Kahretsin diye düşündü. Bir an önce, güvenebileceğim birkaç kişi bulmam lazım.
Odanın içinde volta atmaya başladı.
Şu siyah doz bir insanı en fazla ne kadar güçlendirebilir ki? diye düşündü. Ardından bilgisayara dönüp dozun ne işe yaradığını sordu.
"Dozu alanların bilinçsel düzeylerinin artmasını sağlıyor." dedi Eva.
"Bu kadar mı?" diye sordu Aaron. "Yalnızca daha mı zeki oluyorlar?"
Bilgisayardan cevap gelmeyince duraksadı. Bu dozun tek etkisi bilinç düzeyini arttırmak olamazdı... Ya da olabilir miydi? Bu, onları en fazla ne kadar güçlendirebilirdi ki?
"Sera'yı gördüm" dedi bilgisayara. "Öldüm ve o her şeyi anlatıp beni geri gönderdi. O yüzden rüyada olduğumu biliyorum, Eva. Şimdi bana bu dozun ne işe yaradığını ayrıntılı biçimde anlatmanı emrediyorum. Hemen."
"Düşünce Kısıtlamalarının bir kısmını kaldırıyor."
"Düşünce Kısıtlaması da ne demek?" diye sordu Aaron.
"Bir rüyadayken, bilincinizin bir kısmı devre dışı kalır. Yani rüyada bilincinizin o kısmını kullanamazsınız. Bu tür rüyalarda, bilincinizi istediğiniz gibi kısıtlayabilirsiniz. Bu rüyadaki en önemli kısıtlama, rüyada olduğunuzu bilmemenizdi. Rüya kelimesi, şu anda bulunduğumuz rüyadaki hafızanızda mevcut değildi ve uyuduğunuzda hiçbir şekilde rüya göremiyordunuz. O yüzden rüyada olduğunuzdan asla şüphelenemezdiniz. Biz bunlara 'Düşünce Kısıtlamaları' diyoruz."
"Siz uyandıktan sonra Sera bu kısıtlamaları kaldırdı çünkü artık bir anlamı yoktu. Ama hâlâ bazı kısıtlamalar var. Mesela geçmişiniz. Bu doz, deneklerin bir rüyada olduğunu anlamalarını sağlıyor. Yalnızca bununla kalmıyor ama. Size özel bir nefret besliyorlar çünkü onları buraya hapsettiğinizi biliyorlar. Ayrıca, sizin bu rüyada "Baş rolde" olmamanız ve onların bunun farkında olması, onların ciddi derecede güçlenmesini sağlıyor."
Benden nefret eden bir 'Rüya Kontrolcüleri' ordusu diye düşündü. Harika.
"Onları durdurmanın bir yolu yok mu?" diye sordu Aaron umutsuz bir ses tonuyla.
"Var" dedi bilgisayar. "Eğitimi tamamlayın ve bu rüyanın asıl efendisi olduğunuzu unutmayın. Olayların gidişatı sizin elinizde olmasa da unutmayın: Bu rüyadaki en güçlü kişi sizsiniz. Çünkü bu rüyayı sizin beyniniz oluşturuyor. Burası sizin dünyanız."
"Eğitimi tamamla ve rüyayı kontrol et" dedi Aaron kendi kendisine. "Anladım. Kapanabilirsin."
Ekran kapanınca, arkasını dönüp kendisini yatağa sırtüstü bıraktı. Bir süre tavana baktıktan sonra gözlerini kapattı.
Tam uykuya dalacakken, bir kız sesi duymaya başladı. Yan odadan geliyor olmalıydı. Sesin tam olarak nereden geldiğini anlayabilmek için doğrulunca ses birden kesildi. Tekrar yatağa uzanıp kızı duymaya çalıştı.
Ses yoktu.
Beynini tamamen boşalttı. Ne duymak istediğini bile düşünmeden öylece etrafı dinlemeye koyuldu. Biraz sonra sesi duymaya başladığında, o sesi duymaya çalıştığını bile unutmuştu.
Aynı kızın sesi geliyordu. Kendi kendine konuşuyor olmalıydı çünkü bir tek onun sesi duyuluyordu, başka ses yoktu.
Kendisini iyice rahatlatıp sese odaklandı.
"Ne yapacağım ben şimdi" dedi kız ağlayarak. "Onlar orada kardeşime işkence ederken ben burada oturup ağlayamam." Kısa bir sessizlik oldu "Ama söz verdim" dedi kız. "Ona söz verdim. Beni de almamaları için ne gerekiyorsa yapacağım." Ardından bir inilti sesi geldi. Kız kafasını yastığa gömmüş hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siesta Teorisi
Science FictionSize, beyninizin derinliklerinde, kendi bilinçaltınızdan bile saklanan bir yer olduğunu söylesem... Karanlık bir yer... Bilinmeyen... Sizi, kendinizden koruyan bir yer... • • • Aniden bir kaldırımın ortasında uyansanız, ve uyandığınız yerin bulundu...