Ve benim en sevdiğim karakter Altan Galhan :)
____________________
KÜNYE:
İsim: Altan Gal Han
Yaş: 35
Gezegen: Arda
Kariyer: Ateş Elementeri Taygun Meclisi / Tanyu (Ateş İyesi)
GEÇMİŞİ
Altan Gal Han, Tanyu bir ailede Arda'da dünyaya geldi. Hayatının ilk birkaç yılını anne ve babası ile geçirdi. Fakat annesi Mayana(Akça) Hanım, Abad'a dönüp, Galaktik Birleşmiş Sistemlerin başına geçmek için ayrıldığında, babası ve kuzeni Saltuk Mergen ile yaşamaya devam etti. Altı- yedi yaşına kadar da annesini sadece senede bir kere; doğum gününde görecektir.
Altan, Kızagan Han'dan sonra doğan en güçlü ve en tehlikeli Tanyu idi. Zira bir elementer Tanyu olarak ateşe hükmedebiliyordu ama diğerlerinden farklı olarak ateşi kullanması için bir kaynağına ihtiyaç duymuyor; ateşi kendi bedeninde oluşturabiliyordu. Bu yüzden Altan'ın bedeni sürekli olarak olağan bir insanın bedeninden kat ve kat sıcaktır. Sıcak bedeni yüzünden soğuğu hissetse bile hiçbir olumsuz etkiyle karşılaşmaz, hali ile üşümek ve hasta olmak gibi bir sıkıntıya düşmezdi. Onun için asıl tehlikeli olan beden sıcaklığının hızla düşmesini sağlayacak bir hastalıktır.
Ateş Tanyusu olması ve Tanyu Çemberindeki konumu, onu Tanyular arasında bir çeşit silaha bir cezalandırıcıya dönüştürmüştü. Bu yüzden Altan'ın da Tanyular içindeki görevi buydu. Ayrıca Kızagan Han'ın olmadığı durumlarda Tanyuları hakimiyeti ve Altın Şehri Efendiliğini sürdürmek de ona aitti. Bu yüzden Galhan, Kızagan Han'ın varisi/sözcüsü/sağ kolu gibi kabul edilse de bu varislik daha çok geleneksel bir hitapdır. Zira bir Tanyu ölürse, Tanyu Çemberi bozulur ve hali ile diğer Tanyular da güçlerini ve yaşamlarını kaybetmeye başlar. Bu yüzden her bir Tanyunun korunması Kızagan Han ve Galhan için mühim bir önem taşımaktadır. Yine en güçlüleri oldukları için Galhan'ın ölümü Tanyular için ciddi bir sorun olacaktır. Çünkü ölen Tanyu ne kadar güçlü ise bozulma ve ölümler o kadar hızlı gerçekleşecektir. Önceki Tanyu neslinin ölümü de Galhan'ın ölümü ile başladığı için Tanyular, Galhan'ın korunmasına ciddi bir önem vermişlerdir.
Altan, babasının himayesinde eğitilirken, büyüdükçe muzip ve daha hareketli bir çocuk haline geldi. Babasına duyduğu hayranlık, onun onayını almak için çocuksu eylemler yapmasına neden olmuştur. Aslında Artagan Han, onun çoğu hareketine göz yumduğu için çevresi tarafından gereksiz bir şımartılma eylemi gibi görülse de Artagan Han için durum daha farklıydı. Fakat zamanla Altan ve Saltuk, kişiliklerinde bazı eksiklikler göstermeye başladı; merhamet ve acıma duygusu. Ayrıca Altan'a karşı bir saldırı girişimi olunca Kızagan Han bir karar aldı. Altan ve kuzeni Saltuk, babası tarafından Arda'dan annelerine gönderildi. Çocuklar bu duyguları en iyi annelerinden alacak ve eksik noktalarını geliştireceklerdi.
Altan bu durumdan hiç memnun kalmamıştı ama annesini daha sık göreceği için memnundu. Abad'da geçirmeye başladığı zamanlar onun için sıkıcı, bunaltıcı ve özgürlüğünün kısıtlandığı hissine kapılmasına neden olmuştur. Arda'ya da istediği zaman gidemeyeceğini öğrenmek onu beğenmediği bu gezegende, kapana sıkılmış hissi ile doldurdu ve öfkeli bir karaktere büründürdü. Babasına da uzunca yıllar, kendisini uzaklaştırdığı ve bu hayata mahkum ettiği için kızgın olacak; hayranlık yerini öfkeye bırakacaktır. Bilhassa ergenliğe girdikten sonra babası ile sık sık zıtlaşmaya başlayacaktır.
Mayana Hanım, oğlunun yeteneklerini geliştirmesi ve ruhsal durumunun düzlmesi için Elementer olarak eğitime başlamasını sağladı. Taygunlar için durum olağanüstüdür. Zira binlerce yıldır ateş elementeri görülmemişti. Seve seve Altan'ı elementer olarak eğitmeye başladılar ama daha önce ateş elementeri eğiten bir üstat olmadığı için sıkıntılı bir şekilde başlayan eğitimi zamanla Altan'ın hızlı öğrenmesi sayesinde kolaylaştı. Bir su elementeri tarafından eğitilmeye başlanmıştı. Bu durum ilk başta çok ters bir durum gibiydi. Lakin su ve ateş birbirinin zıttı özellikler taşıyordu ve bu sayede ateşin olumsuz özelliklerini törpülemek daha kolay olabilirdi. Ayrıca Altan için üstadı iyi bir arkadaş olmuştu.
