Erkek, kollarını onun beline doladı ve vücudunu kendininkine çekti. Persephone'nin nefesleri hızlanmıştı ve kız, ne yapacağını bilmez bir şekilde vücudunu ona bastırıyordu."Bu çok sevimli." dedi Hades onun tavırlarına karşılık. Kızın gözleri tutkuyla parlıyordu ve Hades, onun bu ifadesiyle eğleniyordu. "Bakalım daha neler biliyorsun." Dudaklarını onun boynuna indirdiğinde Persephone ellerini onun ellerine bastırdı. Ne yaptığını, neden yaptığını bilmiyordu. Fakat artık içindeki tutkuyu gizleyemezdi. Erkek, yavaş hareketlerle onun boynunu öpüyor, sarıldığı kıza karşılık oldukça sakin davranıyordu. Persephone, onun bu yavaş tavırlarına sinirlenip, belinde bağlanmış elleri kendinden uzaklaştırdı ve yüzünü ona dönerek, kollarını boynuna doladı. Dudaklarını dudaklarına bastırdığında, arzusunu belli etmeye çalışıyordu. Hades, ondan yükselen tutkuyu tadıyor, kokusunu alıyordu."Yavaş ol, sevgiliim." dedi oldukça sakin bir tavırla ve dudaklarını ondan çekerek, burnuna bir öpücük kondurdu."Hayır!" Persephone, ondan ayrılan dudakları ve beline dolanmış elleri hissetmediğinde kapattığı gözlerini açarak Hades'e doğru atıldı. Fakat erkek ondan önce davranmış ve kadını kucağına almıştı. "Bekle" Gözleri kızın bedeninde gezinirken, Hades onu başka bir yere götürüyordu. Persephone, umursamadı. Onunla her yere gidebilirdi. O yüzden o da erkeği izliyor, gözlerindeki tutkuya tutkuyla karşılık veriyordu. Sonunda Hades onu bembeyaz bir odaya soktuğunda, Persephone buranın onun yatağı olduğunu fark etti. Cehennem tanrısının odasının bembeyaz olacağı aklına gelmezdi. Başını çevirip yatağa baktığındaysa nefesini tutmuştu. Kocaman yatağın etrafını lavlar çevrelemişti ve neredeyse yatağı yakacaktı."Tanrım!" diyerek daha çok Hades'e sarıldı. Ateş, onun en büyük düşmanıydı. O doğanın dengesini düzeltirdi. Her zaman çiçek açmasını sağlar, ağaçları korurdu. Ama bir kıvılcım onun çiçeklerine geldiğinde, bir şey yapamazdı. Bebekleri gibi baktığı çiçeklerini ateş çevreler, yok ederdi. Persephone hiçbir zaman ateşi sevmemişti. Onun için su gerekliydi."Seni oraya bırakmayacağım, Persephone. Korkmana gerek yok." Alaylı cümlesi, kıza ne yaptığını fark ettirmişti. Neredeyse Hades'in başına çıkacak ve küçük çocuklar gibi bacaklarını iki yandan sarkıtacaktı. "Ateş.." dedi yüzünü sarkıtarak. "Sevmiyorum." "Biliyorum." Hades, onu bir bebek gibi kucağında tutup, dudaklarına bebek olmadığını anlatacak türden bir öpücük kondurmuştu. Öpüşü yoğunlaştıkça kızı kendine doğru çekiyordu. Persephone'de ona karşılık vermek amacıyla kollarını boynuna dolamıştı."Ah!" Dudaklarını zorla ondan zorla çekmişti. "Beni neredeyse yakacaksın, tatlım." dedi yumuşak bir tavırla. Kızın yanakları kızarmıştı ve bakışları başka bir yere kaçmıştı. "Ama benim istediğim.." dedi kızı yatağa yatırırken. "Seni yakmak." Bunu tam olarak ne anlamda kullandığından emin olmasa da yapmak istediği şeylerden biri buydu."Beni çok bekletme." Kollarını ondan ayırırken fısıldamıştı bunu. Hades, onun sözüyle kendinden iyice geçmişti fakat tüm arzusunu kıza yansıtamazdı. Yoksa Persephone, onun bir daha yatağına gelmezdi. Bu düşünce, onu korkutmaya yetmişti."Sınırlarımı deneme, Persephone." dedi kızın yatağa dağılmış