ARKADAŞLAR KORONA ERKEN BİTMEYE BAŞLADIĞI İÇİN BİRİKTİRDİĞİM İŞLERİMİ HALLETMEM GEREKİYOR O YÜZDEN BAKAMIYORUM BURAYA ÜZGÜNÜM 😤 AMA TELAFİ EDİCEM☹️
Canerden devam..
Telefonumun melodisi kulaklarımda yankılanırken kahvemi önüme koydum ve telefonuma uzandım. Arayan kişiyi görünce gözlerimi devirmekten kendimi alamadım. Funda beni arıyordu."Alo""Aloooo... Napıyormuş bakalım benim biricik nişanlım?"
"Hiç sen?"
"Seni düşünüyordum." Derin bi nefes aldım.
"Ne güzel"
"Bugün beni almaya kaçta geliceksin?"
Bir de başıma bu çıkmıştı sürekli beni arayıp emrivaki yaparak kendi kendine buluşma ayarlıyordu. Bu kezban kızın maymun suratını görmeye tahammülüm yoktu ama buna mecburdum. "Akşama doğru gelirim hazırlanırsın." Ne dediğini beklemeden suratına telefonu kapatmıştım. Saçma sapan triplerini ağzını yamulta yamulta konuşmasına dayanamıyordum artık.Gidip fundayı almıştım. Ara sıra geldiğim bir gece klübüne gelmiştik. Funda böyle ortamları sevmezdi ama ben severdim. Normalde asla gelmeyeceği bir yerdi ama ben olduğum için sesini çıkarmıyor eğleniyor gibi yapıyordu. Yine kocaman tırnaklar takmıştı. Her parmağı farklı renkte simlerle kaplıydı. Tırnaklarının renginde geçişli sürdüğü far makyajını kendi yapmadığını ortaya döküyordu. Çünkü bildiğimiz festival makyajı yapmıştı. Abartıyı aşırı seviyordu.
Funda sürekli bir şeyler anlatıyordu ama ben onu hiç dinlemiyordum. O kadar çok konuşuyordu ki. Gelecek , şu an , geçmiş. Her zaman her şey hakkında konuşabilecek bir insandı. Ben ise etrafı izliyordum. Artık benimde canım sıkılmaya başlamıştı. " Hadi Funda artık seni eve bırakıyım." Dediğimde suratı düştü. Çünkü lafını bölüp bunu söylediğim için onu dinlemediğimi anlamıştı. " Tamam o zaman gidelim." Ayağa kalktığımda o da kalktı. Elimi tuttuğunda daha fazla kalbini kırmak istemedim. Sonuçta benimde onu sevdiğime inanması gerekiyordu. İstemeye istemeye parmaklarımı parmaklarının arasından geçirdim. Beraber çıkışa doğru yürüdüğümüzde. Fundanın korumaları bizi görmüş ve hareketlenmişlerdi. Evet her ihtimale karşı 6 korumasıda bizimle birlikte gelmişti fakat bizden ayrı duruyorlardı. Kapıdan çıktığımız anda patlayan birkaç flaşla kanım damarlarımda pıhtılaşmıştı. Magazinciler Fundayla beni el ele çekmişlerdi. İşte şimdi gerçekten sıçmıştım. Hem cümle aleme rezil olacaktım, hem de bu evlilik işi ve bu işi bitirmek sandığım kadar kolay olmayacaktı.
Düğünden sonrası Ada'dan devam;
Eve geldiğimde kafamdakileri toparlamakta çok zorlanmıştım. Canerin evindeki o çocuk İremle ne alakaydı aklım almıyordu. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Makyajımı çıkaracak bile gücüm yoktu. Küveti suyla doldurup küvetin içine girdim. Sıcak su kaslarımı gevşetmiş damarlarımı genişletmişti. Kafam o kadar karışıktı ki hiçbir şey düşünemiyordum. İremi o çocuklardan uzak tutmalıydım bu yüzden ireme her şeyi anlatacaktım. Gerçekten çok sıkılmış hemde çok bunalmıştım. Duştan çıktıktan sonra üstümü hızlıca giyindim. Hayattan o kadar bıkmıştım ki saçlarımı kurutmaya bile tenezzül etmemiştim. Bir şeyler atıştırıp yatağıma girip uyumaya çalıştım. Sağa döndüm aklıma Caner geldi. Sola döndüm İrem geldi. Sırt üstü yattım o çocuk geldi. Kafayı yemek üzereydim. Sağ sol derken düşüncelerim daha direnememiş kendini uykunun kollarına bırakmıştı.