10 yaşına geldiğinde kuzeni Saltuk, pilotluk eğitimi için özeğe geldiğinde iki kuzen yeniden buluştu ve kısa zamanda eski muzip hallerine döndüler. Lakin Altan'ın eve özlemi ve kırgınlığı hiç dinmediği için öfke sorunu yaşamaya devam etti ve ancak Üstat Kunter'in akıl hocalığı sayesinde zaman içerisinde öfkesini hakimiyet altına almayı başardı.
15 yaşına geldiğinde Arda'ya geri döndü ve ondan sonra da belli aralıklarla gidip, kuzeni ile birlikte Tanyu eğitimine devam etti. Fakat babası ile eskisi kadar yakın olmadı.
20 yaşına geldiğinde kız kardeşi Malahay Suyla doğdu. Bir kaç sene sonra kalfa oldu.
25 yaşına geldiğinde, galaksi sorunlardan arınmış, huzur dolu bir yer haline gelmişti. Bu yüzden annesi başkanlığı bırakıp, kuzeni ve kardeşi ile birlikte Saltuk Sistemine taşındı. Taygunlar, becerisi ve başarılarından dolayı Üstat mertebesine getirdiler.
Aynı döemlerde Altan, Noyist Sistemine gizli bir görevle gitti ve orada gelecekteki öğrencisi Eun Saorsa ile tanıştı. Oğlanın yaşı biraz geçkince olması dolayısı ile özeğe kabul edilmeyeceğini düşündüğü için erk'e duyarlı olduğunu söylemedi ama ateş elementeri özelliklerini görünce, gizli bir tertip ile onu ve annesini köle hayatından kurtarıp Abad'a getirdi. O günden sonra da onu çırağı olarak eğitmeye başladı.
Altan, çırağı Eun ile sayısız göreve katıldı ve galaksideki anlaşmazlıkları çözdü. Yolculukları sırasında birkaç tane yeni ateş elementeri tespit ettiler. Aslında bir yiğitin, hangi elementere yatkın olduğu ancak belli bir temel eğitim sonrası belli bir yaşta belirlenebilirdi ama Altan'ın Tanyu olması, onun ateşe yatkın kişileri de önceden sezmesini sağlamıştı. Bunu da Eun ile tanıştığı zaman öğrenmişti.
30 yaşına geldiğinde, galakside yeniden sorunlar baş göstermeye; savaş fısıltıları dolaşmaya başladı. Yeni başkanın emri ile, Üstat Kunter ve öğrencisi ile barış görüşmelerine katıldı. Burada da öğrencisinin gelecekteki karısı olan Uasal Bean ile tanıştılar. Altan, Taygun Meclisine girdi ve büyük elementer üstatlarından biri oldu.
Savaşın patlak verdiğinde, elementerlerin de bir savaşçı olarak öne çıkma vaktigelmişti; bir gün Mitra Sistemine gönderildiler. Burada Uasal ile yeniden karşılaştırlar ve Eun bir gün gelip onunla evlenmek istediğini söyledi. Altan, Eun'ı şaşırtan bir hamle yapıp kabul etti ve gizlemesi için yardım etti.
35 yaşına geldiğinde, annesi, kuzeni ve kardeşi ile geri döndü. Birlik zor durumdaydı ve askeri güçleri zayıflamıştı. Bu yüzden Mayana Hanım, kocasından yardım istenilmesi gerektiğine karar verip Arda'ya gitti. Altan, Eun'ı kaybedince çok geçmeden babasının Arda'daki en sevdiği yer olan; Silvan Ormanlarına gittiği haberi geldi. Oraya ulaştığında Urakların bir saldırısı oldu ve bunu geri püskürtüp, Namrun Şehrine, ak elflerin diyarına gittiler.
Oradan da galaksiye geri dönüp, mücadeleye devam ettiler. Fakat çok geçmeden babasının da arkalarından geldiğini öğrendi. Nogay Gezegeni ile olan bir sorun, Artagan'ın da ortaya çıkmasını sağladı ve Noyan Han'ı olarak Abad'a giriş yaptı.
Savaşın sonunda Elementer Özeğini terk etti ve daimi olarak Arda'ya ailesi ile taşındı. Galhan'ın zaman iyesi olarak geçmişi görme yeteneği vardır. Bu yeteneğe tam hakimiyet sağlaması ancak ileriki yıllar da münkün olacaktır.... Gelecekteki karısından(Ayzıt), bir kız bir erkek ikiz çocuğu oldu. Sonraki yaşamları bilinmez.
Altan Gal Han, bilge kişiliğinin yanı sıra olayları iyice düşünerek harekete geçen soğuk kanlı bir kişiliğe sahiptir. Tam bir görev insanı olan Altan'ın içinde bastırdığı bir öfkesi vardır. Bu genelde her ateş elementerinin taşıdığı olumsuz bir etkidir. İnatçıdır ve hakimiyet altına alınmayı sevmez. Sadık ve çevresine karşı sevgi doludur. Ailesi her şeyden önce gelir; elementerlerden bile! Yine de sık sık ikisi arasında kaldığı dönemler yaşamıştır.
![](https://img.wattpad.com/cover/43645202-288-k919865.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENTER SAVAŞLARI - Son Hüküm-
Science FictionBinlerce yıldır, beş elemente hükmeden Elementer Savaşçılarının kadim günleri artık geride kalmıştır. Bin yıldır sadakat ile hizmet ettiği Galaktik Birliğin varlığı tehlikeye girince, elementerler de buna kayıtsız kalmayacaktır, lakin düşmanın arkas...