saçlarına bakarken. Altın gibi parlayan saçlar, yatağa dağılmıştı ve bembeyaz örtülerin içinde oldukça çekici görünüyorlardı. Nefes kesici diye düşündü Hades. Tam olarak buydu. Karşısındaki kız oldukça kırılgan görünüyordu. Mükemmel saçları, kırmızı dudakları ve tutkuyla bakan gözleri, erkeği etkiliyordu. Hatta ağza alınmayacak şeyleri aklından geçirmesine sebep oluyordu. "Yoksa benden korkuyor musun?" Kızın kıkırtısı melodi gibi gelmişti. Şu an sesi bile kendinden geçmesini sağlıyordu. Konuşması bile onun üzerine atlaması için yeterli olabilirdi. Hades, daha fazla beklemeden altında uzanan kızın kollarını tuttu ve başının üstünde birleştirdi. Bu, kızın nefes alışlarını hızlandırmıştı ve Hades, oldukça memnundu."Göreceğiz." Bir şeye söz veriyormuş gibi söylemişti bunu. Erkeğin dudakları, Persephone'nin dudaklarıyla buluştuğunda, kız direnmeden onu karşılamıştı. Dudaklarını açmış ve onun, ağzının içini keşfetmesini sağlamıştı. Hades'in dili, onun ağzını keşfe çıkmış, dokunulmadık yer bırakmamıştı. Sonunda dilleri bir ritim tutturduğunda, bunun hazzıyla Persephone inlemiş ve ellerini ondan kurtarmaya çalışmıştı. Hades'in beklediğiyde tam buydu. Dudaklarını ondan çekerek, uzun olmayan ama sıkça öpücüklerini dudaklarına kondurmaya başlamıştı. Bu kız, onu çıldırtıyordu. "Tanrım!" Persephone gözlerini kapatmıştı ve vücudunu ona bastırmaya çalışıyordu. Hades'in dudakları onun dudaklarıyla oyun oynuyor ama bir türlü istediğini vermiyordu. Persephone, dudaklarını onunkilere bastırıyor ve geri çekilmemesi için çabalıyordu. Sonunda Hades ona istediğini verdi ve dilini ağzının içine soktu. Ona kendi tadını öğretiyordu. Persephone, onun için mükemmel tadıyordu. Narçiçeği kokusu erkeği sarmıştı. Bu kız, her gün farklı bir şey kokuyor ve onu çıldırtıyordu. Tadını ona öğrettiğini düşündüğünde, geri çekilmeye yeltendi fakat Persephone kollarını ondan kurtarıp erkeğin boynuna doladı. Hades, işi hızlandırmak istese de karşısındaki kadının ilki olacaktı ve onun bunu tamamen yaşamasını istiyordu. Onun dilini ısırıyor, emiyor ve ona istediğini veriyordu. Fakat Persephone her zaman daha fazlasını isteyen biri olmuştu. Kollarını onun boynuna dolaması yetmezmiş gibi bacaklarını da erkeğin beline sarmıştı. Bu, Hades'in kendini sıkmasına sebep oldu. Erkek, hiçbir zaman bu kadar kasılmamıştı. Dudaklarını ondan çektiğinde dişleri kadının dudağını çizmiş ve kanatmıştı. Kan, odanın sıcaklığının etkisiyle iyice sıvılaşıp, kadının dudağından süzülmüş ve vücuduna doğru yol almıştı. Kıpkırmızı damla onun bembeyaz vücudunu adeta gezerken Hades gözlerini ayıramadı. Damla, sonunda kadının göğüslerine doğru süzüldüğünde arzusunu nasıl saklaması gerektiğini unutmuştu. Persephone, onun bakışlarını görmüştü. Bakışlar, aç birinin bakışları gibiydi. Sahipleniciydi. "Hoşuna mı gitti?" Onu kızdırmak istiyordu. İçindeki canavarı dışarı bırakmasını sağlamak istiyordu fakat nasıl yapacağından haberi yoktu. Sonuçta bu konuda hiçbir şey bilmiyordu ve Hades ne yaparsa ona uymak zorundaydı. Yine de sözcükleriyle onu kışkırtmayı seviyordu."Hoşuma neyin gittiğini merak ediyor musun?" Hades, onun kendisini kışkırtma çabalarını görmek istiyordu. Artık bu ikisi arasında bir oyuna dönmüştü. Fazla