5. Bölüm

166 9 0
                                    

Kapı tıklandığında Justin arkamdan uzaklaşmıştı. Beyaz baksırının içinden anahtarı çıkarıp kapının kilidini açarken kapının arkasından çıktım ve büstiyerimi düzelttim. "Hoşgeldin Jenny." Sesimin tiz çıkması normaldi. İkinci kez tecavüze uğramaktan korkmuştum. "Merhaba." Deyip içeri girerken Justin odamdan çıkıp karşıdaki odaya girmişti. Odası orası mıydı?

Kapımı kapayıp Jenny'nin yanına gittim. "Sorularımı sonra soracağım, şimdi kıyafetlerine bakmak istiyorum. Neredeler?" Diye sorunca kapının yanındaki duvarın kenarındaki odayı gösterdim. O, odaya girerken bende peşinden gittim ve odadaki pufa yayıldım. "Marka, marka, marka! Aman Tanrı'm senin kıyafetlerinden giyineceğim!" Cırtlak sesiyle cırlarken bir yandan kıyafetlere hızlıca bakıyor, diğer yandan da zıplayıp duruyordu.

"Giyinirsin." Sky'dan kurtaran Justin'di, Justin'den kurtaran da Jenny. Şimdi Jenny'de lezbiyenlik yapardı ve bu seferde beni kim kurtarırdı bilmiyorum. Jenny Barney's New York'dan aldığım şort, salaş gri tişört ve üzerine delikli kahverengi uzun hırkamı alıp yanıma fırlattıktan sonra üzerindekileri çıkartmaya başlamıştı. Benim kıyafetlerimi giymesini sorun etmiyordum, tek arkadaşımdı. En iyisi de oydu. Başkaları da olursa, ne kadar iyi de olsam Jenny gibi olmayacaklardı çünkü Jenny en başımdan beri vardı.

"Jen.." Diye seslendim o şortunu giyerken. Bana baktığında gülümseyerek, "Ben seni çok seviyorum." Dedim ve ona öpücük attım. Tuhaf bakışları gelirken üzerine gri tişörtü giyip aşağıya çekiştirdi. "Lezbiyen mi olmaya karar verdin?" Ona gülerek bakarken bacağımı kaldırıp diğer bacağımın üzerine attım. "Öyle değil, moruk." Dediğimde gülmüştü. Onunla gülerken kapının açıldığını duymuştum.

Kimin geldiğine bakarken Justin'i banyoya doğru giderken gördüm. Duvardan kaybolduğundan birkaç saniye sonra geri geri gelmiş ve kapının eşiğine yaslanmıştı. "Odama izinsiz giriyorsun." Derken Jenny yerdeki yeleği alıp üzerine giyiyordu. "Bazıları da onunla aynı evde olup odasına izinsiz girmesi için her şeyini vermeye hazırlar." Jenny arkadan lafa atlarken Justin onun övmesinden sonra pişkince sırıtıp başını eğmişti. Justin ego kasıyordu, Jenny ego kasmasına neden oluyordu.

"Ben bazıları değilim. Odama izinsiz girmesini istemiyorum." Dedikten sonra Justin'e döndüm. "Ben gelene kadar burada değildin, neden şimdi buradasın?" Diye sordum. Başını kaldırıp bana bakarken yüzündeki sırıtmanın olmadığını gördüm. Çokta umurumdaydı. "Burada bir bakire olduğunu duydum."

"Siktir git." Pislik yapıyordu. Böyle şeylerden hoşlanmıyordum ve artık bunu öğrenmesi gerekiyordu. "Evet, siz burada ne yapıyordunuz?" Jenny'nin dediğinden sonra puftan kalkıp Justin'in yanından geçtim ve komodinden telefonumu alıp odadan çıkmak için kapıya yürüdüm.

Kapının kolunu indirip kapıyı kendime çekmiştim ama gelmiyordu. "Anahtarın nerede olduğunu biliyorsun." Justin'in alaylı sesiyle kapıdan beri ona baktım. Jenny onunla yatmıştı, o alabilirdi. Justin'in yanında durup Jenny'e baktım. "Jenny, Justin'in iç çamaşırından anahtarı alır mısın?" Jenny Justin'e bakınca bende Justin'e baktım. Sertçe bakıyordu ve ona izin vermiyordu. Ama o Jenny'e karışamazdı.

"Kendin alacaksın." Justin bana baktığında ondan birkaç adım uzaklaştım. "Bende gitmem." Derken kollarımı göğsümde birleştirdim. Doğru söz söylemiştim ve onun bir yerlerine değmek zorunda kalmamıştım. "Güzel, o zaman toplu beceririm." Ona bakarken bana sırıttı. Neden böyle sapıklık yapıyordu veya neden sapıktı?

"Ben varım." Jenny'e baktığımda sırıtıp Justin'in önüne geldi. "Salaklık yapıyorsun Tiff." Kolunu Justin'in omzuna koyarken kapının pervazına yaslandım. "Umurumda değil." Deyip omuz silktim ve gözlerimle yerdeki laminantı incelemeye başladım. Bej rengiydi. Üzerinde çizgiler vardı, yamuk ve nasıl oldu belli olmayan çizgiler. Rastgele çizilmişti.

BadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin