MEMORIES

168 14 15
                                    

Sevgili Ghoster okuyucularım! Bundan sonra size Ghoster diyeceğim! Öncelikle teknik bir arza nedeniyle bilgisayarım bozuk yani telefondan yazıyorum.Bu bölüm beni çok uğraştırdı.Size asla vote sınırı koymuyorum ama vote'lar çok düşük.Bunuda belirtmek istedim.Yorumlarınız benim için çok değerli unutmayın! Sizleri çok seviyorum ve daha fazla konuşmadan hikayemize başlıyorum!

Yaklaşık 100 yıl önce Louis'in dilinden.

Küçük bir küfür savurarak popomu ovaladım.

"Bu yaptığın aptallıktı!"

Ağabeyim beni umursamadı ve elindeki sapanla etraftaki insanları rahatsız etmeye devam etti. Bazen benim büyük çocuk olarak doğmuş olmam gerektiğini düşünüyordum.19 yaşında bir adama göre fazla çocuktu.Ben ise 16 yaşımda olmama rağmen fazla olgun.

Popomda ki ağrıyı umursamamaya çalışarak yürümeye devam ettim.Üzerimi son bir kez kontrol edip saçlarımı düzelttim.Neredeyse öğlen olmuştu ve Katness dereye inmiş olmalıydı.Bu saatlerde hep orada olurdu.Adımlarımı hızlandırdım.Bir an önce oraya gitmek ve onun ateş kızılı saçlarını,bembeyaz tenini,yaprak dökümünü andıran sarımtırak gözlerini ve kırılgan bir dal gibi suya ayaklarını daldırışını görmek istiyordum.Ağabeyim bunun bir aptallık olduğunu düşünüyordu.Ancak ben onu sevmeyi seviyordum.Bu onu ilgilendirmezdi.Onu sevmenin aptallık olduğunu bana söyleyemezdi.En azından ben bunu kabul etmezdim.Dereye doğru inen patikadan aşağı indim ve ağaçlardan birine tırmandım.İşte oradaydı...

Suyun kenarına oturmuş üzerinden hafifçe dökülen elbisesiyle ışık saçıyordu.Sacları güneşi kıskandırırcasına parlıyordu.Suya yavaşca elini daldırdı ve suyun avuçlarından dökülüşünü izledi.Yüzüme yayılan gülümsemenin farkına vardığımda bir aptal gibi hissettim.O sırada suyun içinden bi adam çıktı ve ona su attı.Daha sonra bakarken içimi yakan dudaklarına uzandı ve onu öpmeye başladı.Ne olduğunu anlayamadan aptal aptal bakakalmıştım.İçimde bir şeylerin küçük parçalara ayrıldığını hissettim.Gözlerim yanıyordu ve yaşlar yanağımı ıslatmıştı.Ne olduğunu anlamadan ayağım kaydı.Ağaçtan aşağı büyük bir gürültüyle yuvarlandım.Kafamı defalarca çarpsam bile acı hissetmemiştim.Sonunda yere yapıştığımda elimde kanayan bir dudak,patlamış bir kaş,parçalanmış el ve dizler aynı zamanda acıyan bir kalp vardı.

Yerden vücudumu yavaşta kaldırdım.Başımı kaldırıp karşıma baktığımda ise belki de hayatım boyunca yaşayabileceğim en büyük acıyı yaşadım.Bana kocaman gözlerle bakan bir Katness ve hemen önünde gözlerime bakan ağabeyim..

"Tanrım..Michael.."

Şimdiki zaman...

Neredeyse bir hafta olmuştu ve ben hala ne Louis'i ne de Elanor'u görmemiştim.Bunun sebebi neredeyse evden hiç çıkmamam ve sadece Liam ile görüşüyor olmam olabilirdi ama konumuz bu değil.Acaba ona nasıl evlenme teklif edecekti.Öpüşürler miydi? Belkide daha fazlasını yapmışlardı kim bilir.Başımı iki yana sallayıp düşüncelerden kurtulmayı denedim.Yataktan istemsizce çıktım.Hafta sonu sonunda gelmeyi başarabilmişti.Ayağa kalkıp odadan çıktım ve lavaboya ilerledim.Suyu hafifçe ılıttıp yüzüme vurdum.Gözlerimi açmadan havluya uzandım.Yüzümü kurulayıp yerine astım.Aynada kendime bakmaya cesaret edemediğimden direkt odama döndüm.Yatağa oturup etrafı incelemeye başladım.Bir süre o şekilde oturmuş olmalıydım ki telefonumun çalışını ancak duyabilmiştim.Uzanıp onu aldım ve açtım.

LOST MY GHOSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin