Bölüm 6

1.1K 61 35
                                    

Meclis Sarayı koridorlarında oyalanan büyükelçiler, Meclis Toplantısının başlamasını bekliyordu. Başkan acil toplantı çağrısı yaptığında konunun ne olduğunu duyurmamıştı, ama gerek de yoktu. Herkes Kobalt gezegeninin işgalinden haberdardı. Bu yüzden ana gündem konusunun da Kobalt'ın geleceği olduğunu tahmin etmeleri güç değildi. Kimi büyükelçi gezegenin yardımına olumlu bakmıyor, kimisi de en kısa sürede kurtarılması gerektiğine kanaat getiriyordu.

Uasal Bean kurtarılması gerektiği gerektiğine inanan büyükelçiler arasındaydı. Kendi gibi düşünen iki büyükelçi ile konu üzerinde tartışırken endişeli görünüyordu. "Savaş şiddetini gittikçe arttırıyor. Kobalt gibi ana kaynakları barındıran sistemlerin işgali savaşın daha da uzamasına neden oluyor."

"Daha da kötüsü..." dedi Taygan, "Artık tarafsızları da etkilemeye başladı. Elbette, tarafsızların kaynaklarını ele geçirmek, birliğe üye sistemlerinkini ele geçirmekten daha kolay. Daha erken keşfedemediklerine şaşırdım."

Kızıl saçlı büyükelçi Uasal'a döndü. "Mitra'nın cumhurbaşkanı bu konuda ne düşünüyor?"

"Kobalt konusuna destek vermemi emretti. Mitra halkı zor zamanlarında yardım eden Kobalt'ı unutmadı."

"Herkes sizin gibi iyi duygularla hareket etmiyor." dedi Ayana, bir köşede durmuş hararetli bir şeyler konuşan kısa boylu esmer erkek büyükelçiye bakarak. "Kobalt'ı kötü duygular ile anan da var." Uasal ve Taygan, Aldebaran büyükelçisinin demek istediğini anlamıştı. İkisi de Ayana'nın baktığı yöne kısa bir bakış attı. A'meş sisteminin büyükelçisi Dağer, belli ki etrafına topladığı diğer büyükelçileri, Kobalt konusunda ikna etmeye çalışıyordu. Yirmi yıl önce, Kobalt ve A'meş arasında savaş patlak vermiş, Kobalt sistemi A'meş sistemini kuşatmıştı. Dönemin başkanı Mayana, elementerlerin de yardımıyla iki sistemin arasını düzeltmişti. Zağar sistemi –şimdiki bölücülerin başını çeken- ilk ayrılık tohumlarını belli ki o dönemlerde atmak istemişti, ama başaramamıştı. Yine de iki sistemin arası hiçbir zaman eskisi gibi olmamıştı. On yıl öncede Kobalt, birliği terk etme kararı almıştı.

Uasal kızgınlıkla diğerlerine döndü. "Sırf yirmi yıldan fazla zaman geçmiş bir olay yüzünden Kobalt karşıtı bir tavır almaları kabul edilemez."

Nayman büyükelçisi Taygan babacan bir tavırla gülümsedi. "Büyükelçi Dağer ne tür duygularla hareket ederse etsin, savunduğu tezin temeli yanlış sayılmaz. Kabul etmek gerekir ki iki tarafında geçerli sebepleri var."

Ayana onayladı. "Bu da o zamanlardan biri işte; doğruların ve yanlışların içinden en az zararlısını seçme anı."

"Ama hangisi?" dedi Taygan.

Uasal cevap verecekti ki yeni birinin koridora girdiğini gördü. Sarı- siyah saçları ve altın tonlu elbisesi ile daha önce gördüğünü sandığı ama aslında görmediği bir yüze sahipti. Yarım adım arkasında duran kumral saçlı bir adam da onu izliyordu. Mor renkteki gözleri ile oldukça çekici duruyordu. Lakin genç kız turkuaz halıyı incelemekle daha da ilgili duruyordu. Diğer büyükelçilerin yanından geçip giderken, hepsi ona dönüp aralarında konuşmaya devam etti. Bu seferki konu bu yeni büyükelçinin kim olduğu konusuydu.

"Kim o?" dedi Uasal.

Ayana on beş yaşındaki genç kızı süzdü. Tanıdığı biriydi. "Malahay. Saltuk sisteminin yeni büyükelçisi olarak atandı."

Uasal şaşkınlıkla kadına döndü. "Sultan Mayana'nın kızı mı?" Kadın onaylayınca tekrar genç kıza döndü. Malahay çok kısa bir an onunla göz göze geldi. O an Uasal'ın tüyleri diken diken oldu. Milyonlarca kez Sultan Mayana'nın yüzünü görmüştü; canlı olarak değil. O kadar kısmetli olamamıştı. Resmini, küçüklüğünden beri odasının bir köşesinde tutuyordu. Onun duruşunu, bakışını, mimiklerini... Kısacası her şeyini beynine kazımıştı. Tüm o meclis oturumlarını izlemişti. Bu genç kızın bakışları da aynı annesi gibiydi; siyasi soğukluk ama asil bakışlar; ulaşılamaz hissi veren o derinlik. Sanki tamamen başka bir seviyede, boyutta yaşıyormuşlar gibi. "Annesi gibi siyasete atıldığını bilmiyordum."

ELEMENTER SAVAŞLARI - Son Hüküm-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin