Persephone, birilerinin ona doğru yürüdüğünü hissettiğinde hemen ayağa kalkıp arkasını döndü.
"Benden ne istiyorsun?" Kızın kelimeleri Hades'i bir şekilde üzmüştü. Cehennem tanrısı,Hades, kimseye üzülmez, kimseden korkmazdı.
"Senden bir şey istemiyorum." Hades bunu o kadar sakince söylemişti ki Persephone o an onu yumruklamak istedi. Eğer burada olmasaydı, onu öldürmeye yeltenebilirdi. Erkek, birkaç adım yaklaştı ve genç kızın yakınında durdu. Aralarındaki mesafe azalsa da kapanmamıştı. Persephone, istemesizce geriye doğru gitmişti ama nehrin ne kadar yakınında olduğunu fark etmemişti. Tam düşecekken onu saran güçlü ve sıcak kollar, kızı rahatsız etmemişti. Hades onu yakalayıp kendine çektikten sonra gözlerine baktı.
"Benden kaçmaya çalışmak, senin için iyi olmaz küçük kız." Hades, onun yüzünün kızarmasıyla neredeyse kahkaha atacaktı. O kadar komik görünüyordu ki. Persephone onun dediklerine çok sinirlenmişti. Ellerini onun kollarına koyup itmeye çalıştı fakat başarılı olamadı, o çok güçlüydü.
"Senden kaçmaya çalışmayacağım. Çünkü annem beni elbet bulacaktır." Kızın kibirli tavrı erkeğin daha çok hoşuna gitmişti. Onu kaçırmadan önce bu kadar ateşli olacağını düşünmemişti. Kızın göğüsleri, onun bedenine değerken ne kadar mantıklı düşünebilirdi ki?
"Annen mi?" Dedi tek kaşını kaldırarak. "Buraya gelebilir mi sence?" Hades, ona bakarak sırıtmaya devam etti.
"Beni kaçırdığını anlayınca gelecektir!" diye bağırıp, tek ayağını kaldırıp yere vurdu Persephone. Bununla artık dayanamayan Hades kahkaha atmıştı. Kahkahası, adeta bir depremi andırıyordu. Genç kız sarsıldığını fark etti ve tabi ne kadar yakın olduklarını.
"Buraya basit kişiler giremez."Hades, konuyu kestirip atmıştı. Çünkü kızın yanından ayrıldığı düşüncesi bile onu çıldırtmaya yetecek bir hal almıştı. Bir anda neden böyle olduğunu bilmiyordu. Bu kız neden bu kadar değerli olmuştu? O da umurunda değildi. Sadece istiyordu ve istediğini elbet alacaktı. Kızın kolundan tutup sürüklemeye başladı. Gittikleri yer de oraya benziyordu ama buradaki her şey kahverengi ve siyah tonlarındaydı. Persephone, rengârenk çiçeklerini hatırladı. Onları, her bahar toplar, bir sonraki bahar için minik ve güzel elleriyle yetiştirirdi. Çiçekler onun sayesinde daha güçlü ve daha renkli çıkardı. Bu onun işiydi ve birinin çiçeklerini kopardığını görmek, onun için katlanılamayacak bir şeydi.
"Burada neden bitki yok?" Merakına yenik düşüp sormuştu sorusunu.
"Burası cehennem gibidir, küçük kız." Ona yandan bir bakış atıp yürümeye devam etti. "Ayrıca buranın benim evim olduğu düşüncesi seni rahatlatmasın. Benim kadar olmasa da sana zarar verebilecek canlılar var."
Hades, onu orada bırakıp giderken moiraların yazgısını bildiğini düşünmüştü. Ona tehdidinin yeterli olacağını düşünüp, nasıl gönlünü alacağını düşünmeye başlamıştı.