uzamıştı fakat Hades şikayetçi değildi. Onunla günlerce yatakta kalabilir ve bu oyunu oynayabilirdi. Ancak sonunun Persephone için iyi olmadığına emindi."Evet." diyerek onu kendine çekti. "Göster bana." Persephone, bunları yapacağına inanmazdı. Fakat karşısındaki erkek bu kadar çekiciyken umursamıyordu. "Sen istedin, sevgilim." Hades, kontrolden çıkmıştı. Büyük bir hışımla kadının üstündeki kıyafetleri yırttı. Yırtılma sesiyle nefes sesleri de artmıştı. Persephone, birinin karşısında daha önce çıplak kalmamıştı ve Hades bunu çok iyi biliyordu. Erkek, dizlerinin üstünde doğrulmuştu ve Persephone'ye bakıyordu. Ziyafet çeker gibi bir yüz ifadesi vardı. "Hades!" Kadın artık onun bakmasına dayanamayacaktı. İçindeki istek o kadar büyümüştü ki neredeyse üstüne atlayacaktı. Fakat hala daha ne istediğine dair bir şey bilmiyordu."Sabırlı olmalısın" Dudaklarının onun dudaklarına bastırdı ve oradan boynuna kaydı "aşkım." Fısıltısı Persephone'yi kışkırtıyordu. "Ah" Diyebildiği tek kelime buydu. Çünkü Hades yaramazlık yapmış ve dudaklarını göğüslerinden birinin üstüne bastırmıştı. Daha doğrusu, göğüsleriyle oyun oynuyordu. Dudakları bir birine, bir diğerine geçiyordu. Karar verememiş gibiydi. Sonunda durabilmeyii başarmıştı ve kızın ellerini saçlarından çekerek, tekrar yukarıda birleştirmişti. "Yaramazlık yok" diye kızın kulağına fısıldadı ve o anda Persephone, ellerinin yumuşacık bir kumaşla bağlı olduğunu hissetmişti. Kıpırdatamıyordu ama bu onu germemişti."Sen tam bir canisin!" diye hırladı kız ona doğru. Erkek, eğleniyordu. Onun alt dudağını dudaklarının arasına alıp emdi. "Biliyorum." Şakaklarına dişlerini sürtüyor ve Persephone'nin hırıltılı nefesini dinliyordu. Dudaklarını göğüslerinin üzerinde gezdiriyor, kadının kokusunu içine çekiyordu. Pembemsi renkteki göğüs ucu, tomurcuk gibiydi. Erkeği çekiyor, daha fazla alması için yalvarıyordu. O da aklından geçeni yaptı ve dişlerini hafifçe sürttü. Aynı anda kadından yükselen inleme, daha da hoşuna gitmişti. İşkencesine devam edip, pembe renkli tomurcuğu ısırdı. Kadının nefesini tutması hoşuna gitmişti. Onda yarattığı etki, devam etmesini söylüyordu ve içindeki canavara sesleniyordu. Canavar, bir an önce ortaya çıkmak ve her şeye sahip olmak istiyordu. Her şeyi almak, yakıp kül etmek istiyordu. "Bunu.." Persephone, onun dudaklarını düşündükçe konuşamıyordu. Sesi acı çekiyormuş gibi çıkmıştı. "Yapma!" diyebildi sonunda. Hades, onun zorla konuşmasına bakıp sinsice sırıttı ve dudaklarını diğer göğsüne yönlendirdi. Ona her türlü eziyeti yapıyordu ve Persephone itiraz edercesine kelimeler söylemeye çalışsa da yapamıyordu. Sonunda ona yeterince işkence ettiğini düşünerek dudaklarını göğüslerinden çekti. Dudaklarına uzandı ve öpüşmeleri hemen alevlendi. Persephone, sanki susuz kalmıştı ve Hades'te suyuymuş gibi öpüyordu onu. Dudaklarını sömürüyorda denebilirdi. Kadın, onun arzusunu hissetmek istiyordu fakat Hades, kadındaki arzuyu tutuşturmak haricinde bir şey yapmıyordu. Persephone, ellerini oynatmaya çalışıyor fakat başarılı olamıyordu."Bu lanet şey nereye bağlı böyle!?" diyerek bağırdı ve kollarını hareket ettirmeyi denedi."Açamazsın, sevgilim." dedi Hades onun çırpınan ellerine bakarak. "Seninle