BİRİ 10K OKUMA MI DEDİ O ZAMAN YB!
3 ay sonra
Hayatım her zamanki ritminden en az on kat dahada hızlı ilerliyordu. Hayatıma bu uzun koşu maratonunda zor sahip çıkabiliyordum. Her şey değişmişti. Umursamaz Caner gitmişti beni gözü gibi sakınıyordu babamın istedikleri teker teker yerine gelirken benim ise her Caner'in yüzüne baktığımda kalbimden bir parça kopuyordu. Bu süre zarfında Caner bana olduğundan daha fazla yaklaşmıştı artık onunla samimi bir arkadaşım gibi bir kafede oturup bir şeyler içebiliyorduk. Beraber gülüyorduk fakat kendimi kötü hissetmekten alıkoyamıyordum onun yanında fazla mutluydum fakat babamın dediklerini yaparsam Caner'i yüz üstü bırakırsam ömür boyu buruk bir şekilde yaşayacağımı biliyordum. Eğer babamın istediklerini yapmaz isem Caner'in bana sahip çıkacağı konusunda ise şüpheliydim sadece arkadaştık ve benim bu niyetle onunla arkadaşlık kurduğumu anladığında çılgına döneceğine , gözünü kırpmadan beynimi patlatabileceğine emindim. Dünyada çok büyük sorunları olan insanlar varken benim bu saçma sorunumun hiçbir şey olmadığını biliyordum. Bir karar vermem gerekiyordu . Eğer Caner'e gerçekleri söylersem bana sahip çıkmaya bilirdi. Bana sahip çıkmazsa o babam dediğim orospu çocuğu beni bulduğu yerde öldürürdü. Sonra olacakları düşünmek dahi istemiyorum..
Kararsızlıktan kendimi ev işlerine vermiştim. Sabahtan beri evdeki her köşeyi temizlemiştim. Kötü bir şey olacağını biliyordum. Sürekli peşimde olan bir kuşku vardı. Caner'in her an arkasından iş çevirdiğimi anlayacakmış gibi düşünüyordum. Söyleyebileceğim tek şey şuydu. Anlarsa , öldürülürdüm. Anlamıştım artık ölümüm ya Caner'in yada üvey babamın elinden olacaktı. Bana da şuanlık en acısız olanını seçmek ve birazcık daha yaşamak için gayret göstermek kalıyordu. Hayat gerçekten adil değildi. Başka yerlerde savaşla , açlıkla mücadele eden insanlar varken benim burada yaptığım bu şey gerçekten saçma ve insanlık dışıydı. Daha fazla dayanamayıp temizlediğim koltuktan kalktım. Her yerimden ter damlıyordu. O kadar çok temizlik yapmıştım ki süpürdüğüm yerin 5 kere üstünden tekrar süpürmüştüm. Böyle giderse ya psikolojisi bozuk bir manyak olacaktım ya da bir akıl hastası. Şuanlık ölmektense bana ikisi de cazip geliyordu.
Belkide en acısız ölümü kendim yapabilirdim. Yavaş adımlarla banyoya doğru ilerledim bu gece bu işi halledecektim. Uzun bir duş alıp çıktın sonra saat gece 2ye geliyordu. Gözlerim yerinden çıkacak sandım . Saatlerdir banyodaydım. Ellerime baktığımda buruş buruş olmuştu. Beynim o kadar dalgındı ki hiçbir şeyi idrak edemiyordum. Temizlediğim koltuğa oturup ayaklarımı karnıma doğru çektim. Düşünmem gerekiyordu. Düşünmekten yorulmuş bir beyin ile düşünmem ve bir çıkış bulmam gerekiyordu.
--- ---
saat 06:16...
uykusuzluktan kan çanağına dönmüş 1 çift göz. kan ağlayan bir yürek. yaptığı yanlışların altından kalkma ümitlerini bir bir tüketen buna rağmen yine de yanlış yapmaktan vazgeçmeyen bir beyin.
salak mıydı? değildi, üstelik onu tanıyanlar onun ciddi derecede zeki olduğunu düşünürlerdi. ama zekasını kullanma konusunda pek istekli değildi.
tembel miydi? belki evet belki hayır. belki sadece nereden başlayacağını bilemiyordu belki de miskindi.
