Aslında Çarşamba falan yüklemeyi düşünüyordum. Ama yetiştiremedim. Üzgünüm :(
Ayrıca okuyucular 1000'e ulaştı :) Hepinize çoook teşekkür ederim :) 1000 okuyucu şerefine upuzun bir bölüm :)
Yorumlarınız gerçekten önemli :) Lütfen gerçekten okuyup yorum yapın :)
İYİ OKUMALAR...
Elena'nın ağzından...
"Bana bir açıklama borçlu olduğunu biliyorsun, değil mi?" Öfkeden deliye dönmüş bir halde ondan bir cevap bekliyordum. Sanki her cevaba karşılık bir cevabım varmış gibi göründüğüme eminim. "Opss! Pot kırdım sanırım." Damon hiçte ciddi görünmüyordu bunları söylerken. Aksine gayet mutlu ve umursamaz görünüyordu. Stefan "Bak, açıklayabilirim." diyerek kafasında bir şeyler kurmaya çalışıyordu. "Gerçekten nasıl açıklayacağını merak ediyorum Stefan." diyerek tersledim. Bu işte bir şey var ama hayırlısı. Yani 1864'ten kalma bir fotoğraf ya şaka olabilir, ya bu ünlü bir kadında benim haberim yok, ya da Salvatore'lar 1864'ten beri yaşıyorlar. Tamam üçüncü ihtimal biraz hatta baya saçma oldu, ama normal bir insan ortalama 70 - 80 yaşına kadar yaşar ve yaşlı görünür. PEKİ YA NORMAL DEĞİLLERSE? Telefonumun sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. İkisine de ters ters bakarak telefonu açtım. Açtığım gibi "Nerdesin Elena?" diye bağırdı Jenna. Telefonun kulağımdan uzakta olmasını dilerdim. "Gelmek üzereyim. Neden?" ben bunları söylerken bir yandan da hırkamı giymeye çalışıyordum. Stefan hemen yardım etmeye çalıştı. Şu an gerçekten yardıma ihtiyacım vardı ve sesimi çıkarmamayı tercih ettim. Çünkü ben konuşursam o da konuşacaktı ve şu an istediğim son şey Jenna'ya iki erkekle evde ne yaptığımı açıklamaya çalışmaktı. "Jeremy seninledir umarım." Sesinden anladığım kadarıyla kızgındı. Baya kızgın. "Hayır. Bende evde sanıyordum. Eve gelmedi mi?" diye salakça bir soru yönelttim. Eve gelse niye bana sorsun ki zaten? "Hayır ve kardeşinin son halleri göz önüne alınırsa çokta iyi bir yerde olduğunu düşünmüyorum. Aklına gelen, gidebileceği byerler var mı?" Birazcık sakinleşmişti. Ama hala biraz hızlı konuşuyordu. "Evet Jenna. Ama ben oraya yalnız gid..." Stefan lafı ağzıma tıkadı resmen. "Ben, ben" gibi işaretler yapıyordu. Aslında istemiyordum. Ama başka çaremde yok sanırım. Onun kardeşini bile savurabilen güçlü, kaslı kollarına ihtiyacım olabilir. "Aaa. Jenna. Bak. Ben gidip bir bakayım. Bulamazsam ararım seni. Tamam mı?" Sesim sakin ve tatmin edici çıkmıştı. "Tamam. Ama acele et. Onun için endişeleniyorum." diyince "Bende" diyip telefonu kapadım. "Kabul ettim diye fotoğraf mevzusunu unuttum sanma. Sadece şu an sana ihtiyacım var o kadar. Ki bunu hiç istemiyorum. Yani benimle gelmeni. Her neyse. Hadi gidelim." Sesim gayet ciddiydi. Stefan'ı beklemeden çıktım. Ceketini alıp arkamdan koşarak geldi. Arabaya bindik. Benim aarabamla gidiyorduk. En mantıklısı da bu zaten. "Elena?" "Stefan şu an olmaz!" Gerçekten şu an olmazdı. Şu an kardeşimi merak etmeliydim. Bir fotoğrafı değil!
---
Yazarın ağzından...
Bonnie büyükannesiyle yaşıyordu ve haftada dört gün babasını ziyarete gidiyordu. Annesi onu çok küçükken terk etmişti. Babası Bonnie her ne kadar inanmasa da Bennet soyundan gelme bir "cadı" olduğu için onun büyükannesiyle kalmasını güvenli buluyordu. Evet, Bonnie'nin psişik güçleri vardı. Ama o bunu sadece altıncı his olarak görüyordu. Büyü yapmayı denemişti. Ama olmamıştı. Büyükannesinin fevkalade büyü yaptığı kesindi, ama o yapamıyordu. Belki de babasının kanındandır. Yani belki onda "cadı" kanı yoktur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasak Aşk - (Vampir Günlükleri)
Fanfic"Sıradan biri gibi görünüyordu. Sıradan bir lise öğrencisi... Ama öyle değildi. Fazlası vardı. O Stefan Salvatore'du... Vampir olanından..." Sevdiğin çocuğun vampir olduğunu öğrenirsen ne yaparsın? Hikaye biraz sizden, biraz uzak... Okuyup kendiniz...