :)
Ağlarken sürekli olarak gözleri bulanıklaştığı için görüş alanı oldukça dardı ve her an kaza yapma korkusuyla sürekli olarak kendisini hatırlatmalarda bulunuyordu. Sakinleş kızım, önce aşık olduğunu adama söyle sonra öldürsün!
Ama o kadar kolay değildi, aşırı heyecana bağlı stresi şimdi onu ele almıştı. Kahretsin ki panik atağa yakalanmış bir hasta gibi rahat nefes alıp veremiyor, oldukça yüksek bir tabana sahip olan jipin içersin de basıklık hissiyle boğuluyordu. Dağ yolu boyunca sürekli ani frenler yapmıştı, şehir merkezine yalnızca 1 saat sonra varabilmiş ve heyecandan yolları birbirine karıştırmıştı. Korkusu geçmişti, artık ağlamıyordu da ama kendisini oldukça iğrenç hissediyordu. Üç gündür banyo yapmamış saçları, üzerinde ki o pembe pijaması (Dizlerin izi dahi çıkmış vaziyetteydi!), ağlamaktan ve peçete kullanmaktan şişmiş gözler, kırmızı küçük bir burun ve soluk beyaz bir ten. Bu sabah aynaya baktığında kendisini bir vampire bile benzetmişti, yada bir hastaya. Çünkü aynı onlar gibi yarı ölüydü.
"Lü-tfen.." dedi trafik ışıklarına yakalandığında, lütfen beni affet.
Affetmenin ne demek olduğunu da bilmiyordu. İlk defa birinden özür dileyeceği için ne yapması gerektiğini de bilmiyordu. Genel de insanlar ondan özür diler yada bir şey isteyip istemediğini. Bu sefer durum farklıydı, özür dileyen de o olacaktı, bir şey isteyip istemediği soranda(onu istemesi için yalvarabilirdi!) Telefonunu almadığı için kendisini daha rahat hissediyordu. Hera yada Jessica arayıp onu vazgeçirmek için kafasını karıştırabilirler kalan son cesaretini de yok edebilirdi. Ama bu sefer cesur olması gerektiği konuydu, ya kaybedecek sonsuzca kadar yalnız olacaktı yada eskisi gibi sevdiği adamın kollarında olacaktı.
Atos malikanesinin önüne öylesine arabayı park etti ve araçtan hızlıca indi. Kapının önünde duran beş koruma vampir görmüş insan gibi korkuyla kıza baktılar. Genel itibariyle her zaman giyimine, kuşamına dikkat eden kızın bugün neden böyle garip olduğunu anlayamadılar. Kate güneşin tenini yakmasına aldanmadı. Jes haklıydı sanırım, hava 40 değilse de 50 derece falandı!
"Ka-te hanım?"
"Alex evde mi!" dedi kız hızlıca.
"E-vet efendim, geldiğiniz haber verelim hemen" dedi adam ve hızlıca telefonu çıkardı. Ne? Ne demişti adam! Bu eve! Evine izin alarak mı girecekti yani! Çıldırmamak ve yada delirmemek için dudaklarını ısırdı. Az ötede telefonuyla konuşan adamı süzdü ve adam üzgün bir şekilde ona döndü.
"Şe-y, Alex beyin misafirleri varmış sizinle daha sonra ilgilenecek-"
"BEN ONUN KARISIYIM APTAL! ÇEKİL HEMEN!" Diye haykırdı. Beş adam birden kızın bir anda kaplana dönüşünü şaşkınlıkla izledi. Kate tırnaklarının birkaçını geçirmeye yeltenecekken demir kapıdan Niko çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EYVAH! BENİM SEVGİLİM BİR MAFYA (Atos Serisi-2)
Ficción GeneralAmerikadan Yunanistana uzayan bir aşkın hikayesi. Korkun, tutkunun ve aşkın dansına hazır olun.. Belki de yalnızca kendi hayat gayesiyle yaşadığı için öyleydi Kate. Babasının göz bebeği, Amerikanın parmakla gösterdiği bir sosyetik güzelken kendisini...