Siesta Teorisi

BÖLÜM-10: Kimden yana?

Aaron neye uğradığını şaşırmıştı. Bilgisayardan, onu dışarı çıkarmasını istediğinde tamamen dalga geçiyordu. Kendince bir espri yapmıştı sadece... Ama anlaşılan bu bilgisayarın espriden falan anladığı yoktu.

Sanki diğerleri anlıyormuş gibi diye düşündü.

Daha da ilginci, bu bilgisayar şu anda bir tutuklunun kaçmasına yardım ediyordu.

Bunun bir tuzak olup olmadığını düşündü bir an. Ancak böyle bir tuzakla ellerine ne geçerdi ki? Aaron zaten bir tutukluydu. Bir amaç uğruna kullanmak istedikleri bir tutuklu... Ona kaçması için fırsat vermek, onu kullanmaktan vazgeçmelerine sebep olabilirdi.

Ayakta öylece kalakalmıştı. Dudaklarının şaşkınlıktan aralık olduğunu fark edip ağzını kapattı. Ardından yavaşça sandalyeye oturdu. Elleri kelepçeliyken ve kapıda silahlı bir muhafız nöbet tutarken kaçamazdı. Muhafızı hazırlıksız yakalayabilseydi belki bir şansı olabilirdi ancak kapıyı raylardan kaydırırken muhafızın bunu fark etmemesi imkânsızdı. Kaçmak yerine bilgisayardan bol bol bilgi edinebilirdi.

Bu sırada ekrandaki yazının yerini yenisi aldı:

DURUM DEĞERLENDİRMESİ TAMAMLANDI: %0,0000000000137529

"Bilgisayar, bu neyin yüzdesi?"

"Kabiliyetlerinizi dikkate alarak hesapladığım kaçma olasılığınız, efendim.

Harika... Suratı asılmıştı. Öyle 'Mükemmel' yetenekleri olmadığının farkındaydı ancak o kadar da beceriksiz sayılmazdı. Hem, bu bilgisayar, Aaron'ın kabiliyetlerini nereden bilebilirdi ki? Elinde, Aaron'ın muhafızlardan kaçtığı kamera kayıtları dışında hiçbir şey yoktu.

Hazır fırsat bulmuşken şu görüntülere baksam iyi olacak diye düşündü. Hemen ardından aklına çok daha iyi bir fikir geldi.

"Bilgisayar, az önceki adamın bana izlettiği görüntülerin üzerinde neden oynanmıştı?"

"Sorunuzu anlayamadım efendim."

"Peki" deyip bilgisayarın soruyu neden anlamamış olabileceğini düşündü. "En son açılan video orijinal miydi? Bu videonun herhangi bir kısmında değişiklik yapılmış mıydı?"

"Eva Platformundaki bütün görüntüler orijinaldir, üzerinde hiçbir değişiklik yapılamaz."

"Eva platformu da ne demek?"

"Eva benim ismim, efendim."

"Peki, Eva. Bu görüntülerin sana yüklenmeden önce değiştirilmiş olma ihtimali yok mu?"

"Bütün kamera ve mikrofonlar doğrudan Eva Platformuna bağlıdır. Benim haberim olmadan hiç kimse bu görüntü ve ses kayıtlarına bakamaz."

Anlayamıyorum... Ben oraya 'Işınlanmadığıma' eminim. Hatta emin olduğum nadir şeylerden bir tanesi bu.

"Ha, bu arada" dedi düşüncelerinden sıyrılıp. "O adam sana neden 'Bilgisayar' deyip duruyordu ki? 'Eva' hem daha kısa, hem de senin adın sonuçta. Yani kimse bir başkasına 'İnsan' diye seslenmez, öyle değil mi? O insan, tanıdığı tek insan olsa bile." Bunu söylerken, kendisini sorguya çeken adamın bir başkasına 'İnsan' dediğini hayal ettiği için kendisini tutamayıp gülmüştü.

"Çünkü ismimi bilmiyor" diye karşılık verdi bilgisayar.

"Ya ismini bir tek bana söyledin, ya da o adam senin bir ismin olup olmadığını bile sormayacak kadar aptal bir adam."

Bir süre Eva'nın bir cevap vermesini beklediyse de, cevap gelmeyince bir soru cümlesi kurmak zorunda olduğunu anladı.

"Eva, ismini bir tek ben mi biliyorum?"