"Hazır mısın?" diye sordu kız, bilgisayarda bir şeyler yazıp yatağın altındaki elektrikli süpürge gibi ses çıkaran makinayı çalıştırdıktan sonra.
Aaron'sa hâlâ bir rüyada olduğuna inanamıyordu. Elini kaldırmış, evirip çeviriyor, yakından bakmaya çalışıyor, bacağını çimdikliyordu.
Gerçekçi diye düşündü. Fazla gerçekçi.
"Gidiyorsun" dedi kız, Aaron'a dönerek. "Sakın unutma: Sistemi ele geçirebilmek için dikkat çekmemen lazım. Ele geçirdikten sonra da beni bul. Ben sana ne yapman gerektiğini söylerim."
Tam kıza onu nasıl bulabileceğini soracakken etraf bir anda bulanıklaşmaya başladı. Birkaç saniye sonra Aaron tam bir renk bulamacının içindeydi. Elini görebilmek için havaya kaldırdı ancak hiçbir şey belli olmuyordu. Bir havuzun içinden dışarıyı görmeye çalışıyor gibiydi.
Renkler zamanla düzelmeye başladı. Etrafa yeşil ve kahverengi hakimdi. Ormanda olmalıyım diye düşündü ancak renkler biraz daha toparlanınca, etrafta hareket eden insanlar olduğunu fark etti. Tam karşısında da biri vardı. Derinden gelen bir sesle konuştuğu için ne dediği belli olmuyordu.
Biraz daha bekleyince sesler düzelmeye ve renkler iyice netleşmeye başladı. Eğitim alanının bahçesindeydi. Karşısındaki çocuğu dinlemeye başladı:
"Birden fazla eğitim alanı var" dedi çocuk. "Yakın dövüş eğitimi binanın alt katlarında veriliyor. Si..."
"Simülasyonlar da orada, evet, biliyorum" diyerek çocuğun sözünü kesti Aaron. Çocuk afallamış gibiydi. Aaron vakit kaybetmemek için teşekkür edip çocuğun yanından ayrıldı.
Geri gelmişim diye düşündü. Kurtların saldırdığı zamanın öncesine.
Ormanı düşündü. Birazdan kurtlar bir sürü insanı öldürecekti ama bu pek umurunda değildi. Nasıl olsa bunların hepsi bir rüyadan ibaretti. Eğitime odaklanmalıydı, ancak ondan da önce yapmak istediği bir şey vardı: Eva'yla konuşmak. Belki ondan, ne yapması ve aramaya nereden başlaması gerektiğiyle ilgili ipuçları alabilirdi.
Odasına çıktıktan sonra dönüp kapıyı kilitledi. Perdeler, bıraktığı gibi duruyordu. Bu iyiydi. Demek ki odasına kimse girmemişti. Biraz düşündükten sonra "Gerçi odadan çıkalı o kadar olmadı, ormana girmedim bu sefer" dedi kendi kendisine. Ardından, odanın her tarafını kontrol etmeye başladı. İçeride bir ses kayıt cihazı veya kamera olup olmadığından emin olmak istiyordu.
Her yeri iyice aradıktan sonra, 'Elimden başka bir şey gelmez' anlamında omuzlarını silkip pencerenin önüne geçti. Dışarıya değil, cama bakıyordu. Olağanüstü derecede temizdi. Aklından Eva'nın söyledikleri geçti: "Yanında güvenmediğin birileri varken cama dokunma."
Bunu söylemesinin tek sebebi olabilirdi: Aaron cama dokunduğunda, bilgisayar açılıyordu.
Elini yavaşça cama doğru uzattı. Dokunmadan önce derin bir nefes aldı ve aşağıya göz attı. Kimsenin onu görmemesi gerekiyordu, yoksa başı gerçek anlamda belaya girebilirdi.
Orta parmağıyla baş parmağını aynı anda yavaşça ekrana bastırdı. Parmaklarının etrafında mavi bir çember belirdi. Çemberin üstündeki bir silindir, bilgisayarın yüklendiğini belirtircesine parmakların etrafında birkaç tur attıktan sonra, camda büyük harflerle "ONAYLANDI" yazısı çıktı.
Sorgu odasında gördüğü ekranın aynısı tam karşısındaydı.
"Eva" dedi sessizce.
Biraz sonra "Eva Platformu aktif" diye bir ses geldi ekrandan. "Hoş geldiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siesta Teorisi
Science FictionSize, beyninizin derinliklerinde, kendi bilinçaltınızdan bile saklanan bir yer olduğunu söylesem... Karanlık bir yer... Bilinmeyen... Sizi, kendinizden koruyan bir yer... • • • Aniden bir kaldırımın ortasında uyansanız, ve uyandığınız yerin bulundu...