MAVİ VE UZAY

14.BÖLÜM:YANLIŞ HEDEF

Selin babasından intikam almaya kararlıydı.Bunun için ne gerekiyorsa yapacaktı.

Ali soru soran gözlerle ona bakıyordu.Dayanamadı ve sordu:

"Sen ne dediğinin farkında mısın Selin? İntikam ne demek?"

"O pislik herif cezasını bulacak.Anneme ve bize yaptıklarını ödeteceğim ona!!"

Selin, bu sözleri söylerken oldukça sinirliydi. Ali ise bu fikrin hiç de iyi bir fikir olmadığına emindi.

"Saçmalıyorsun Selin. Şu an mantıklı düşünemiyorsun"

"Yanımda olmayacaksan söyle Ali. Yalnız yapabilirim"

Ali durumun yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

"Öyle demiyorum ki Selin. Önce bir anlayalım işin doğrusunu annenle konuş, danış böyle olmaz"

"Annemin haberi olmayacak. Ben o aşağılık adama kendim vereceğim cezasını"

"Bir daha düşün Selin!"

Ali çaresizdi. Sevdiği kızı yanlıştan döndürmek için çabalıyordu.

Selin ise o adamdan intikam almaya odaklanmış, gözü hiçbir şey görmüyordu.

"Sen yanımda olsan da olmasan da ben o adama cezasını vereceğim Ali" dedi ve arkasını dönüp gitti.

Ali ise öylece kalakaldı. Selin'i bu yanlıştan döndürmenin bir yolunu mutlaka bulmalıydı.

                        ...

Nazlı, dikkat çekmeden annesini izlemeye başladı. Ne konuştukları anlaşılmıyordu.

"Of" dedi ve Savaş'a döndü:

"Ya Savaş, ben hiçbir şey anlamıyorum. Hadi içeri girelim"

"Ya görürlerse Nazlı. Tehlikeli olmaz mı?"

"Ne olursa olsun, ne konuştuklarını duymam lazım"

"Peki Nazlı. Hadi girelim"

İçeri girdiler. Görünmeden yakın bir masaya oturdular. Dinlemeye başladılar. Nazlı ne olursa olsun bu konuşmayı dinlemeliydi.

Rana hanım ve Güneş hararetli bir konuşma yapıyorlardı. Nazlı bir ara Rana hanımın annesine "Türkan" diye hitap ettiğini duydu.

Ama buna bir anlam veremedi. Acaba neden böyle demişti?.

                    ...

Haluk, kısa bir tekne gezisinden sonra eve dönmüştü. Hemen odasına çıktı.

Kasaya yöneldi. Kasayı açtı ve kendi kendine:

"Bu kasa kurcalanmış!" dedi.

Nelerin karıştırılmış olduğunu anlamaya çalıştı. Bütün dosyalar yerli yerindeydi ama tek bir dosya yoktu:

"Zafer'in dosyası!!"

Oldukça sinirlendi. Hemen telefonunu aldı ve Zafer'i aradı. İki kez çaldıktan sonra telefon açıldı:

"Alo, Haluk?"

"Sen hiç akillanmayacak mısın pislik herif?"

"Ne diyorsun, anlamıyorum"

"Sen hangi cesaretle benim evime girip kasamı kurcalarsın?"

"Ne kasası? Neden bahsediyorsun?"

"Salak numarası yapma lan!!"

"Bak gerçekten ben hiçbir şey yapmadım. İstersen başıma diktiğin adama sor"

"Tamam soracağım. Ama eğer sen yaptıysan, bu sefer bitiririm seni" dedi ve telefonu kapattı.