TURNING TABLES

146 11 29
                                    

Merhabalar! İşte yeni bir bölüm.Telefon ile yazıyorum yanlışlar olabilir! Sizlerle uzun süre sonra buluşuyor olmak çok hoş! Yeni bölüm hakkında düşüncelerinizi benimle paylaşmayı unutmayın! Küçük bir ip ucu...
Artık düğüm yavaş yavaş çözülmeye başlayacak.
Sizcede artık sırların ortaya çıkma vakti gelmedi mi?
Sizi seviyorum! İyi okumalar ve yaza sövmeyelim lütfeeen





Kalbimin her bir atışını kulaklarımda hissetmeye başlamıştım.Bu ergen,hormonlarıyla yönetilen ve henüz bu duyguları tatmamış bir kız için fazla bile sayılabilirdi.Belimde oluşan vücudunun ağırlığı ve sıcaklığı bedenimi ele geçirmişti.Yanaklarımın kızardığına öyle emindim ki.

Parmağını çeneme koyup başımı yavaşca yukarı kaldırdığında istemsizce ona itaat etmiş ve uzun boynumu gözleri önüne sermiştim.Nefesimin hızını engellemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.Ellerini başımın iki yanına koyup yavaşca yüzünü boynuma yaklaştırdı.Huzursuzca yerimde kıpırdandığımda dişlerinin gıcırtısını duydum.Bu onu sinirlendirmiş olmalıydı.Sıcak dudakları boynuma değip yavaşca aşağı yukarı hareket ettiğinde hafif dokunuşuyla ellerim buz kesmeye başlamıştı.Bu benim olayımdı.Heyecan ve korku anında buz kesiyordum.Dudakları tenime sürtmeyi bıraktı ve tenima kapanıp içine çekerken sıcak dili tenime değdi.Kıpırdamaya cürret dahi edemiyordum.Keskin bir nefes çekti.Kendini zor tutuyor gibiydi ama bunun sebebini henüz anlayamamıştım.Burnunu boynumdan yukarı küçük dokunuşlarla tırmandı ve yüzü hemen yüzümün üzerinde belirdi.Gözlerimi kaçırdım.

"Gözlerime bak"

Bu bir emir cümlesiydi ve sesi bile içimi gıdıklamıştı.Her zaman ince çıkan sesi şuan dolu dolu çıkıyordu.

"Boo.."

Son uyarıyı dinleyip gözlerimi duvarın rengini incelemekten ayırıp gözlerine çevirdim.Memnun bir gülümseme bahşetti.Dudaklarını dudaklarıma örterken baş ucumda bulunan eli tişörtümden içeri keşif için girdi.Vücudumdaki her zerre birbirinden kaçıyor olmalıydı.Bu gerilmiş tenin tek açıklaması bu olabilirdi.İnce dudakları iri dudağımı kavradı ve dünyanın en leziz yemeğini tadar gibi içine çekti.Dudaklarımı ona uyarak hafifce hareket ettirdim ancak eminim bir aptal gibi duruyordu.Bu utanmama sebep oldu,tekrar ve tekrar.Dili ağzımın içine girip keşfe başladığında neye uğradığımı şaşırmıştım.Tişörtümü göğüslerimin üzerine sıyırıp dudaklarını çeneme kaydırdı.Sızlayan dudaklarım aralanmış hızlı ve kesik nefesler alıyordum.Bu yeniden doğmak gibiydi.

Dudakları boynuma indi ve oradan göğsümün üzerine kaydı.Diliyle hemen oraya küçük bir daire çizdi.Dudaklarımdan küçük bir homurtu kaçarken dişlerinin bıraktığı sızıyla ellerim ona doğru uzandı.Hemen saçlarına doğru.Uzanmam ile kendisini geri çekip ayağa kalkması bir oldu.

"Hayır..Hayır ben..Hayır"

Sap gibi yatakta öylece kalmıştım.Kasıklarımdaki uyuşukluğu unutmaya çalışıp yatakta doğruldum ve ona baktım.

"N-ne hayır?"

Elini saçlarına daldırıp çekiştirirken dişlerini gıcırdattı.

"Bu.Buna hazır değilsin.Sana dokunmaya hazır değilim."

Uzun bir süre yüzüne,gözlerini adi bi suçlu gibi benden kaçırışına baktım.Daha sonra tişörtümü düzelttim ve ayağa kalktım.

"Beni evime götür.."

Yanıma bir adım attığında elimi havaya kaldırıp onu durdurdum.Artık bitmişti.Müstakbel karısını seviyordu ve ben küçük bir sürtük gibi hissediyordum.Başarısız bir küçük sürtük...

LOST MY GHOSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin