Ali ve Selin o masaya oturdular.Yiğit'ten tüm olanları anlatmasını istediler.
Yiğit, artık en doğru şeyin herşeyi anlatmak olduğuna karar verdi.Derin ve uzun bir nefes alarak anlatmaya başladı.
"Herşey 23 yıl önce başladı aslında.Ben dünyaya geldim.Ama o kadın yani Sevilay, beni istemedi.Babamla yalnız başımıza bırakıp gitti bizi.
Aşık olduğu adama, Haluk Mertoglu'na gitti.Onunla evlendi.Sonra sen doğdun.Ben o zamanlar 5 yaşındaydım.
9 yaşına geldiğimde tekrar geri döndü.Siz öldüğünü zannettiniz.Ama aslında bizimleydi.Çok geçmeden bizim yanımızdan da ayrıldı tekrar.
Sonra yurtdışına gittiğini duyduk.Bir ay önce tekrar geri dönmüş ülkeye.Sizin yanınıza gelmiş.Ben de geçen yılların intikamını almak istedim hepsi bu kadar"
Ali büyük bir şok içindeydi.Şüpheyle sordu:
"Sana neden inanayım?"
"İstersen git annene sor" cüzdanından bir fotoğraf çıkardı Yiğit.
Annesi,babası ve kendisi vardı fotoğrafta.
"Belki bu inanmana yardım eder" dedi ve Ali'ye uzattı.
Ali'ye inanamaktan başka bir yol bırakmamıştı bu.
Üzgün bir ses tonuyla sordu:
"Peki, baban. O nerde?"
Yiğit, ağlamaklı oldu.Boğuk bir sesle:
"Babam 2 yıl önce öldü.Ölmeden önce de o anlattı bunları bana" dedi.
"Peki ne yapmayı düşünüyordun?"
"Aniden o kadının karşısına çıkıp, gerçekleri yüzüne vurmayı.."
Ali, elini Yiğit'in omzuna koydu ve:
"İstersen bunu birlikte yapabiliriz" dedi.
Yiğit, aniden başını kaldırdı ve Ali'ye bakarak:
"Ciddi misin?" diye sordu.
Ali, gülümsedi ve:
"Evet. Zaten annemin hareketlerinden ve tavırlarından ben de şüpheleniyordum.Gerçekler ortaya çıksın artık!" dedi.
Yiğit, oldukça rahatlamış görünüyordu.Ali'ye kanı oldukça ısınmıştı.
"Bunu ben de isterim Ali! Bana inandığın ve yanımda olduğun için teşekkür ederim"
"Annem, geçen yılların hesabını hepimize vermeli" dedi Ali.
Dördü birlikte masadan kalktılar.Dışarı çıktılar ve arabalara doğru yürüdüler.Selin, Ali'nin elini bir an olsun bırakmıyordu.
Elif, görevinin sona erdiğini anlamıştı.
"Artık bana müsade.Gerisi sizde" dedi.
Yiğit, ona dönerek:
"Herşey için sağol Elif" dedi ve elini sıktı.
Elif, Ali ve Selin'e döndü.
"Siz de kusura bakmayın ne olur?"
Selin, biraz mahçup bir şekilde elini sıktı ve cevapladı:
"Asıl sen kusura bakma Elif.Biz şey sandık.."
"Ali'ye yazıyorum sandınız değil mi?"
"Öyle sandık ne yalan söyleyeyim"
"Ali'yi lisede çok beğeniyordum evet.Ama artık olgun olmayı öğrendim. Yakın arkadaşım Yiğit, durumu anlatıp yardımımı isteyince hayır diyemedim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ VE UZAY
Lãng mạnHuzuru ve mutluluğu biribirlerinde bulan iki genç aşığın hikayesi... Mavi huzuru Uzay'da buldu..