daha işim bitmedi." Dudakları, yaramaz bir şekilde kıvrıldı ve tekrar geldiği yere döndü. Kadın, onun göğüslerindeki dili dışında parmaklarını da hissediyordu. Hades, kıyafetlerini çıkarmamıştı fakat Persephone'nin üzerindeki her şey yatağın çevresindeki lavlara gitmiş ve erimişti. Erkek parmaklarını önce onun göğüslerinde oradan da karnında dolaştırdı. Persephone, nefes alamıyormuş gibi hissetti. Ağzından kaçan inlemelere ya da yalvarış dolu kelimelere engel olamıyordu."Lütfen!" dedi ne istediğini bilmeden. "Lütfen? Ne?" İstediğini söylemesi için onu zorluyordu ve yapamadığında, ona eziyet etmekten de hoşlanıyordu. "Ah!" Bu daha çok bir inleme değil, savaş nidası gibiydi. Bedenleri birbirine karışmıştı. Hades, onun göğüsleriyle oynarken parmaklarını bacağının iç kısmına kaydırdı. Persephone, refleks olarak anında sıkıcı bacaklarını kapatmıştı ve Hades'in parmakları, iki bacağının arasında kalmıştı."Aç bacaklarını." dedi Hades emir vererek. Eğer yapmazsa hoşgörülü olmayacaktı. Kadın, hırsla başını iki yana salladı."Aç dedim." İkilemeyi sevmezdi fakat ona cehennem tanrısının, ne kadar yakıcı ve acımasız olduğunu göstermekten mutluluk duyacaktı. "Hala hayır mı?" diyerek kadına baktı. Persephone, gözlerini açmamıştı ve ona bakmıyordu. Şiddetle başını sallıyor ama o da ne istediğini bilmiyordu. "Ah, pekala." diyerek dudaklarını yaladı ve diliyle kızın dudaklarına dokundu. Bu ıslak dokunuş, Persephone'nin gözlerini açmasını sağlamıştı. Karşılık vermiyor ve sadece ona bakıyordu. Hades, gömleğinin düğmelerini açarken kadının gözlerine bakıyordu. Gözleri yanıyor ve birazdan yapacaklarını düşünüyordu. Bu, sakin davranmasını engelliyordu ve lanet olasıca gömleği açmasını zorlaştırıyordu. Sonunda sinirlenip gömleği yırttı."Bununla uğraşamam" dedi ve üzerindeki her şeyi birkaç saniye içinde çıkararak Persephone'nin üzerine tekrar uzandı."Bunu, benim işimle halletmemizi ister misin?" Kıza yönelttiği soruyu Persephone anlamamıştı."Anlamadım." dedi masum bir şekilde. Ama dudakları şişmiş ve kızarmıştı. Ayrıca göğüsleri de sevilmek isteyen yavru köpekler gibi dikilmiş, kızarmıştı. "Bu halin de çok çekici." dedi Hades başını düşünüyormuş gibi yana yatırarak. "Bacaklarını açacak mısın?" dedi oraya bakarak. Bu bakış, kadını sadece utandırmaya yaramıştı. Persephone, bacaklarını açmayacaktı."Hayır." dedi net bir şekilde. Neden itiraz ediyordu ki? Sonuçta bunu yapacaktı. "Benim yolumla halledeceğiz." diyerek ellerini iki yandan kaldırdı ve Persephone, etraflarını saran lavları görünce korkuyla gözlerini Hades'e dikti. Lavlar, etraflarında duvar oluşturmuştu ve kızıllığı, yatak örtülerine yansıyordu. "Sıcak." dedi Persephone. Tek hissettiği bundan ibaretti. Tutkusu onu yakıyordu. "Biliyorum." dedi Hades yine. Dudaklarını onunkilere kapattı ve öpüşü sakinleşene, öfkesi geçene kadar onu öpmeye devam etti. Sonunda vakit kaybetmeyerek dudaklarında oyalandı ve parmağını bacaklarının arasına götürdü. Bacakları, yine kapalıydı fakat Hades açmanın yollarını biliyordu. Dudaklarını karnına, oradan da daha aşağılara götürdü. Persephone, onun yapmaya çalıştığını anlayınca çığlık attı fakat sesi hiçbir şekilde duyulmamıştı. Lavlar, sesin çıkmasını