"Git ve onu çıkar, hemen!" Ne bok giydiğinin farkında mı değildi şaka mı yapıyordu anlayamıyordum! Giydiği diğer üç bikini de beni çıldırtacak gibiydiler. Benim yanımda giyerse de çıldırırdım ama başkasının yanında giyerse çıldırır ve bakanı döverdim.
"Geç kalacağız Justin, bunu giyeceğim yeter artık." Aslında bikinisine sinirli olmasam ve gözlerimi ondan almayı başarırsam onu bana karşı çıktığı için döverdim. Benim yanımda altıı değişmeye utanıyordu, bu bikiniyle Venedik Sahili'ne gideceğini söylüyordu! Kafayı yiyecektim!
"Git. Şunu. Değiştir!" Gözlerimi kapatıp yumruk yaptığım ellerimi sıkarken gözlerimi açtım başını kaldırıp bana baktığını gördüm. "Yakışmadı mı yani? Bunu mu demek istiyorsun?" Ben ne diyordum, o ne anlıyordu? Aslında tüm kadınlar böyleydi.
"Hayır, öyle demedim. Çok yakışmış." Deyip göğüslerinin arasındaki ipli dekolteleri avucumda sıkıştırdım. "Ama sadece benim yanımda giyersen." Elimi göğüslerinin arasından çekmeye çalışırken kendim bıraktım ve uzun siyah saçlarını omzundan geriye attım.
Parmaklarım ensesini kavradıktan sonra kendimi ona yaklaştırdım ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Onu geri geri yatağa doğru yürütürken öpüşümü sertleştirdim. Onu görüp becerememek kötüydü ama ayrı bir ev tuttuğum zaman kaçacak deliği kalmayacaktı. Hatta o bilinçliyken olan ilkinden sonra kendi isteyecekti.
Telefonum çalmaya başladığında dudaklarımı onunkinden ayırmadan bir elimi şortumun cebine sokup telefonumu aldım. Tiffany başını çevirerek dudaklarımızı ayırdığında nefesimi dışarı verip ekrana baktım. 'Zayn'
Açmama gerek yoktu, kısaca bizi çağırıyorlardı. Meşgule atıp telefonumu şortumun cebine bıraktım. "Onu değiştirmek için beş dakikan var." Deyip onu sıkıca kavradığım elimi belinden çekip onu serbest bıraktım.
"Üzerime sadece elbise almam için beş dakikam var." Kıyafetlerinin olduğu odaya girerken bende peşinden gittim. "Elbiseyle denize girersin o zaman." Beyaz bir elbiseyi üzerine geçirdikten sonra sandalet gibi bir şey giydi.
"Çok problemsin." Evet, bununla gurur duyuyordum ve problem olduğum için kimse bir bok yapamıyordu.
"Teşekkür ederim." Deyip gülümserken yanımdan geçip komodindeki telefonunu aldı.
..
-Tiffany'nin Ağzından-
Elimdeki kahveyi içerken Jenny'le Justin ve Zayn'i izliyorduk. Onları izlediğimizin farkındalardı ve bizde onları izlediğimizin farkında olduklarının farkındaydık.
"Dünyadaki en yakışıklı erkekler resmen. Beckham'dan sonra." Dediğine gülerken kahvemin kamışını dudaklarımın arasından çektim. "Biliyorum. Herkesin erkeği kendine yakışıklı." Deyip boş kahve bardağını kumda oturan Justin ve Zayn'in yanlarına doğru fırlattım. Biraz uzağa gelmişti ama fark etmişlerdi.
Justin bana bakarken Zayn ona bir şeyler demeye devam etti ve sonra Justin sırıttı. Kim bilir neler konuşuyorlardı..
"Bak aklıma ne geldi! Suda deve güreşi yapalım mı?"Aslında hoş olurdu. Ama kumda oturan iki devenin suda deve güreşi yapacaklarını zannetmiyordum. "Bana fark etmez. Onlar oynar mı?"
"Oynarlar tabi. Hoşlarına gider bile." Bu konuda fazla emin değildim, bu yüzden ona katılmayacaktım. Ortalardaydım. "Zayn! Buraya gelin!" Jenny olduğu yerden seslenince ben sadece kahve bardağının elimde kalan yapışkanını çıkarabilmek için ellerimi suyun içine sokup ovalamaya başladım.
"Ne oldu?" Zayn'in sesini duyduğumda kafamı kaldırıp ona baktım. Sonra gözlerimle Justin'i aradım ama bulamadım. Sanırım bir yerlere işemeye gitmişti. "Suda deve güreşi yapacağız." Jenny Zayn'le öpüşürken sırıtmamayı deneyerek kafamı geri eğdim. Komiktiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad
FanfictionJustin, bir zengin züppe.Justin bir çete. Tiffany bir genç. Tiffany bir kısıtlanmış kız. Tiffany Muron, 18 yaşında genç bir kızdır. Babası, Tiffany'nin karşısında acımasızca öldürülmüştür ve Tiffany annesiyle kalmak zorunda kalmıştır. Tiffany'nin a...