şanslı mıydı? kesinlikle, hayat ona karşı çok cömertti. ama o elindekileri harcamaktan vazgeçmiyordu.
son birkaç günde ne yaptın diye sorsalar ne cevap verebilirdi? yattım kalktım yedim içtim yattım. arada biraz tv'de spor izledim. peki başka? kocaman bir hiç...
neydi sorunu?hasta mıydı? hayır, hafif bir nezle belki ama ölümcül bir şey değil.
o halde neydi tüm bunlar? isteksizlik mi?
neden bazı geceler uyumadan önceki son düşünceleri sabaha uyanmazsa her şeyin ne kadar kolay bir şekilde çözüleceği oluyordu? korkuyor muydu?
peki neden? oysa bugüne kadar her zaman "güçlü irade"nin tartışmasız keskinliğine inanmıştı. iradesi mi zayıftı? karakteri mi oturmamıştı? hayır böyle bir şeyi kendine yakıştıramazdı, deliliği kabullenebilirdi ama bunları asla.
ne yapması gerektiğini bilmiyor muydu? elbette biliyordu. ama bir şeyleri yapmaya başlaması önce bazı açıklamaları yanında getiriyordu. yine hayal kırıklığına uğratacaktı onu sevenleri. işte bundan korkuyordu. oysa bunu ertelemek etkiyi sadece arttırıyordu. neden bekliyordu? daha ne kadar bekleyecekti?
artık bu sorunları kafasının içerisinde sürekli dönüyordu. adeta öfkeli bir kalabalık vardı kafatasında. her biri bir hatasını haykırıyordu. ona soruyordu ne zaman bunu çözeceksin diye? artık televizyonda neşeli diziler izleyemiyordu, dışarıda neşeli rolü yapmak onu yıpratıyordu zaten, yalnız kaldığı zaman da neşeli insanları görmek onu anlatılmaz hüzünlere boğuyordu. dram içeren programlar da pek farklı değildi ya! her cümlede kendisi ile ilgili bir probleme taş atıyorlardı sanki.
Müzik dinleyemez olmuştu. şarkıların da tv programlarından farkı yoktu. Geçen hafta italyanca ve ispanyolca bir kaç şarkı dinlemeye çalışmıştı, bilmediği lisanlarda olursa belki durumu ile ilgili bir bağlantı kuramaz sanmıştı. ama her şey söz değildi ya, bir de müzik vardı ve müziğin lisanı olmazdı. direk kalbe işlerdi.
Son 12 saat boyunca televizyonun sesi tamamen kapalı idi. Açmaya korkuyordu. Kendi içinde yükselen sesleri görmezden gelmek kendi ile hesaplaşmak zaten oldukça zordu. Bir de dışarıdan desteğe ihtiyacı yoktu o seslerin.
Ne o! Ağlıyor muydu? Oysa onun göz yaşları yoktu ki! tam 13 senedir hiç ağladığını hatırlamıyordu. Peki bunlar neydi? Göze kaçan sigara dumanının sonuçları mıydı? Yoksa kaybedilmiş bir hayatın arkasından dökülen anılar mı?
kaybedilen kişi dost değildi oysa, ta kendisiydi ve anılar bir bir döküldükçe bir başka anıyı tutup onun da düşmesini sağlıyordu bir sel gibi yanaklarından çenesine doğru.
aklına 1 çift dize geldi. bir şarkının hüzünlü sonu.
i can save myself but it's too late
all i can do is just to say good bye...
Durumu bu kadar kötü müydü? Kesinlikle.
Bir kez daha, son bir kez daha hayatın ona şanslı davranması için yalvardı.
Al beni...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Babası
Romance"Konuşsana ne yapmışım yaptıysam?" dedim. Sesim yüksek çıkmıştı . Önündeki laptopun ekranını sertçe kapatıp ayağa kalktı. Üstüme doğru yürümeye başladı "Ne yaptın öyle mi!?" dedi tam önümde durdu. Sinirden çenesini sıkıyordu. Elimi tutup kalbinin üz...