MAVİ VE UZAY

44.BÖLÜM:HARİKA SÜRPRİZ

Yeni bölüm!! Bol yorum gelsin!! :)

Ali, duyduğu silah sesiyle geriye doğru koştu. Babasına bir şey olduğu düşüncesi, onu mahvetmişti. Selin ve Güneş de telaşla arkasından koşuyorlardı.Çıktıkları mağaranın yanına geldiler. Korkuyla silah sesinin geldiği yere koştular.

Zafer, yerde yatıyordu. Haluk ise şaşkın bakışlarla ona bakıyordu. Zafer, son anda yetişen polisler tarafından etkisiz hale getirilmişti.Herkes Haluk'un yanına koştu. Birbirlerine sarıldılar.

Ali, babasına:

"Sen vuruldun sandık.Çok korktuk" dedi.

Polisler, kolundan vurulmuş olan Zafer'i ve yanındaki Cenk'i götürürken, onlar da kol kola girip arabaya doğru yürüdüler.Büyük bir tehlike atlatılmıştı.

...

Zor günün ardından tam üç gün geçmişti.Artık Zafer, tamamen hayatlarından çıkmıştı.Mutlu günler yeniden başlıyor gibiydi..

Sabah uyandığında sol eliyle yanını yokladı Selin, Ali'nin yatakta olmadığını fark edince aniden:

"Ali!" diyerek doğruldu.

Yataktan kalktı.Hırkasını sırtına geçirdikten sonra kapıyı açarak odadan çıktı.Etrafta hiç ses yoktu.Diğer odalara ve mutfağa baktı.Ali, hiçbir yerde yoktu.

Tam odaya dönecekken salondaki masanın üzerindeki notu gördü.Merakla masaya yaklaştı ve notu eline alarak okumaya başladı:

"Nerede bu Mavi? diye söyleniyorsun biliyorum.Beni özlediysen saat tam 10.00'da kağıttaki adrese gel.. Ben seni özledim çünkü. Not:Sana çok aşık birisi:)"

Notu okurken Selin'in yüzüne harika bir gülümseme yayıldı.

"Yine ne yaptın acaba?" diyerek sesli güldü.

Hemen saate baktı.Saat 9.15'ti.Aceleyle odaya girdi.15 dakika içinde hazırlandı ve son kontrollerini yaparak çıktı evden..

Taksiye bindi.Yol boyunca sürprizin ne olduğunu düşünüp durdu.Oldukça heyecanlıydı..

...

Selin, adresteki yere geldiğinde saat yeni 10 olmuştu.Tedirgin ve heyecanlıydı. Yavaşça açtı kapıyı.Ortam karanlıktı.Birkaç adım attı ve durdu:

"Ali! Ben geldim. Nerdesin?" diye bağırdı.

Cevap gelmedi.Selin'in yüzü düşmüştü.Tam umudunu kaybedeceği anda aniden ışıklar açıldı ve yukarıdan çiçekler dökülmeye başladı.Rengarenk, harika kokan çiçekler...

Selin, ellerini iki yana açmış, şaşkın bir şekilde duruyordu.Çiçeklerin arasından mükemmel gülüşüyle Ali göründü.Yavaş adımlarla Selin'e doğru yürüyordu.Selin'in şaşkınlığı giderek artıyordu.

Gözünden akan mutluluk gözyaşları ile ağlamaklı bir ses tonuyla:

"Ali.." diyebildi.

Ali, Selin'in ellerini tuttu. Gözlerinin içine baktı.Yanağını öptükten sonra:

"Beğendin mi Koca Gözlü Kız?" diye sordu.

Selin, hala şaşkındı.Küçük bir çocuk gibi Ali'ye sokuldu ve sordu:

"Ne oluyor Ali?"

Ali, kendinden emin bir şekilde:

"Unutmuş olamazsın.." dedi