ASLINDA OKUMA VE VOTE DÜŞÜK OLDUĞUNDAN YENİ BÖLÜMÜ GEÇ YAZACAKTIM ANCAK DAYANAMADIM -.- SİZDE BENİ ÜZMEYİN VE VOTE'LARI ÇOĞALTIN OLMAZ MI BENİM PONÇİK OKUYUCULARIM ASDF SİZİ SEVİYORUM!
Gülümsememi yüzümden çekmemeye çalışarak ona bakmaya devam ettim.Gözlerim dolmuştu.Hayatımda ilk kez canımın yandığını gerçek anlamda hissediyordum.Nefesim boğazımda düğümlenmişti.Sanki bir hiç olmuştum.Her santimini ezberlemek istediğim o adam bana evleneceğini söylüyordu ve o kız ben değildim.En çok acıtanı da bunların hepsinin suçlusu bendim.Onu ellerimle ben kendim uzaklaştırmıştım ve şimdi onu kayıp ediyordum.Bne neyi sevsem kaybediyordum.Oysa arada fark vardı.Kaybetmeye dayanabileceklerimiz ve dayanamayacaklarımız vardı.Annem her zaman kaybetmeye dayanamayacağını sevme derdi.Ben onu nasıl bu kadar sevdiğimi anlamadan sevmiştim.Çok sevdiğim bir kitapda dediği gibi..Uykuya dalar gibi aşık oldum ona,önce yavaş yavaş,sonra aniden.Bunu kabullenememiştim kendi kendime.Onu sevdiğimi kendime itiraf edememiştim.Çünkü insanın içini kaybetme korkusu sarınca herşey boka sarıyordu.Ben onu kazanamamışken kaybetmekten korkmaya başlamıştım...''Bundan..eminim.''
Sözler dudaklarımdan dökülürken sanki konuşan ses bana ait değildi.Bu ayakta duran ben değildim.Kendimi hissedemiyordum,hiçbir şey hissedemiyordum.Hissizleşmiştim...
''Gerçekten minnettarım Boo..Ancak sen..İyi olduğundan emin misin?''
''B..Ben..''
Sesim çatladığı için kendimden nefret etmiştim.Her şeyden nefret ediyordum.Buradan koşarak uzaklaşmak istiyordum.Yanımda duran adam benim değildi.Benim içimden bir parçaydı ama beni sevmiyordu.Sanki benim içim beni reddediyordu!
''İyi görünmüyorsun.''
Önüme doğru eğildi ve mavi gözlerini gözlerime dikti.Yüzünde içimi daha fazla acıtan bir gülümseme belirdi.Zar zor yutkundum.Gözlerimi ayırmak istiyordum ancak yapamıyordum.Dudaklarımdan bir hıçkırık kaçınca elimle ağzımı kapadım ve arkamı dönüp ormanın içine koşmaya başladım.Arkamdan bağarsada onu umursamadım.Bir yandan sesimi koyvermiş hıçkırarak ağlarken bir yandan nereye koştuğumu bilmeden hırsla koşuyordum.Saatlerce şuursuzca koştuktan sonra bir uçurumun kenarında dizlerimin üzerine çöküverdim.Nefes almaya çalışıyordum.Dafa fazla ağlamak istiyordum ama gözlerimden tek damla yaş akmıyordu.
Avazım çıktığı kadar bağırdım.Çığlıklarım boğazımı yırtıncaya kadar devam ettim.Sonunda yorgun düştüğümde olduğum yere yattım ve bacaklarımı kendime çektim.Buna devam etmek istemiyordum.Daha fazla yaşamak istemiyordum.Uyandığımda her şeyin eski haline dönmesini istiyordum.Louis'in benim hayaletim olarak kalmasını istiyordum.Bütün bunlar beni mahvetmişti..
Düşünceler ile boğşurken uykuya daldım.******** ************* ****************** *************
YAZARIN DİLİNDEN
Brookly'nin hıçkırıkları hala Louis'in kulaklarında çınlıyordu.Ormanda çaresizce yürürken ne olduğunu ve ne yapması gerektiğini anlamaya çalışıyordu.Her zaman duygularından taviz vermeyen ve eğlenceli bir adam olmuştu ancak son zamanlarda kendisi gibi hissedemiyordu.Yaptığı şeyler onun için bile çok fazlaydı.Artık daha fazlasını kaldıramıyor ve ruhu bedeninin altında eziliyordu.Telefonu gürültülü bir şekilde çaldığında rahatsız oldu ve telefonu açtı.Arayan kız arkadaşıydı.
''Lou hayatım nerelerdesin! Liam ve ben siz ikiniz hakkında endişe ettik Brooklyn seninle beraber mi?''
Louis elanor'un sesinde ki tınıdan bu durumdan hoşnut olmayacağını anlamıştı.Bu yüzden en hoşlanmadığı şey olsada yalan söylemeyi tercih etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOST MY GHOST
CasualeBu bir armağandı.Kendimi bilmeden iki dünya arasında bir adamın kollarında bulmuştum.Bizim aşkımız araftaydı.Ne soğuktu ne sıcak.Ne tam anlamıyla vardık ne de yok.O ne tam anlamıyla bana aitti ne bir başkasına.Tek bildiğim şey onun için ölmeyi göze...