12. Bölüm

154 6 0
                                    

Jenny kola dolu bardağı ve bana ayırdığı cips dolu tabağı masaya bırakıp benim tabağımdan birkaç tane alıp ağzına attı. "Sanırım benimde sana anlatacaklarım var." Derken bacaklarımı onun önüne doğru uzattım. Ama ben ondan sonra anlatacaktım çünkü ben daha çok merak ediyordum. "Sky'la mı barıştın ne oldu?" Diye sorunca başımı olumsuz anlamda salladım. "Önce sen." Deyip ellerimi karnımın üzerinde birleştirdim.

"Zayn'le yemek yedikten sonra odasına gittik. Odasını mumlar aydınlatıyordu. Yerlerde yuvarlak ve kalpli mumlar odanın etrafını dolaşmıştı, komodinlerde de üç tane yan yana uzun mumlar vardı ve yatakta güllerle süslenmişti. Aslında klişe bir şey ama ben ilk kez yaşadığım için harikaydı ve biz biraz ortalığı dağıttık." Dediğine gülerken, "Sonuç?" diye sordum. Çıkmaları gerekiyordu.

"Bekar değilim." Derken yüzümde bir sırıtmayla onu dürttüm. "Sanırım bende değilim." Dediğimde onun yüzündeki heyecan gitmişti. Sevinmemiş miydi bana mı öyle geliyordu? "Hamile misin? Neden karnını tutuyorsun?" Diye sorduğunda hemen doğruldum. Neresinden atıyordu?

"Saçmalama! Bekar değilim dedim, iki canlıyım demedim." Deyip kaşlarımı çatarken, "Kiminle berabersin söylesene!" diye beni azarladı. Kısa sürede her şeyimi anlattığım birisi olmuştu. Öncekilerin pasını atmıştı diyebilirdim.

"Justin'le." Dediğimde yüzümde ister istemez bir gülümseme belirmişti. Aslında salakçaydı ama hayattı. Sürekli yalan ve karmaşıklık. Mutlaka oluyordu. "Şaka ediyorsun!" Bacaklarımı sıkıp bana yaklaşırken bende kendimi düzeltip sırıttım. "Bunu nasıl yaptın? Ben neler denedim, kimlerle bunun için tartıştım düşünemezsin!" Aynı evde kalınca normal oluyordu.

"Aynı evde kalıyorduk ve neredeyse her günü odamda geçiriyordu. Dün tartıştık ve ben onu iterken göğsünün soğuk olduğunu söyledim. Bana orada buzdan bir duvar olduğu için olduğunu söyledi ve bende nasıl söylediysem ateşin olabilirim dedim. Böyle ilerledi ve ben ona hislerimi itiraf ettim, onun etmesi gerekirken."

"O hislerini bana bile anlatmadın." Derken zil çalınca susmuştuk. O kapıya giderken bende üzerimi düzeltip koltukta düzgün bir şekilde oturdum.

İçeriye sakallı, uzun boylu ve siyah rampa saçlı bir çocuk girdiğinde Zayn olduğunu anladım. Resminden hatırlıyordum. "Merhaba." Dedi benim oturduğum üçlü koltuğun kenarına otururken. İçten ve samimi birine benziyordu. "Merhaba." Deyip ona sıcak bir şekilde gülümserken Jenny'de ikimizin arasına oturmuştu. "Bebeğim, bu dün sana bahsettiğim Tiffany, aynı zamanda Justin'in yeni kız arkadaşı." Justin'in yeni kız arkadaşı dediğinde Zayn şaşırmış gibi olmuştu.

"Angel'dan sonra bunu başardığı için ona Oskar ödülü vermeliler." Dediğine gülmek istemesemde güldüm ve sonra yüzümde sahte bir tebessüm bıraktım. Angel kimdi? Bilmediğim birçok bok olduğuna emindim.

"Justin'le tanışıyor musunuz?" Diye sordum Zayn'e bakarak. Onunda boyu dev kadar uzundu. Herkes uzundu. Bu adalet değildi.

"Evet. Şu ana kadarki en yakın arkadaşıyım." Justin'in yakın arkadaşlarının barda olduğunu sanıyordum. Hiçbir şeyini bilmediğim bir çocuğun sevgilisiydim.

Kısa bir ssessizliğin ardından sessizliği bozan benim telefonumun kısa melodisi olmuştu. Justin mesaj atmıştı.

Kimden: Justin
'Zayn orada ne yapıyor?'

Burada mıydı? Bizi mi gözetliyordu? Buradaysa neden gelmiyordu? Aklımda bunların haricinde birçok sorum vardı ve bunları bu gece sabaha kadar uyumayıp ona soracaktım.

Kimden: Güzelim (Justin'le mesajlaştıklarında artık Tiffany Justin'e mesaj yazdığında Justin'in telefonunda adı 'Güzelim' olduğu için o yazacak)
'Neredesin sen?'

BadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin