"Bundan eminim." Kışkırtıcı tavırları Hades'e işliyordu. Adam, karşısındaki sanki masum bir bakire değilmiş gibi üzerine atlamak istiyor, en pis düşüncelerini gerçekleştirmek istiyordu.
"Beni kışkırtma güzelim." Ellerini onun beline yerleştirip nefesini yüzüne verdi. "Karşılığını alabilirsin." Bu açıkça tehdit olsa da Persephone umursamamıştı. Hades'in ona attığı yakıcı bakışlar hoşuna gidiyordu ve genç kız, daha fazlasını görmek için can atıyordu.
"İzleyicilerine ne göstermek istersin?" Hades, etraftakileri fark etse de kollarında duran kadın fark etmiş gibi değildi ve bunu ona belli etmek hoşuna gidiyordu. Birileri tarafından gözetlenmek fikri hiç ama hiç çekici olmamıştı onun için. Hiçbir zaman göz önünde olmayı sevmemişti ve Hades, onun bunu fark etmesini sağlıyordu.
"Onları göndermelisin!" diye tısladı kadın. Sesi zehirli bir yılanınki gibi çıksa da onun kimseye zarar verebileceği düşünülemezdi.
"Belki de sadece izlemelerine izin vermeliyim." Hades, sırıtışını ondan saklamadı ve kendine çekerek dudaklarına hafif bir öpücük kondurdu. Bununla birlikte erkeğin içine dolan bahar ve neşe, yerin yarılmasına sebep oluyordu. Persephone, korkuyla ellerini başına götürmüş ve taş düşmemesi için sıkıca sarmıştı. Erkekte onun bu tavrına gülüp, kollarını başından zorla ayırmış ve omuzlarına koymuştu.
"Bize bir şey olmayacak." Dedi sakin tavrıyla. Etraftakiler kenarlara saklanmışlardı ve büyük bir merakla tavanı izliyorlardı. Bu, sıklıkla olan bir şey olmasa da ilk defa olan bir şey değildi. Toprağın yarıldığı yerden süzülen renkli ışıklar bulundukları alanın dört bir yanını kaplamıştı. Her taraf rengârenk olmuş ve etraftakiler gülmeye başlamışlardı. Hepsi, sanki bir şeyi kutluyorlardı. Süzülen renkli ışık demetleri, herkese tek tek değerek neşelenmelerini sağladıktan sonra kızın etrafına gelmişlerdi. Hades'in onu bırakmasıyla hortum gibi etrafını sarmış ve dönmeye başlamışlardı. Persephone, hem çok şaşkındı hem de mutlu. Kahkaha atıyor, ışıkların oyununa bakıyordu. Onunla biraz daha oynayan ışıklar sonunda bir demet şeklinde saçına yerleşmiş ve renkli bir taç oluşturmuşlardı. Bu taç çiçeklerden oluşuyor ve ışık saçıyordu. Persephone, elini saçına götürdü ve tacına dokundu.
"Bu çok güzel." Mırıltısı etrafta yankılanmıştı adeta. Ama umursamadı, sorgulamadı. Çünkü Hades ona yiyecekmiş gibi bakıyordu.
"Sen çok güzelsin." İlk sözcüğüne baskı yaparak söylemişti bunu ve haklıydı da. Kadın, gördüğü en güzel tanrıçalardan biriydi ve o, şimdi onundu.
"Hoş geldin, cehennemler ecesi." Diyerek onu selamlayan ve diz çöken insanlar, mutlu görünüyorlardı. Hades'e baktığında o da mutluydu ve erkek, onun önünde diz çöküp eline bir öpücük kondurdu.
"Hoş geldin, sevgilim."