engelliyordu. "Bunu sakın yapma!" diye bağırdı kadın kelimeleri tane tane söyleyerek. "Yapacağım." Hades, dudaklarını onun bacaklarının arasına kaydırdığında, Persephone çırpınmaya başlamıştı."Bunu yapamazsın!" diye inledi. "Yaparım." Hades, ellerini kadının bacaklarına koyduğunda, Persephone bağırmıştı. Çünkü erkeğin elleri onu yakıyordu. Sıcaktı ve bacaklarının kızarmasına sebep olmuştu."Yapma!" dedi Persephone son bir kez. Bu sıcaklığa dayanabileceğini sanmıyordu ve Hades, son kez emretti; "Bacaklarını aç!" Persephone emri uygulayarak bacaklarını araladı. Hades, ellerini ondan çekerek dudaklarını bacaklarının arasına gömdü. Persephone, bunun ne olduğunu bilmiyordu fakat midesinden bir şeyler yükseliyor ve içinde hareket ediyordu. Ellerini hiç bu kadar çözmek istememişti. Hades'i daha fazla kendine bastırmak istiyordu. Beynini kaybetmişti ve kalbi artık bacaklarının arasında atıyor gibiydi."Hades" dedi sırtını yay gibi gererek."Ne istediğini söyle bana." diye gürledi Hades. Artık bekleyemezdi fakat kızdan duymadan da bir şey yapmak istemiyordu. "Seni.. ama.." diye konuşmaya çalışsa da aklı Hades'te ve onun maharetli dilindeydi. Hades, bir kere daha başını onun bacaklarının arasına gömmüştü. Dili, kadını öldürüyordu. Persephone başını hızla sağa sola çeviriyor ve inliyordu. Çıkardığı seslerden haberi olmasa da Hades oldukça tahrik oluyordu. "Beni istediğini söyle." Hades'in istediği buydu. Kadının ona yalvarmasını istiyordu. Onun olmak için yalvarmasını."Seni istiyorum." dedi terli saçlarının arasından. Saçlar, yüzüne yapışmıştı ve kadına daha seksi bir hava katıyordu. Hades, onun isteğini biraz daha bekletebilirdi belki ama taş gibi olmuş erkekliğine baktığında, daha fazla beklememesi gerektiğini fark etti. Kendini onun içine itmeye başladı. Çok sıcaktı ve dardı. "Cehennemden daha sıcaksın" diye fısıldadı ona doğru. Persephone, cevap verecek durumda değildi. Vücudu genişliyordu ve sırtı yay gibi gerilmişti. Bir anlık acı, onun gözlerinin dolmasına sebep oldu. Çok, çok sıcak bir şey içinde hareket ediyordu ve bedeni sızlıyordu. Ateş, tüm bedenine yayılmıştı. Bu Hades'in sahip olduğu ateşti. "Beni yakıyorsun" diye fısıldamıştı Persephone'de. Haklıydı. Hades'in hareketleri, onu yakıyordu. İkisi de hazza odaklanmışlardı. Göz bebekleri tutkuyla kararmıştı ve ikisi de, sonunun gelmesini istemiyordu. Hades, sert hareketlerini durduramıyordu. Canavar, istediğini almıştı ve kadını hırpalıyordu. Ellerini onu göğüslerine götürdü ve sıktı. Sessiz bir çığlıkta aynı anda kızın dudaklarından çıkmıştı. Elleri, içindeki canavar yüzünden kadını yakıyordu."Üzgünüm" diye fısıldadı kadına doğru ve dudaklarını dudaklarına çekti. Öpüşü sertti ama sıcaktı. Sahiplenir gibiydi. Dudaklarını tekrar göğüslerine indirdiğinde, sıcaklığı almak istedi. Dilini çıkarıp, yaktığı yerleri serinletmeye çalıştı fakat bu kadının daha çok inlemesine sebep oldu. Erkek, içindeki yaratığı dizginlemeye çalışırken hareketleri yavaşladı ve sonunda yaratık, erkeğin içinde kayboldu. Şimdi daha sakin ve onarmak istercesine hareket ediyordu. Persephone, ellerini çekiştirmekten bileklerini yara yapmıştı ve bacaklarının arasından sızan kan, canının fazlasıyla yandığını gösteriyordu. Bu, Hades