Sabah kalktığımda beynim sanki yerinden çıkacak gibiydi.Yatakta gözlerimi zar zor açtım.Şiddetli bir ağrı beynime saplandığında hafifçe inledim ve yatakta doğrulurken başımı ovaladım.Dün akşam ne olmuştu.Tanrım Louis...Louis!
Yataktan fırlayı ayağa kalktım ve etrafta dönmeye başladım.Buraya nasıl gelmiştim.En son hatırladığım şey Louis ve o kızdı.O kız.Tanrım! Yastığı alıp yüzüme kapadım ve çığlık atarak tepinmeye başladım.Bir yandan da yatağı yumrukluyordum.Odamın kapısı aniden açılınça başımı yastıktan kaldırdım.Gelen küçük kardeşimdi.''Oh..Şey,ne var! kapı çalar insan!''
Suratında küçük sinsi bir gülümseme ile bana bakıyordu
''Dün akşam seni eve getiren çocuk kimdi?''
Kaşlarımı çattım.
''Beni eve getiren çocuk mu?''
Gelip yatağın ucuna oturdu.
''Doğruya hatırlamıyor olmalısın.Dün akşam evden kaçıp bara gitmişsin.Seni eve mavi gözlü ve öldürücü derecede yakışıklı bir çocuk getirdi.Kapıyı açan ben olduğum için şanslı ve bana borçlusun''
Aman tanrım! Beni eve Lou mu getirmişti! Ve bu cadaloz onu görmüşmüydü.Görünmezken daha güzeldi,sadece bana aitti..
''Bana bak eğer o zehirli ağzını açıp annemlere bir şey söylersen-''
''Hey hey hey.Şu an şart koşabilecek durumda değilsin.Bundan sonra huyuma gitsen iyi olur.Gerçi o çocuk senin neyine bakmış onu anlayamadım hala ama neyse''
Ağzım bir karış açık ona bakarken odadan çıktı ve kapıyı uyuz bir tavırla kaşlarını aşağı yukarı oynatırken kapadı.Neyim varmış benim be!
Kalkıp hızlı adımlarla banyoya gittim ve duşun altına girdim.Suyu açtım ve daracık alanda düşünmeye başladım.Hatırlamak istiyordum.Hadi ama lütfen hatırlayayım!
Başımı hızlıca sağa sola salladım ve uzun saçlarımı arkaya attım.Hatırlayamıyordum işte.Suratım asıldı.Şampuanı başımdan aşağı boca ettim ve yıkandım.Banyodan çıkıp havlumu dolandım ve sıcak sudan sonra vücuduma vuran soğuk havayla titrerken odama koşturdum.Hemen üzerime giyecek bir şeyler bulmak için dolabımı kurcalamaya başladım.İlk kez spor şeyleri göz ardı ettim ve farklı şeyler bakmaya başladım.Annemin zorla aldırdığı elbiselerden birini çıkardım.Kalın askıları vardı ve kırmızıydı.Üstü büstiyer tarzıydı ve eteği kabarıktı.Pekala,altınada siyah dolğu topuk sade bir ayakkabı çıkardım.Üzerimi giydim ve ardından saçlarımı tarayıp su dalgası yaptım.Belime uzanan saçlarıma bakıp gülümsedim.Yandan düğünden düğüne kullandığım pafüm şişemi aldım ve bir kaç defa sıktım.Neredeyse küf tutmuş makyaj çantamı almak için çekmeceyi açtım.İçinden eyeliner'ı ve rimel'i aldım.Hafif bir eyeliner çekip rimeli sürdüm.Aynaya bakıp sırtımı dikleştirdim.Okula uzun zamandır gitmiyordum ve Artık okul vakti gelmişti.
Büyük ihtimalle okuldakiler konuşmaya başlamışlardı.Hakkımda söyledikleri umurumda değildi.Onlar benim kadar güçlü değildi ve asla olamayacaklardı.Çantamı koluma takıp odadan çıktım ve aşağı indim.Bizimkiler çoktan sofraya oturmuşlardı.Büyük ihtimalle her zamanki gibi yemeyeceğimi düşünmüşlerdi.Ancak o dönmüştü! Karşıma ne zaman çıkacağını bilemezdim ve her zaman hazır olmalıydım.Açlıktan guruldayan karnımı duymasını istemezdim sonuçta..Hafifçe öksürdüm.''Günaydın millet..''
Hepsi bana döndü ve gözleri yerlerinden fırlayacakmışcasına büyüdü.Annem öksürmeye başlayınca kız kardeşim sırtına vurmaya başladı.Babamda ona su uzatmaya çalışıyordu.Ben mi? Sakince geçip yerime oturdum ve tıkınmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOST MY GHOST
RandomBu bir armağandı.Kendimi bilmeden iki dünya arasında bir adamın kollarında bulmuştum.Bizim aşkımız araftaydı.Ne soğuktu ne sıcak.Ne tam anlamıyla vardık ne de yok.O ne tam anlamıyla bana aitti ne bir başkasına.Tek bildiğim şey onun için ölmeyi göze...