Persephone, uyandığında güneşi görmeyi bekliyordu, karanlığı değil. Neşeyle uyanan kadın, etraftaki karanlığın birden içine dolduğunu hissederek huzursuz oldu. Burası ona gerçekten de iyi gelmiyordu. Ayağa kalkıp, çiçeklerin hepsine bir bakış attıktan sonra odadan çıktı. Hades'i bulmalı ve bu sefer bütün bu aptallıkları yapmamalıydı. Onun karşısında tutulması an meselesi bile değildi. Erkek, çok yakışıklıydı ve tavırları onu çekiyordu. Persephone ilerlemeye başladı ve acıyla dolu çığlıkların kapladığı yere doğru yöneldi. Ne olduğunu bilmese bile bu acı çığlıklar kadını korkutmuştu. Korkuyla birkaç adım daha atıp, çığlıkların kimden yükseldiğini görmek için başını uzattı. Hades, ona birkaç tane nar tanesi veren adamı ayaklarından ve kollarından germiş, kırbaçlıyordu. Bunu gören Persephone önce inanmak istemedi ama adamın çığlığı onun kulaklarına tüm gerçekliğiyle saplanmıştı. Kadın, oraya bakmakta zorlandığını hissetti ve başını çevirdi.
"Bunu ona neden yaptın?" Hades'in nefret dolu hırıltılı sesi kadının iliklerine işlemişti.
"Gitmesini istemeyeceğinizi düşündüm, efendim." Erkeğin sesi kendinden son derece emin çıksa da acının verdiği kırıklık belli oluyordu.
"Senden düşüncelerimi gerçekleştirmeni istemedim." Hades elindeki kırbaçla onun arkasına doğru ilerledi. Toprağa baktı ve bir süre gözlerini orada bekletti. Yerin altından gelen lavlar, erkeğin ayaklarını yapmaya başlamıştı. Adam bağırıyor, kıvranıyor ve merhamet diliyordu.
"Efendim.." Adamın sesi acıyla kavrulmuştu. "Lütfen yapmayın!" Persephone, bu manzaraya daha çok katlanamazdı. Bir anda bulunduğu yerden çıkarak ona doğru ilerledi ve koluna uzandı. Fakat sonra bu yaptığının yanlış olacağını ve istese de dokunamayacağını düşünerek vazgeçti.
"Bunu ona yapma." Kadın, ona emretmişti. "Bana sadece birkaç tane nar tanesi verdi. Bunu hak etmiyor." Persephone, savunduğu adamın onu buraya hapsettiğini bilseydi belki de böyle yapmazdı. Alevler daha aşağıya inip, adamın başını tutacak gücü kalmayınca Hades kadına döndü ve sert bakışlarını yöneltti.
"Bu seni ilgilendirmez." Diye kestirip attı ve elindeki kırbacı adamın sırtında şaklattı. İnleme sesi kadının kulaklarında bir kez daha yankılandı.
"İlgilendirir! Benim yüzümden yapıyorsun bunu." Persephone, onun acı çekmesini istememişti. Vücudunda ki kırbaç izleri şişmişti ve bazıları kanamaya başlamıştı. Kadın, başını eğmeyi denedi ama onun ayaklarının yanmış halini görünce midesine hakim olmak için başını tekrar kaldırdı.
"Benim işlerime karışma, küçük kız." Hades, onu kolundan tutarak itti ve düşmesine sebep oldu. Sert bir şekilde yere oturan Persephone ne diyeceğini bilemedi. Gözleri dolmuştu fakat onun ağladığını görmesine izin vermeyecekti. Yerden destek alarak ayağa kalktı ve ona doğru ilerledi.
"Bunu sakın bir daha bana yapmaya kalkma!" Persephone ona vurmayı düşündü ancak sonradan bunun sağlıklı bir fikir olmayacağını fark edip, sinirle oradan ayrıldı.