Kalktığımda saat akşam vaktiydi neredeyse bütün gün uyumuştum vakit kaybetmeden bir şeyler atıştırdım ve üstümü giyinmeye başladım. Bugün gidip babamla her şeyi konuşacaktım ve bu işin babamla olan kısmını kapatacaktım. Buluşma ayarlamak için telefonumu aldım ve babamın numarasını tuşladım. Birkaç saniye çaldıktan sonra hemen açtı " Alo baba" derin bir nefes sesi geldi "Ada müsait değilim Caner mevzusundan bahsedeceksen her şeyden haberim var merak etme plan bitmiştir artık yapabileceğimiz başka bir şey kalmadı kısacası bi boku beceremedin. Zaten ne bekliyordum ki sen bu hayatta ne boku becerdinde sana söylediğim şeyi yapacaktın. Çöp tenekesi bile senden daha önemli. En azından çöpleri toplayıp içine koyuyoruz bi işe yarıyor!" Söylediklerini birkaç saniye idrak edememiştim. Bu gerizekalı adam her şeyin sorumlusu beni tutuyordu ve ağzına geleni bana söyleyebiliyordu. "Siktir git. Kimin bi boka yaramadığı belli o yüzden tehditlerle benden yardım alıyodun dimi. Şerefsiz köpek. Kapat lan telefonu bok kafa." Yanıt vermesine izin vermeden telefonu ben kapatmıştım. Sonunda başından beri söylemem gereken şeyleri içimde tuttuğum şeyleri söyleyebilmiştim. "Oh bee dünya varmış" dedim kendi kendime. Sanki şu ana kadar sırtımda bir yük taşıyordum ve şu an atmıştım o yükü. Omuzlarım hafiflemişti.
Babamdanda kurtulduğuma göre şimdi kurtulma sırası İrem'in başına bela olucak o piçteydi. Vakit kaybetmemeliydim. Artık herkesten nefret etmiştim. Caner sürekli yanındaki kadın gözümün önüne geliyordu. "Pezevenk ve onun orospusu işte ne olacak" sinirden artık kendi kendime konuşmaya başlamıştım. Sürekli durduk yere her şeye küfür ediyordum. İremle ilgili şu çocuktan kurtulmamın tek bir yolu vardı o da İrem'e her şeyi anlatmaktı. Hemen telefonumu çıkardım ve İrem'i aradım. "Efendim kankaların gülü"
"Napıyorsun İrem? Nerdesin?"
"Evdeyim kanka noldu ki?"
"Seninle önemli bir şey konuşmam lazım ,sana geliyorum."
"Tamam gel de, ne konuşacaksın bir şey mi oldu?"
"Gelince konuşalım kanka, duş alıp gelicem zaten"
"Ada çatlatma adamı söylesene ya, ben merak ederim çatlarım meraktan sen hiç mi tanıyamadın beni kızım?"
"Çatlarsan çatla ne yapabilirim? Gelince konuşuruz."
"Pisliksin kızım sen. Tamam hemen gel o zaman öptüm."
"Tamam merak etme gelicem hadi görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra telefonumu şarja koydum ve ardından duşa girdim. Ilık bir duş aldıktan sonra üzerime rahat bir şeyler giydim. İrem'i evi zaten çok yakındı, ara sokaklardan kestirmeden gidince birkaç dakikada ordaydım. Evi kilitleyip evden çıktım.Hızlı adımlarla ıssız ve karanlık sokaklardan İremlere doğru gidiyordum. Akşama kadar uyumuştum. Hava kararmıştı. Sokakta benden başka kimse olmadığı için nedense huzursuzlanmıştım. Sanki izleniyormuşum gibi hissediyordum. Yaşadığım olaylardan dolayı iyice paranoyak olmuştum. 5 dakikalık yolda kim beni nasıl izlesin ki. Birkaç dakika sonra iremlere varacaktım. Bütün caddeyi dolanmak yerine eski bir binanın içinden karşı sokağa geçiyordum. Binaya girdiğimde etrafta çıt yoktu. Buralar hep ıssızdı. Sadece ayaklarım altında ezilen taşların sesini duyuyordum. Tam bir adım daha atacaktım ki arkadan kocaman bir el bedenimi kavradı diğer el ise ağzımı sıkıca kapattı. Paranoyak olmamıştım. Cidden birisi beni takip etmişti. Kurtulmak için debelenmeye başladığımda arkamdaki kişi beni iyice kendine çekti "şşşşşşş" söylediği tek şey buydu. Beni sürüklemeye başladığında bilincimi yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştım. Son gördüğüm binanın kapısının git gide benden uzaklayışıydı son duyduğum şey ise ayakkabılarımın yerde sürülürken çıkarttığı hışırtı.
Arkadaşlar yorum ve beğeni çok gelirse daha kısa bi zamanda daha uzun bir bölüm yazacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya Babası
Romance"Konuşsana ne yapmışım yaptıysam?" dedim. Sesim yüksek çıkmıştı . Önündeki laptopun ekranını sertçe kapatıp ayağa kalktı. Üstüme doğru yürümeye başladı "Ne yaptın öyle mi!?" dedi tam önümde durdu. Sinirden çenesini sıkıyordu. Elimi tutup kalbinin üz...