"Her zaman seni dinlemeye hazır olduğumu biliyorsun." Sky ellerini büyük ellerinin içine aldığında kafamı eğip onun yeşillerine baktım. Gözlerimdeki yaşlardan bulanık görüyordum. "On iki, on üç yaşlarımdaydım. Babamla dışarıdaydık. Bir anda babamın yanında takım elbiseli adamlar belirdi. Babamın sanırım borcu varmış. İkimizi de bir depo gibi bir yere götürdüler ve orada ona 'Borcun için, kızının önünde işkence yiyeceksin. Sen kaşındın.' Gibi şeyler dediler. İlk önce onun organına elektrik verdiler. Bir sürü kez ateş ettiler ve.. Aman Tanrı'm!" Gözyaşlarım birden akmaya başladığında ellerimle yüzümü kapadım. Sky sıkıca kollarını etrafıma sardığında başımı omzuna yatırıp yakasını tuttum.
"O bunu hak etmiyordu, Sky. O borcu benim için yaptığına eminim." Elini başıma koyup beni omzuna bastırırken, "Şşşh, güzelim."
"Seni iyi hissettirmemi ister misin?" İyi hissedebileceğimi sanmıyordum. Eğer uyursam, belki. "Nasıl?" Sulu gözlerimle ona bakarken beni ayağa kaldırdı. "Güven bana." Dolabımın önüne gittiğimizde giydiğim gömleğini çıkardı ve yatağa bıraktı. "Bekaretin kalacak, ama seni becereceğim." Eli elbisemin fermuarına gittiğinde geri çekildim. "Ama ne olursa olursa söz verdim. Sözüm bozulursa?"
"Bekaretin senin olduğu sürece, sözün kalıyor. Güven bana."
"Korkuyorum. Hem sözümün bozulmasından, hemde bunu yapmaktan." Yüzümü ellerinin içine alıp bana baktırdığında yeşillerine baktım. "Acı duyman normal. Senin ilkin, sadece beş dakika içinde acın geçiyor." Dudaklarını dudaklarıma bastırıp elleri fermuarıma giderken tişörtünü çıkardım. Korkuyordum, ama korkunun ecele faydası yoktu ve güvenmek zorundaydım.
-Justin'in Ağzından-
Karşımdaki odada Tiffany ve Sky vardı. Öpüşüyorlardı. Tiffany'nin elbisesinin askılarını indiriyordu. Sky ne bok yaptığını sanıyordu? Onu Tiff'in telefonunu almaya geldiğinde uyarmıştım. Kızı ayartmıştı, onu kandırıp bekaretini alacaktı ve siktir olup gidecekti.
Tiffany'i zerre düşünmüyordum, babasına sözü vardı ve babasına nasıl işkence edildiğini biliyordum. Organına elektrik vermişler, canlıyken! Benim organıma tek bir şey atılsa yeri göğü inletirdim.
Onun babasına işkence edilmişti, benim annemde tecavüz edilip siktiğim bok çuvalları yüzünden öldürülmüştü ve onun hikayesi bir yandan benimkine benziyordu. İkisi de öldürülmeden önce işkence görmüşlerdi. Tiffany en azından öldürülmeyecekti ama tecavüz edilmesine izin vermezdim.
Kimden: Bieber🔪
'O kızın bekaretine dokunursan seni öldürürüm.'Adam öldürmekten korkmuyordum. Param vardı, her bokumu kurtarmak zorunda bıraktığım bir Thomas vardı ve o beni hapisten çıkarırdı.
Sky telefonunu eline alırken Tiffany bir yandan onu izliyordu. Kıza güven vermişti, yüzünü ellerinin içine almıştı ve siktiğim klasik yalanlarından birini söyleyip kandırmıştı. Tiffany'e acıyordum. Ama ona bir şey olmasına izin vermeyecektim. Eğer yaparsam belki ben yapardım.
Sky gülerek bana döndüğünde kaşlarımı çattım. Bana cevap yazarken Tiff beni fark etmişti ve askılarını geri çekmişti.
Kimden: Sky
'Buna engel olabileceğini sanmıyorum, güzellik.'Vay canına. Özgüven patlaması yaşıyordu. Oraya gelemeyeceğimi sanıyordu. Oraya gittiğimde onu güzelce benzetecektim.
Hızlı adımlarla odamdan çıkıp merdivenleri indim. Evin anahtarını alıp evden çıkarken kapıyı sertçe kapatmıştım. Bett'in bahçesine girip kapıyı kırmak için omuzumla hızlıca vurdum. Sikeyim, omzum çürümüştü. Demir ve tahtaları kırıyordum, çelikler sikim kadar sertti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad
FanfictionJustin, bir zengin züppe.Justin bir çete. Tiffany bir genç. Tiffany bir kısıtlanmış kız. Tiffany Muron, 18 yaşında genç bir kızdır. Babası, Tiffany'nin karşısında acımasızca öldürülmüştür ve Tiffany annesiyle kalmak zorunda kalmıştır. Tiffany'nin a...