MERHABA SEVGİLİLERİM! BANA SÖYLENDİĞİNİZİ DUYAR GİBİYİM KULAKLARIM OLDUKÇA ÇINLADI :D ANCAK KÜÇÜK BİR RAHATSIZLIKLAR DÜZİNESİ GEÇİRDİM VE YENİ BÖLÜMÜ YAZMAK BİRAZ ZAMANIMI ALDI.İLGİ VE ALAKA BENİ MEMNUN ETTİ BUNUN İÇİN MİNETTARIM.FİLHAKİKAT YENİ BÖLÜMÜ YAZMAK KAÇINILAMAZDI ÇÜNKÜ UZUN ZAMANDIR SİZLERİ BEKLETİYOR OLMAK İÇİMİ OLDUKÇA HUZURSUZ EDİYORDU.DAHA FAZLA KONUŞMAYAYIM! SİZLERİ SEVİYORUM!
Sabah kalktığımda yüzüme vuran güneşle hafifçe yüzümü buruşturdum.Yattığım yerden doğruldum ve etrafa bakındım.Dün olanların gerçek olduğuna hala inanamıyordum ama arkamda uzanan beden ve belime sarılmış güçlü kollar buna inanmam gerektiğini söylüyordu.Kollarının arasından yavaşça çıkıp ayağa kalktım.Banyoya gidip yüzümü yıkadım.Yüzüme baktım ve gördüğüm şeyden ilk defa mutlu oldum.gerindim ve saçlarımı düzelttim.Odaya döndüm ve Lounun üzerine yattım.Kollarımı ona sarıp saçlarını kokladım.Hafif bi sırıtışla utanarak kıkırdadım.
''Sanırım uykulu halimden yararlanıyorsun'' dedi.
Yüzüne bir sırıtış yayıldığını gördüm ve bu kulaklarımın daha fazla yandığını hissettim.
''Günaydın Loueh'' dedim gülümseyerek.
Ben gözleriyle yavaşça süzdü ve birden altına alıverdi.Kocaman gözlerle ona bakarken yutkunmamın daha zor bir hal aldığını hissettim.Önüme düşen saçı eliyle arkaya itti ve gözlerini dudaklarımda dolandırdı.Sanırım bu bir dokunuştan daha sert etkilemişti beni.Miğdemde yayılan bir uyuşma önce karnıma bir ağrı saplanmasına neden olmuş daha sonra kalp ritmimi kulaklarımda hissetmemi sağlamıştı.Vücudunun her bir ayrıntısı üzerimde sabitlenmişti ve ben mükemmel yaratılışının somut halini ilk kez hissediyordum.Baş parmağını yavaşça alt dudağımda dolandırdı.Kesik bir nefes alırken ellerimin üşüdüğünü fark ettim.Dudakları yavaşça dudaklarımın üzerinden burnumun ucuna çıktı ve küçük bir öpücük bıraktı.Gözlerimi kapadım ve kendime anın büyüsünü hissetmek için izin verdim.Gözlerinin koyu maviye dönüşünü seviyordum.İçinde yaşattığı bütün renklerin en çıplak halleriyle gözlerinden okunuşu,ve o gözlerin üzerimde dolanışı bana dünyadaki en güzel kadınmışım hissini yaşatıyordu.
''Kahvaltı yapmalıyız küçük'' dedi fısıltıyla.
Dudaklarının hala burnumun ucunda oluşu ve sıcak nefesinin yüzümü okşayışı ergenlik çağında bir kızın yaşamsal faaliyetleri için çok fazla olmalıydı ki kurduğucümlede ki sinirimi bozacak küçük detayı idraak etmem bir kaç dakika mı almıştı.Küçük mü? Küçük mü demişti bana! Tamam aramızda fazla yaş farkı olabilirdi ama küçük ne demekti!
Yinede anın büyüsünü bozmamak için sessiz kalmayı tercih ettim.''Biliyorsun Loueh.Yemek yemek için her zaman istekliyimdir.''
Ayağa kalkıp beni elimden tuttu ve çekip omzuna attı.
''Louis yürüyebilirim!'' dedim itiraz eden bir homurtuyla.
''Yürüyeblidiğini biliyorum.'' dedi ''İlk adımlarına bizzat şahit oldum.''
Son kurduğu cümlenin anlamını pek anlayamasamda didiklemek yerine itiraz etmeye devam etmeyi tercih ettim.
''O zaman bırak yürüyeyim.Neden omuzluyorsun ki?''
''Çünkü seni taşımayı seviyorum bebek''
Arabanın kapısını açıp beni ön koltuğa oturttu.Kendide arabanın önünden dolanıp sürücü koltuğuna gecti.Bana kısa bir bakış atıp arabayı çalıştırdı ve gaza bastı.Meraklı ruh hlimden kaynaklı olsa gerek konuşmaya başlamıştım bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOST MY GHOST
RandomBu bir armağandı.Kendimi bilmeden iki dünya arasında bir adamın kollarında bulmuştum.Bizim aşkımız araftaydı.Ne soğuktu ne sıcak.Ne tam anlamıyla vardık ne de yok.O ne tam anlamıyla bana aitti ne bir başkasına.Tek bildiğim şey onun için ölmeyi göze...