yüzündendi. Erkek ellerini başına götürdü ve gözlerini kapattı. Hareketlerini kesmişti ama kadının içinden çıkmak istemiyordu."Durma" diye yükselen ses erkeği tekrar harekete geçirmişti ve Hades, yavaşça kadının içinde hareket ediyor ve doyuma ulaşmasını bekliyordu. Persephone, yükseldiği yerden düşüp, gerçeğe ulaştığında Hades'le bakışları kesişmişti. İkisi de birbirine o kadar yoğun bakıyordu ki, tutkuları alevlere yeşilimsi bir renk katmıştı. Alevler, adeta dans ediyor gibiydiler. Hades, yatağa uzanıp kadını kucağına çekti ve sarıldı."İyi uykular, sevgilim." Hades, onun saçlarına öpücükler kondurmuş ve uyumasını bekledikten sonra, kendisi de uyumuştu.
**
"Sevgilim?" Tutkulu bir ses ona sesleniyor ve bir çift sıcak el, en mahrem yerlerinde dolaşıyordu. Uykuyla uyanıklık arasında gözlerini açtı ve karşısındaki yanan gözlere baktı."Günaydın." dedi normal bir tavırla ve elini onun çenesine kaydırdı."Annen seni görmek istiyor." Hades, bunu ona söylemek istemiyordu. Kadını kovmayı düşünmüştü ama karşısında ağlıyordu ve sonra Persephone ona kızabilirdi. "Onu gönder" dedi kadın ters bir sesle. Annesini görmek istemiyordu. Bu mükemmel sabahı da mahvetmesini istemiyordu. Hayatından tümden çıkmasını istiyordu. "Ağlıyor." dedi Hades yapmacık bir tavırla. Persephone, onun bunu deyişine gülmüştü. Çünkü erkek, hüzünlü görünemiyordu."Seni seviyorum" dedi onun yüzünü ellerinin arasına alarak. "ve seni bırakmaya niyetim yok." Persephone, bunu böyle söylemeyi planlamasa da yapması gerekiyormuş gibi hissetmişti."Ben de seni seviyorum." Hades, dudaklarına tatlı bir öpücük kondursa da Persephone hemen alevlenmiş ve bedenini kıvırmıştı. Bu, sızıya yol açmıştı. Bedeni çok ama çok acıyordu. Dün gece yüzünden, diye düşündü kadın."Üzgünüm" Sıkıntılı bir şekilde, dün gece için özür dilemişti ama Persephone, onun her şeyinden memnundu."Bunu bir daha yapmayacağın için mi özür diliyorsun?" dedi sırıtarak. İkisinin arasındaki oyun, bitmek bilmedi. Bir süre sonra konuşmaları son buldu ve Persephone kalkarak, üzerine kapalı bir şeyler giydi. Bedeni yara ve morluk içindeydi. Bunu annesi görürse kesinlikle kavga çıkarırdı. *"Ne istiyorsun?" dedi Persephone, soğuk ve katı sesiyle."Persephone.." diye başladı annesi ancak ağlıyordu. Bu, kıza hep dokunurdu ve bunu bildiği için yapıyordu. "Sadece.. sadece böyle olmasın istiyorum. Senden ayrı kalamam fakat.." Sözlerine devam edemedi çünkü Persephone, ona sarılmıştı. "Ayrı değiliz, anne." dedi Persephone sakin ses tonuyla. "Sadece burada daha mutluyum." diyerek açıkladı nazikçe. "Benim yanıma hiç gelmeyecek misin?" dedi kadın korkarcasına. Sorusunu sormaktan çekinmişti. Çünkü kızına bir sürü kötü şey yapmıştı ve kızı şimdi onu affetmeyebilirdi. Persephone, Hades'e baktı ve onun başını sallamasıyla annesini onayladı."Gelebilirim." Annesi tam ağzını açacakken susturdu. "Ancak unutma ki artık burası benim evim. O da kocam." dedi erkeği işaret ederek. Annesi bilmişçe başını salladı ve kızının yanaklarına öpücükler kondurdu."Mutlu olmana seviniyorum, kızım."*Demeter gittikten sonra Hades onu kendine çekmiş ve kulağına fısıldamıştı;"Bana sana benzeyen bir kız ve bana benzeyen bir erkek çocuk vermezsen, seni hiç affetmem."