Bliyorum aradan çokça uzun bir süre geçti. Bunun için gerçekten çok özür diliyorum. Daha sık yeni bölüm yüklemeye çalışacağım. Bu birazda sizin vote ve yorumlarınıza bağlı. Lütfen vote ve yorumlarınızı benden esirgemeyin. Bu unutmadan 28.7k için gerçekten çok teşekkür ederim. Hikayem yayınlanalı bir yılı geçti ve biz kocaman bir aile olduk. Sizleri çok seviyorum... Vote ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Yazım yanlışlarım içinde özür diliyorum.
İYİ OKUMALAR...
Gözlerimi açtığımda evdeydim. Sanırım Stefan'ın eviydi. Dogru düzgün düşünemiyordum. Yorgun hissediyordum. Neler olmuştu öyle. Ben kaç saattir uyuyordum. Ben kendimce yanıtlar bulmaya çalışırken kapıda Stefan göründü. Hızlıca yanıma yaklaştı ve koltuğun kenarına oturdu. Elleri yüzümü okşuyordu. Bu şaşırtıcı derecede huzur veriyordu. Ah Stef... Korkunç şeyler olmasına rağmen ve bizi korkunç şeylerin beklemesine rağmen bu kadar huzur verici olman... Ahh...
"İyi misin meleğim?"
"Evet. Noldu bana en son Matt'le birlikteydim ve sonra... Bulanık... Kafamda toparlayamıyorum... Matt..."
Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Stefan'da bunu anlamış olacaktı ki alnıma küçük bir kondurdu ve konuşmaya başladı.
"Matt artık..."
"Lütfen söyleme..."
Ağlamamı tutamayacak gibiydim. Bunu duymak istemiyordum. Bu olamazdı... O... O tanıdığım en iyi insanlardan biriydi ve şimdi...
"Önemli bir şeyin yok. Sadece korkuyla ve biraz kan kaybıyla baygınlık geçirdin. Matt henüz yeni olduğu için... ısıracağı kişiyi ve zamanı mantıklı seçemiyor. Onu çok iyi anlıyorum. İlk zamanlarda bende böyleydim. Hatta... Neyse beni boşverelim..."
"Stefan? Bir şey mi oldu?"
Stefan cevap veremeden kapıda bir erkek silüeti belirdi. Kim olduğunu kavradığımda gözlerim korkuyla açılmaya başladı. Matt'den hiç bu kadar korkmamıştım. Hatta hiç korkmamıştım.
"Elena..." Sesi can yakıcıydı. Çok pişman görünüyordu.
"Özür dil..."
"Dileme... İsteyerek yapmadığını biliyorum." Neşeli görünmeye çalışarak doğruldum ve bağdaş kurdum. "Nasıl bir durumda olduğunu tahmin edebiliyorum." İşte şimdi sesim kontrolsüzce hüzünlü çıkmıştı.
"İnan bana tahmin bile edemezsin."
"Ben edebilirim..." Stefan'ın Matt'e yardım edebilecek en iyi kişi olduğunu biliyordum. O bunları en ağır şekilde yaşamıştı ve atlatabilmişti. "Yardım da edebilirim." diye ekledi Stefan tatmin edici bir sesle. Matt'in oturması için yer açtım veelimle koltuğa hafifçe vurdum. Yavaşça yaklaştı ve oturdu. Ona sıkıca sarıldım ve kulağına umut dolu sözler fısıldadım.
"Matt, iyi bir insandın... iyi bir vampir olacaksın..." Bu sözlerin onu rahatlatabilceğini düşünmüş müydüm gerçekten? Ağzımdan düşünmeme fırsat olmadan dökülen sözler karşısında kendimi aptal gibi hissetmiştim. Sanırım vampir olmayı isteyecek en son kişiye en son söylenecek sözleri söylemiştim. Aslında söylediklerim doğuydur. Mesela o Damon ya da Katherine gibi bir vampir asla olmayacaktı. Asla...
---
4 saattir yoklardı. Stefan tavsiye vermek için Matt'i ormana götürmüştü, hala dönmediler. Tamam 4 saat kısa bir süre. Ama sonuçta onlar vampirler. İşi biraz hızlandırabilirler. Vampir? Ahh! Hala şoku atlatamamıştım ve ona vampir demek çok garip geliyordu. En iyisi Bonnie'yi aramaktı. Hiçbir şey bilmiyordu. Herhalde benim yerime onu ısırsaydı kafayı yerdi.
"Alo?"
---
"Evet. Malesef ki tamda anlattığım gibi oldu."
Bonnie yarım saat sürmeden gelmişti. Ona olup biten her şeyi ayrıntısıyla anlattım. Her saniyesi aklımdaydı. Unutmam mümkün değildi.
"Hala inanamıyorum. Bu gerçek olamaz."
"Sen bir de bana sor. Bütün bu olanlar fazla gerçek."
"Yani şimdi... Matt..." lafını bitiremeden sözünü kestim ve "Evet." dedim. Devamını duymaya gücüm yetmiyordu. O en yakınlarımdan biriysi ve... Onu çocukluktan beri tanıyordum. Vampirliği becerebilecek en son kişiydi ve... Daha fazla düşünmek istemiyordum.
"Peki şimdi neredeler? Yanii... Ne yapıyorlardır sence?"
"Bilmiyorum. Ama büyük ihtimalle Stefan insanlara zarar vermeden hayvanlardan beslenmeyi öğretiyordur."
"Peki ya Katherine ve Damon?"
"Hiçbir fikrim yok. Ama Damon'ın Katherine'i aramaya gittiğini duydum. Stefan'la telefonda konuşuyordu."
Katherine'nin çok iyi saklandığına emindim. Ama... Damon bu sonuçta istediğini elde etmek için her şeyi yapardı. Onu çok uzun süredir tanımıyordum. Ama Damon'ın belirgin özellikleri vardı. Tanımasan bile bilirdin. Bu da o özelliklerinden biriydi. Damon istediğini her zaman alırdı. Ne pahasına olursa olsun...
---
Kapının gıcırdamasıyla irkildim. Bonnie hala buradaydı. Ama uzun süredir konuşmuyorduk. Düşüncelere dalmıştık ve kapı gıcırtısı dünyaya dönmemize yardımcı olmuştu.
"Stefan?"
İnce uzun bir siluet kapıda belirdiğinde daha konuşmadan kim olduğunu anlamıştım.
"Stefan yok Damon verelim."
"Ha ha ha espri yapmak için ne harika bir gün."
"Benim için bir değişiklik olmadığı için, evet. Harika bir gün." dedi. Damon 32 diş sırıtarak.
"Ne o çok sevgili aşkın Katherine'i bulamadın mı?" dediğimde yüzü düştü. Böyle olacağını tahmin etmiştim. Çünkü Stef, Damon ve Katherine hakkında bir şeyler anlatmıştı. İkisiyle de birlikte olduğunu, Stefan bunu bilmiyorken Damon'ın Katherine'e olan aşkından bunu bile bile devam ettiğini ve sırf onun için vampir olduğunu... Belki de Damon'ın böyle olmasının sebebi budur. Katherine'e olan öfkesini insanlardan, onu sevenlerden çıkarıyordur.
21.bölüm sonu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşk - (Vampir Günlükleri)
Fanfiction"Sıradan biri gibi görünüyordu. Sıradan bir lise öğrencisi... Ama öyle değildi. Fazlası vardı. O Stefan Salvatore'du... Vampir olanından..." Sevdiğin çocuğun vampir olduğunu öğrenirsen ne yaparsın? Hikaye biraz sizden, biraz uzak... Okuyup kendiniz...