Yemen savaşından iki gün sonra Altan ve çırağı Eun başkente geldiler. Altan'ın duyduklarına göre birliğin eski başkanı Mayana Hanım geri dönmüştü. Elementerler arasında çok büyük değeri olan Mayana'nın gelişi, büyük sevinçle karşılanmıştı. Lakin siyasi kanatta herkes bu sevinci paylaşmıyordu. En azından Altan böyle olduğundan adı gibi emindi. Zaman içerisinde sabık başkanın elini ayağını kesip göndermeyi başardığı bazı büyükelçiler, onun yokluğu döneminde tekrar dönmeyi başarmışlardı. Bu yüzden en hoşnutsuz olanların onlar olduğundan emindi.
Mayana Hanım, Meclis Sarayı ile Elementer Şehri arasında yer alan özel bir bölgeye inşa edilmiş Gün Kasrında kalıyordu. Gün Kasrı, büyük bir daire şeklindeydi. 100 metrelik uzunluğu ile gezegenin en kısa binaları arasındaydı. Uzunluğuna rağmen sadece altı katlı bir binaydı. Her kat kendine ait bir yaşam alanıydı; yatak odaları, salonları, banyoları ve mutfakları vardı. Kasrın tam ortasında daire şeklinde bir yapı vardı. Burası artık kullanılmayan atıl bir bölgeydi. Eskiden gezegen buradan yönetiliyordu. Gün kasrı, hanımın ailesine ait bir yerdi. Bu kasrın geçmişi 1000 yıla kadar gidiyordu. Nawe ailesi sadece birliğin kurucu hanedanlarından değil, aynı zamanda da gezegenin şimdiki haline kavuşmasını sağlayan soylu aileydi. Âbâd gezegeninin insanları, birlikten ve elementerlerden çok önceleri dağınık bir yaşam sürüyorlardı. Elementerler buraya gelip yerleştiklerinde, kısmen daha da gelişip şehir devletleri kurmaya başlamışlardı. Daha sonra ise sayısız ülke gezegenin yüzeyini kapladı. Nawe ailesi ortaya çıkıp, elementerlerin de yardımıyla tüm ülkeyi tek bir ülke haline getirdi ve ortak bir yönetip kurarak başına geçtiler. O dönemlerde galakside baş gösteren elementer savaşlarında yer alan kurucu ata, savaş sonrası, galakside bir birlik ihtiyacı görüp, on altı sistem ile birlikte Galaktik Birleşmiş Sistemleri kurdu. Bunun için de Âbâd gezegenin de on altı şehir inşa edilmişti. Bu şehirlerin tam ortasında da başkent olma özelliği dolayısıyla Âbâd şehri, on altı ışınlı bir güneş gibi tasarlanmıştı. Gün Kasrı da Meclis Sarayı inşa edilene kadar birliğin yönetim merkeziydi. Hatta büyükelçiler bile bir dönem burada ağırlanıyordu. Lakin artık sadece hanedan reisinin ve ailesinin kullanımına sunulmuş bir yerdi.
Altan biraz gergin bir şekilde asansörün en üst kata ulaşmasını beklerken, Eun da heyecandan yerinde duramıyordu. Altan sonunda "Kes kıpırdanmayı." dedi. Eun sırıttı. "Elimde değil, üstat. Efsanevi biriyle tanışmak üzereyim." Altan kaşlarını çatıp oğlana döndü. Sultan Mayana ünlü bir kadındı. Galaksinin birçok noktasında sevgi ve hürmetle anılır, hoş karşılanırdı. Elementler arasındaki yeri ise çok daha başkaydı. Bunda ailesinin yıllar boyu onlarla iyi ilişkiler geçirmesinin payı olsa da asıl pay hanımın onlara düşkünlüğü ve korumacılığıydı. Sultanın annesi babasını kaybettikten sonra, elementerler bizzat onunla ilgilenmiş, Mayana da küçük yaşta babasını, daha sonra annesini kaybedince aynı şekilde elementerlerin koruması ile her daim güven içinde kalmıştı. Bu yüzden Mayana, onlara büyük sevgi besler ve ailesi gibi görürdü. Küçük yaştaki elementerler onu Elementer Ana olarak çağırırdı. Elementerler beşinci element olarak bilinen öz'e hükmedilmeleri dışında, toprak, su, ateş ve hava elementine de hükmedebiliyorlardı. Lakin Mayana ve ailesi sadece öz elementine hükmedebiliyordu. Böyle insanlar sayıca çoktu ama elementer olabilmeleri için diğerlerine de hükmedebilme kabiliyetine sahip olmaları gerektiği için, her erk kullanabileni almıyorlardı. Bu da ancak eğitimin ilerleyen yaşlarında belli olacak bir şeydi.
"Senin en son Büyükelçi Uasal ile tanıştığında böyle görmüştüm. Sürekli onu görmek için etrafında pervane oluyordun."
Eun karısının ismi anılında neşeyle parıldadı. "Uzun süredir onu da göremedim. Elementer Ana ile tanıştıktan sonra onu görmeye gidebilirim, değil mi?" Altan çırağına baktı. Yirmi yaşındaki genç, her zamanki gibi çocuksu bakışları ile kendisini kandırmaya çalışıyordu. Altan böyle numaralara kanacak biri değildi. O yollardan çok geçmişti. Sık sık kullandığı bir yöntemdi. Artık çocuk olmasa da muzip bakış ve sırıtışlarla hala yeterince tatlı olabiliyordu ama bu taktiği uygulayacak insan yoktu. Artık yoktu. Belli bir yaştan sonra erkeklere hiç gitmiyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEMENTER SAVAŞLARI - Son Hüküm-
Ciencia FicciónBinlerce yıldır, beş elemente hükmeden Elementer Savaşçılarının kadim günleri artık geride kalmıştır. Bin yıldır sadakat ile hizmet ettiği Galaktik Birliğin varlığı tehlikeye girince, elementerler de buna kayıtsız kalmayacaktır, lakin düşmanın arkas...